Musibetlere karşı sabır ve metanet göstermek
Şu dünya hayatı bir imtihandır. Her şey takdir-i ilahi ile olur. O`na teslim olmak, O`na tevekkül etmek, O`ndan gelene razı olmak gerek. O başımıza gelen musibetlerden haberdardır. O`nu bulan her şeyi kazanmış, O`nu unutan hiçbir şey kazanmamıştır
Feyzullah Zerey
Dünya hizmet diyarıdır. Her hal-u karda hizmet yapmakla mükellefiz. Maddî musibetleri büyük gördükçe büyür, küçük gördükçe küçülür. Asıl musibet ve muzır musibet, dine gelen musibettir. Musibet-i diniyeden her vakit dergâh-ı İlâhiyeye iltica edip feryad etmek gerektir.
Musibetler dini olmamak ve sabretmek şartıyla daha iyi bir kul olmak için birer fırsattır. Nitekim toplumumuzda nice insanlar vardır ki başına bir musibet geldikten sonra Allah’ın ipine sımsıkı sarılmaya başlamışlardır. Başlarına gelen musibet onlara Allah’ı hatırlatmış ve bir çocuğun annesinin kucağına atlaması gibi ubudiyete başlamışlardır. Şu da bir gerçektir ki musibetli anlarda yapılan ibadetlerin kıymeti artığı gibi verdiği huzur ve sevap ta artmaktadır.
Bazı musibetler vardır ki keffâretü’z-zünubdur. Bazıları ihtar, bazıları kendine çeki düzen verme vesilesi, bazıları Yüce Allah’ın iltifatıdır.
İnsanın başından geçen musibetler er geç geçmiş olur. Her ne kadar musibet zamanı uzun da olsa mutlaka geçiyor. Önemli olan bu musibetin bıraktığı izlerdir. İnsan geçmiş hayatına baktığında karşılaşmış olduğu nice musibetleri atlattığını ve onlar sayesinde nice mükâfatlara ulaştığını görür. Aynı zamanda ahirette alacağı mükâfatları düşündükçe de gönlü huzurla dolar. Hele hele en çok musibetzede olan peygamberleri düşündükçe de sabır bir kez daha bilenir.
Allah’a halis ve içten ibadet yaptığımız zamanlarımızı düşündüğünüzde karşımızda acziyetimizi görmüş oluruz. Evet, aciz oldukça O’na daha iyi bir şekilde yaklaşmış oluruz. İnsan kendisinde bir güç, kuvvet gördükçe, “Ben” duygusu gelişir. Bu da insanı Allah’tan uzaklaştırır. Musibetler bize bizi tanıttıran en güzel öğretmenlerdir.
Her ibadetin sevabı farklı olur. Bazı ibadetler vardır ki bir saati bir ömre değer. İslam davası uğruna nöbet bekleyen rabitunlar gibi. Musibet anlarında ibadetini ihmal etmeyenlerin de her bir saatinin bir gün ibadet hükmünde olduğu rivayet edilmiştir.
Musibetler insanı yetiştirir, pişirir, olgunlaştırır, kemalini bulmasına mirac olur. İslam davasının rehberleri hayatları boyunca nice sıkıntılarla, musibetlerle, hıyanetlerle karşılaşmışlardır. Onlar sabır ve metanetle bütün bunların üstesinden gelmiş ve tarihte bir yer tutmuşlardır, kendilerinden sonra gelenlere numune-i imtisal olmuşlardır.