Cihan Yıldız: Önyargıyla bana suç atfedilmiştir
Cihan Yıldız`ın annesi geçen hafta gazetemize oğluna komplo kurulduğunu dile getirmişti. Annesinin gazetemize verdiği demeci gazetemizden okuyan Cihan Yıldız, gazetemize bir mektup göndererek hakkında kurulan komployu belgeleriyle ve daha açık ifadelerle ortaya koydu
Fikret Özkan / Doğruhaber
Gazetemizin geçen haftaki sayısında gündeme gelen ve “Oğlumu hile ve komplolarla hedef haline getirdiler” haberiyle yayımladığımız Cihan Yıldız`a yönelik kurulan komployla ilgili olarak Cihan Yıldız da gazetemize bir mektup gönderdi. Mektubunda 28 Şubat süreciyle beraber dindar kimliğinden dolayı mağdur edilerek hedef haline getirildiğini dile getiren Yıldız, kendisine yapılan yargı zulmünün, röportajda konuşan annesinin anlattıklarından çok daha vahim olduğunu ve bugüne kadar gerek kendisine gerekse ailesine yapılan zulüm ve haksızlıkların üstünün örtülemeyecek kadar bariz olduğunu söyledi.
Yıldız, hakkında açıkça bir yargı ve polis komplosu kurulduğunu ve 8 yıldır tüm haklılığına rağmen sesini bir türlü duyuramadığını ifade etti.
SABRİ UZUN YAZDIKLARININ ÇOK DAHA FAZLASINI BİLİYOR…
Sabri Uzun`un kitabında yazdığı gerçeklerden çok daha fazlasını bildiğine emin olduğunu ve bu gerçeklerin gün yüzüne çıkması durumunda özellikle bölgede paralel polis ve devlet eliyle işlenerek mazlum Müslüman Kürd halkının üzerine yıktırılmaya çalışılan kirli cinayetlerin ortaya çıkacağını belirten Yıldız, bu gerçekleri ortaya çıkarmanın hükümetin boynunun borcu olduğunu söyledi.
HİLE VE KOMPLOLARI EN İYİ BİLEN DEVLETTİR
Yıldız, annesinin haberde belirttiği “Çevresinde çok iyi bir insan olarak bilindiği ve hiçbir şekilde kimse ile bir husumetinin olmadığı gerçeği ile hakkında kurulan hile ve komploları en iyi bilenin devlet olduğunu ve devletin bu gerçekleri bile bile halen kendilerine zulmettiğini söyledi.
HAKKIMDA HAZIRLANAN İDDİANAME GÜLÜNÇ VE CİDDİYETTEN UZAK
Kendisine karşı kurulan kirli plan ve komploları maddeler halinde ve hakkında düzenlenmiş iddianameden örnek vererek açıklayan Yıldız, hakkında düzenlenmiş iddianamenin gülünç ve bir o kadar da ciddiyetten uzak bir şekilde hazırlandığından birçok bilginin de birbiriyle uyuşmadığına dikkat çekti.
“Haksızlığa uğradığımın delilleri şunlardır” başlığı altında kendisine kurulan komploları maddeler halinde anlatan Yıldız`ın hazırladığı delil dosyasını olduğu gibi paylaşıyoruz:
DOSYA MASA BAŞINDA(MI?) HAZIRLANDI
1- DELİL: İstanbul TEM`DE görevli Bahadır KICIR, …….2002`de İstanbul Fatih Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifade de, hür iradesiyle savcıya şu beyanda bulunmuştur: Rıfat DURSUN, Hizbullah sanığı olarak müdürlüğümüzce alınan ifadesinde bize 14 sayfa ifade verdi. İfadeyi alan polis memuru benim. Rıfat DURSUN`un tutanaktaki tarihini sehven yazmışım.” demiştir. Oysa dosyada belirtilen Rıfat Dursun adlı bir şahıs “Anadava`da yoktur. Dosya ifade tutanağı ilk sayfa değil, 16 sayfadır. 15. sayfaya benim adım yazılmış-eklenmiş. Fakat 16. sayfada adım çıkarılmıştır. Ayrıca ifade tutanağı sayfalarındaki imzaların hiçbiri diğerini tutmamaktadır. Masa başında hazırlandığı tamamıyla ortadadır. (1 Nolu belgeye bakınız)
KOMPLOYU KURAN POLİS BAHATTİN KICIR PARALEL YAPIDAN GÖZALTINDA
2- DELİL: 22 Temmuz 2014`te İstanbul`da “Paralel Yapı”ya yönelik operasyonda polis memuru Bahadır KICIR “Evrakta sahtecilik ve yanlış belgelerle mahkemeleri etkileme, hayali örgüt ve isimlerle vatandaşları mağdur etmekten gözaltına alındı. Bahadır KICIR adlı polis memurunun bu suçlamalardan gözaltına alınması “Paralel Yapı”nın mağduru olduğumun kanıtıdır.(1 Nolu belgeye bakınız)
PKK-KONGRAGEL`DEN ARANDI HİZBULLAH`TAN TUTUKLANDI
3- DELİL: 2000 yılında İstanbul-Beykoz operasyonunda Hizbullah Örgütünün arşivi ele geçmesine rağmen ben 6 yıl boyunca PKK-Kongro-GEL`den aranmıştım ve akabinde Hizbullah örgütünden bana ceza verildi.
