• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...
Bismillahirrahmanirrahim
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Yine geldi bir 28 Şubatın seneyi devriyesi. Bizlere tekrardan firavunların zulümlerini anımsattı. O firavunlar ki kendilerini Rab zannediyorlardı. Allah`ın helal ettiğini haram kılıyorlar. Haram ettiğini de helal sayıyorlardı. Güçleri yettiği için mazlumları öldürmekten, zindanlara attırmaktan çekinmiyorlardı. Başörtüleriyle okumak isteyen kızların başlarını türlü türlü entrikalarla, hile ve desiselerle, tehditlerle hatta ve hatta ikna odalarıyla açtırmaya çalışıyorlardı. Kızların başlarını açtırmak için her yolu deniyorlardı.

Kendilerini Rab olarak gördükleri için her istediklerini insanlara yaptırabilme hakkını kendilerinde görüyorlardı. Akla hayale gelmeyen sihirlerle insanların saf dimağlarını büyülediler, var olanı yok ve yok olanı varmış gibi gösterdiler. Kimi hedef tahtasına koydularsa kumpaslar kurup tuzaklarına düşürdüler. Yalaka ve yardakçılar da kraldan çok kralcı kesilip Firavunların ekmeğine yağ sürdüler.

Potansiyel suçlu olarak gördükleri dindarlara yüklendikçe yüklendiler. Piyonlarını ileri sürüp sindirmek istedikleri camiaların kisvelerine bürünüp onları lekelemeyi, sindirmeyi meşrulaştırdılar. Ancak onların da hesaplayamadığı başka hesaplar da vardı işin içinde. Allah`ın hesabı... Bunca sihir, ilizyon, göz boyaması karşısında Allah elbette ki Musa`lar gönderecekti. Bu Musa`lar insanlardan olabileceği gibi misyonlardan da olabilirdi. Tarihte bizlerde şahidiz ki her Firavuna karşı bir Musa doğmuştur.

Firavunları denizlerde boğmuştur. Açıktır ki bu Musa Haktır, hakikattir. Allah`ın hesabıdır. Musa`nın elindeki Asa gibi tüm kumpasları bütün ilizyonları tek tek yok etti. Onlardan arta kalan bir şey bırakmadı. Firavun ve mele`lerinin tüm oyunları hakikat asası karşısında zelil oldu. Bu hep böyle olmuştur. “Hak gelir batıl zail olur zira batıl zail mahkûmdur.” 

İnsanların gözlerinden sihir perdeleri kaldırılınca temiz ve iyi niyetli olanlar, sihirbazlardan bile olsalar Hakka teslim oldular. Kimisi de Haman ve Karun gibi hak kendilerine dolunay gibi apaçık gösterildiği halde Hakkı inkâr ettiler. Makam, mevki, sosyal statü gibi dünya menfaatlerinin cazibesine kapıldılar. Bu tipler bu nimetlerden kısa bir sürede olsa nemalandılar. Sonunda içine düştükleri zillet damgasıyla mühürlendiler. Ahirette de Allah`a hesap verecekler. Orada elleriyle gönderdiklerini tastamam bulacaklar. Keşke bize gönderilen elçilere uysaydık diyecekler. Ama nafile, son pişmanlık neye yarar. Her iyiliğin karşılığı olduğu gibi kötülüklerin de bir bedeli var. İşte Allah`ın hesabı dediğim şey bu.

Asay-ı Musa sihirbazların sihirlerini bir bir yutunca bazı sihirbazlar Musa ve Harun`un Rabbine iman ettik dediler. Halktan da büyük bir kitle iman ettiler. Öyle bir iman ki Karun`u hazineleriyle beraber yerin dibine geçirdi. Firavun ve ordusunu da Kızıldeniz`de gark etti. Firavun sihirbazlarıyla halkın gözlerini boyayıp Hakka üstün gelebileceğini hesaplamıştı.

Ancak ilahi hesap öyle bir tecelli etti ki insanlar topluca hakka yöneldiler. Firavunların istediği hayat biçiminin tam tersi bir hayat biçimini benimsediler. Binyıl sürecek sandıkları saltanatları yerle yeksan oldu bir anda yok oluverdiler.

Firavunun yaptığı zulümler o kadar büyüktü ki şanı yüce Allah onun cesedini insanlara ibret olsun diye çürütmedi. Elbette ki Firavunun cesedini insanlara ibret olsun diye çürütmeyen Allah, 28 Şubat`ın mimarlarını da bir şekilde ibret-i alem olması için defterine kaydetti. Bu kişileri de insanlar birbirlerine ibretle ve hayretle anlatacaklardır. Onlardan ve yaptıklarından Allah`a sığınacaktır. Bizler de bu günleri yaşayan ve hala cezaevlerine suçsuz ve günahsız konanlar olarak ruz-i mahşerde bu kişilerden davacı olacağız.

Hiçbir cürüm işlemediğimiz halde sırf onların dinine tabi olmayıp Musa ve Harun`un Rabbine iman ettik diye bizleri yeri geldi öldürdüler, yeri geldi sürgün ettiler, yeri geldi zindanlara doldurdular. Tek suçumuz Allah`ın dinine tabi olmamızdı. Tüm çağdaş Firavunlar şunu iyi bilsinler ki ne bizleri öldürmekle ne de zindanlara doldurmakla yıldıramazsınız. Çünkü bizler cennetlerimizi yüreklerimizde taşıyoruz. Ölüm bizler için Rabbimize kavuşmadır.

Zindan Rabbimize yakınlaşma vesilesidir. Bizleri nereye sürerseniz sürün Rabbimiz oradadır. Sizlerin dünyayı sevdiğinden çok bizler ahiret yurdunu arzulamaktayız. İmtihan gereği Rabbimiz sizlerin bizlere zulmetmesine belli bir süre mühlet verebilir.

Ama Rabbimiz asla zulmünüzü karşılıksız bırakmaz, cezanızı da ihmal etmez. Sizler büyükleriniz olan Firavunlar ve Nemrutların yoluna tabi olabilirisiniz. Allah sizleri de onlarla haşretsin. Zira kişi sevdiğiyle beraberdir. Bizler de büyüklerimiz olan peygamberlere tabi olacağız. Sizler cehennemlerden korkmuyorsanız bizlere ne olmuş ki cennetlerden kaçalım.

Yine şunu iyi bilsinler ki, her birimiz İbrahim olacağız. Nemrut`lara başkaldıracağız. Siccil olup Ebrehe`lere yağacağız. Bizden sonrakilere bir yad-ı cemil bırakacağız. Selam olsun İbrahim`e(as). Selam olsun Musa`ya(as). Selam olsun Muhammed Mustafa`ya(as)…

DAVUT İNAN
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir