Batman-İstanbul hattında paralel kumpasın 2009 versiyonu
Hüseyin Sağlam / doğruhaber / Analiz
Takriben 15 yaşlarında bir genç. Adı Hüseyin. Doğup büyüdüğü şehir Batman. 2006`dan itibaren de ailesiyle birlikte İstanbul`a yerleşmiş bulunmakta. Babası Hizbullah adına faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle ömür boyu hapse mahkûm edilen küçük Hüseyin 2009`da “Paralel`in” Emniyet müdürlüğü içerisindeki ayağının en canlı, belki de en son tanığı durumunda.
Nasıl mı? Detaylarını ilgili haberimizde de göreceğiniz gibi Küçük Hüseyin, ucu 2005 yılının Batmanı`na kadar uzanan bir kirli elin pençesinde. Daha doğrusu Batman Emniyet Müdürlüğü bünyesinde görev yapan kirli/şaibeli derin odağın yaptığı şantajlar yüzünden hayatı karartılmak istenen çocuk yaşta bir genç. Kirli odaklar içinse Hüseyin, geleceğin muhbirlik adayı. Daha doğrusu adayı idi.
Ancak Emniyetçi Paralel kliğinin pervasız tutumu, Küçük Hüseyin`i kaçırıp günlerce “sorgu” amaçlı alıkoymaları, ailesini harekete geçiriyor. Gerisi de çorap söküğü gibi gelmeye başlıyor tabii ki.
Evet, 2009 yılının 17 Şubatı`nda ekmek almaya giden Hüseyin`den haber alınamayınca savcılığa başvuran ailesi, 24 saat sonra ortaya çıkan Hüseyin`i sorgulayınca 2005 yılından bugüne; Batman`dan İstanbul`a uzanan alçakça uygulamaların detaylarına vakıf olmanın yanında geçirdikleri şoku bir arada yaşar hale geldiler.
Meğer 2005`te Küçük Hüseyin`i Batman`da iken polis aracıyla taciz eden, korkutan, tanışan boyun kısmı benekli/lekeli şahıs, 2009`un İstanbul`unda da bırakmamış peşini Hüseyin`in. Nam-ı Diğer Benekli/Lekeli adam, ilk başta mahalledeki muhbirleri arkadaşlık kılığında Hüseyin`e musallat ediyor. Ardından da kendini Batmanlı olarak tanıtan muhbir/arkadaşı eve davet ediyor Hüseyin`i. İşte ne olduysa davet edilen evde oluyor. Eve giren Hüseyin, karşısında Batman`dan tanıdığı Benekli/Lekeli yaratığı görünce şaşırıveriyor ama Benekli/Lekeli adam, peşini bırakmadığını göstermiş oluyor.
Esrarengiz evde Hüseyin`i çırılçıplak soyduktan sonra kendileri de soyunuyor ve çıplak vaziyetteki Hüseyin`in düzinelerce fotoğrafları çekiliyor. Artık Hüseyin serbesttir, gidebilir! Tabii ki gidebilirse! Ve tek tek sıralanıyor istekler..!
-Eğer cezaevinde kalan babanla ilgili bilgileri getirmez isen..!
-Eğer Cezaevinde babanla kalan falan şahısla ilgili bilgileri getirmez isen..!
-Eğer evinize gelen falan şahısların ağabeylerinle olan konuşmalarını söylemez isen..!
-Eğer istediğimiz şeyleri istediğimiz yerlere gelmez/getirmez isen..!
Ve bu şekilde uzun uzadıya devam eden “…isen”lerden sonra Lekeli/Benekli, son sözünü söylüyor: “Bu resimleri hem babana, hem de ağabeylerine vereceğiz, o zaman da seni öldürürler” diyor ve çıkabilirsin deyip kapının yolunu gösteriyor.
Bu durumun yaşandığı 2007 yılının başından bugüne kadar çektikleri alçakça resimlerle Hüseyin`i avuçlarında tutan Emniyet`teki Paralel Çete, 17 Şubat 2009 günü Hüseyin`i 24 saatliğine alıkoyması ve ailenin Hüseyin`i sıkıştırması üzerine bu pislikler bir bir ortaya çıkıyor. Yaklaşık iki yıl devam eden şantajlar sonucunda Hüseyin onlarca yere götürülüyor, onlarca kişi ile yüz yüze geliyor. Yaptığı tüm konuşmalar bir bir kameralara kaydediliyor.
Bu anlatımlardan sonra soluğu Bakırköy adliyesinde alan ailesi, durumu anlatıyor, ama dikkate alan olmuyor. Karakol ile adliye arasında aile mekik dokurken başta şantajcı Benekli olmak üzere hem polis ekibi hem de muhbir çetesi bırakmıyor peşlerini. Adliyenin içerisine kadar girip Hüseyin`i ailesinin gözleri önünde el kol hareketleriyle tehdit ediyorlar. Emniyet`te de garip şeylerle karşılaşılıyor. Olay, Çocuk Büro Amirliği`ne havale ettirilmek isteniyor, cinsel istismar kılığına sokulmaya çalışılıyor. Gösterilen ev ve karanlık mekânlar Büro Amirliği`nde görevli dört polisle “sözde basılıyor.” Tabii ki mekânlara gidilirken de Benekli idaresindeki polis ekibi ve muhbir çetesi peşlerini bırakmıyor. Ve en son Benekli, evin yanında arkadan Hüseyin`e yanaşıp aynen şunları söylüyor: “Şimdiye kadar olanların sadece ‘yüzde elli`sini anlattın, eğer hepsini anlatırsan seni de ağabeylerini de tek tek indiririz.” deyip uzaklaşıyor.
Tabii Hüseyin`in yaklaşık üç saat süren anlatımlarından sadece birkaç satır almış olduk.
Olayın vahameti ortada. Sözü edilen Benekli halen Batman Emniyeti`nde mi; yoksa İstanbul Emniyeti`nde mi çalıştığını bilmiyoruz. Daha doğrusu bu tür karanlık işlerle uğraşanlar için zaman ve mekân kısıtlaması olmadığını biliyoruz. Ancak olay başlangıcının Batman olması, bu tür karanlık işlerde hiç de temiz bir sicili bulunmayan Batman Emniyet Müdürlüğü`ndeki kirli icraatları bir kez daha gün yüzüne çıkarmış oluyor.
Hatırlanacağı üzere 1990`lı yılların karanlık faaliyetlerinde Jitem`in yanısıra öne çıkan diğer bir kurum da Emniyet istihbaratı idi. Emniyet`in Batman ayağında adeta yok yok.
Şu sıralar kaçırılıp infaz edildiği ortaya çıkan Cevzet Soysal olayıyla gündeme oturan Batman Emniyeti, aslında o dönemden bugünlere kadar asla normal bir müdürlük işlevine dönüşmedi. Hele geçen yıl BDP`li Özcan TEMEL üzerinden kurulan komplonun yine Batman Emniyeti kaynaklı bir tertip girişimi olması, Batman Emniyetinin hala bile nasıl bir durumda olduğunu göstermektedir.