Bu da gösteriyor ki, bana yöneltilen suçlamalar masa başında, somut delillere dayanmayan tahminsel bir fezleke olduğunu gösteriyor. (2 Nolu belgeye bakınız)
1995`TE ÖRGÜTE KATILDIĞI SÖYLENEN YILDIZ`A İSNAT EDİLEN EYLEM TARİHİ 1992
4- DELİL: Beykoz operasyonunda ele geçirilen özgeçmiş raporunda örgüte katılma tarihi 1995`tir. Oysa bana isnat edilen suç tarihi 1992-1993 ‘tür. Örgüte 1995`te katılan biri, nasıl olur da 1992-1993`te eylem yapabilir.
HİZBULLAH`IN ELE GEÇİRİLEN DOKÜMANLARINDA BENİMLE İLGİLİ HİÇBİR BİLGİ YOK
5- DELİL: Hizbullah Anadava`sında yargılanan herkesin özgeçmiş raporunda işledikleri öldürme ve yaralama olayları anlatıldığı halde, benim özgeçmiş raporumda buna benzer bir durum yoktur.
“KANAATİMİZCE HÜSEYİN SENSİN”
6- DELİL: Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Özel Yetkili Mahkemesi, 2013 Nisan ayında dosyamı kapattı ve yayınladığı gerekçeli kararda aynen şöyle yazmıştır: “ ‘Kod: Hüseyin` adlı şahsın açık kimliği tespit edilememiştir. Kanaatimizce Hüseyin sensin” demişlerdir. Ve kanaate dayanarak bana ceza vermişlerdir. (4 Nolu belgeye bakınız)
Halbuki, Hizbullah askeri kanadında yer alıp ceza alan yaklaşık 36 kişinin ‘Kod: Hüseyin` veya ‘Kod: Cihan` gibi kodlarla olaylar yapıp ve ceza aldıkları halde, mahkemeye sunduğum bu deliller göz ardı edilmiştir.
7- DELİL: 2000 yılında Beykoz operasyonunda ele geçirilen Hizbullah`ın askeri kanat listesinde adım geçmemiştir. Batman, Diyarbakır, Silvan, Nusaybin, Metropol ve benzeri tüm arşivlerdeki askeri kanat listelerinde adımın olmaması askeri kanatta faaliyet göstermediğimin delillerindendir. (5 Nolu belgeye bakınız)
HİÇBİR İFADE VE TUTANAKTA İSMİM GEÇMEDİ
8- DELİL: Sözde dosya ortaklarım olarak geçen kişilerin kollukta, savcılıkta ve mahkemelerde verdikleri ifadelerin hiçbirinde adımın geçmemesi savcılıkta ve mahkemelerde verdikleri ifadeleri, hiçbirinde adımın geçmemesi Hizbullah askeri kanadında görev almadığımın göstergesidir. (Dosyada mevcuttur)
9- DELİL: Mahkemeye sunduğum, askeri kanatta faaliyet gösteren itirafçıların, itiraflarında adımın geçmemesi Hizbullah askeri kanadında görev almadığımın göstergesidir. (Dosyada Mevcuttur)
10- DELİL: Diyarbakır Emniyet İstihbaratının aradığı ve deşifre ettiği ve haklarında fezleke hazırladığı Hizbullah askeri kanat listesinde adımın olmaması, yine suçsuzluğumun göstergesidir. (Beni 6 yıl PKK-Kongra-GEL`den aramışlardır) (6 Nolu belgeye bakınız)
BANA İSNAT EDİLEN OLAYLARIN FAİLLERİ OLAYI KENDİLERİNİN YAPTIĞINI İTİRAF ETMİŞLERDİR
11- DELİL: Bana isnat edilen ve kendisinden dolayı ceza aldığım iki öldürme olayının benimle bir ilgisi olmadığının somut delillerini ve olayları yapan kişilerin itiraflarını ve belgelerini mahkemeye sunduğum halde mahkeme heyeti bunları göz ardı ederek-her iki öldürme olayında adım geçmemesine rağmen mahkeme heyeti somut delillere bakacağına önyargı ile kanaatle hukuk adına hukuksuzluk yaparak bana ceza vermiştir.
8 ÖLDÜRME OLAYI İLE YOLA ÇIKILAN DOSYADA ANCAK 2 ÖLDÜRMEDE TUTUNABİLDİLER
12- DELİL: Benim hakkımda hazırlanın iddianamede 8 öldürme ve 2 yaralama olayına katıldığım iddia edilmiştir. Bu olaylarla ilgim olmadığını somut delillerle ve belgelerle mahkemeye sunduğum halde mahkeme heyeti 6 öldürme ve 2 yaralamayı düşürüp, 2 olaydan bana ceza verdi. Diğer 6 olay gibi bu 2 olayla da ilgim olmadığı, adım geçmediği halde, suçsuzluğumu somut belgelerle mahkemeye sunduğum halde ve mahkeme heyeti “ ‘Kod: Hüseyin`in açık kimliği tespit edilememiştir.” dediği halde beni suçlu saymıştır. Önyargıyla bana suç atfedilmiştir. (7 ve 8 Nolu belgeye bakınız)
BU ZULME ENGEL OLUN
Kendisine karşı kurulan bu komploları ve dava dosyasında bulunan bu çarpıklıkları defalarca dilekçe ile mahkemeye sunduğunu ancak bu güne kadar hiçbir şekilde bu talebinin dikkate alınmadığını belirten Yıldız, bu durumu hakkında hazırlanan bu komplonun devam etmesini isteyen güçlerin yargıda da etkin olduklarının açık bir işareti olduğunu belirterek, yetkililerden bu zulme engel olunması çağrısında bulundu.