Öldürdükten sonra kayıt dışı silahlarla çatışma süsü verdiler
Bingöl'ün Genç ilçesinde 1999 yılında 2 ferdinin PKK'lı diye özel harekat polisleri tarafından vurularak öldürüldüğünü ileri süren Eliveren ailesi, cinayeti işleyen polislerin yargılandığını, aile olarak Hak ve Adaletin yerini bulmasını istediklerini belirttiler.
Bingöl’de, 17 Nisan 1999’da Mehmet ve Yılmaz Eliveren’in öldürülmesi olayında o dönem görevli olan Genç İlçe Emniyet Amiri Ahmet K, komiserlerden Bülent G, Ahmet Kenan Ç, polis memurları Mehmet A. ve Mehmet Y.’nin ‘Tasarlayarak öldürme’, ‘Tehdit’, ‘Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği’ suçlarından yargılanmalarına devam edildi.
Bingöl’ün Genç ilçesinde 1999 yılında öldürülen Mehmet ve Yılmaz Eliveren’in 9’inci duruşması Bingöl Ağır Ceza mahkemesinde duruşması görülmeye devam edildi. Mahkeme heyeti, olay yerinde keşif yapılması ve sanıklar için yurt dışı yasağına karar vererek duruşmayı 31 Mart 2015 tarihine erteledi.
1999 yılında Bingöl'ün Genç ilçesinde PKK'li diye vurularak ölen amca ve yeğenin, PKK'li olmadığı ortaya çıktı. İddiaya göre, 17 Nisan 1999'da Bingöl'ün Genç ilçesinde 19 yaşındaki Mehmet Eliveren ile yeğeni 17 yaşındaki Yılmaz Eliveren, özel harekat polisleri tarafından öldürülmüştü.
Kardeşi ve oğlunun özel harekât polisleri tarafından öldürüldüğünü ileri süren Ahmet Eliveren, “Oğlumu ve kardeşimi öldüren Polisler yargılanıyor. Son yapılan duruşmada, sanıkların, ‘Yurt dışına çıkma yasağı’ konuldu. Aile olarak Hak ve Adaletin yerini bulmasını istiyoruz.” dedi.
“Kardeşimi ve oğlumu öldürerek kayıt dışı silahlarla olaya çatışma süsü verildi”
Bingöl Ağır ceza mahkemesinde devam eden duruşma sonrasında konuşan Ahmet Eliveren, “Sanıklar diyor ki ‘Biz yasalar çerçevesinde görevimizi yapmışız’ Daha önce çıkan bir çatışmada ele geçirilen mühimmatları kayıt dışı tutarak, masum vatandaşları öldürerek ve olaya terör süsü vererek nasıl devlet görevi yapıyorlar. Görev odur ki, PKK’lılar yapılan çatışmada ele geçen silah ve mühimmatın kayıt altına alınması gerekiyor. Önceden PKK’dan ele geçirdiği silahları, kayıt altına almadan babalarının silahıymış gibi bir kenara koyarak kirli amaçları için kullanmışlar. Demek anlaşılıyor ki, bu Polislerin niyetlerinde ‘kirli ve karanlık işler yapmak vardır’, oğlum ve kardeşimi öldürdükleri zaman, ‘Ellerindeki kayıt dışı silahlarla olaya çatışma süsü vererek’ olayın yıllarca mahkemelerde sürmesine neden oldular. Eğer bunlar çete olmasaydı, kötü niyetleri olmamış olsaydı, silahları saklı tutmazlardı. Kayıt dışı silahlar, bunların elinde olmasaydı oğlum ve kardeşim öldürüldüğü zaman adalet çoktan yerini bulacaktı.”dedi.
Eliveren, “Oğlumu ve kardeşimi öldüren bu çete, olaya çatışma süsü vererek ve delilleri karartmak suretiyle profesyonelce hareket ettiler.” dedi.
“Oğlum ve torunum masumca öldürüldü”
Oğlu öldürülen 72 yaşındaki acılı anne Hanife Eliveren, “Oğlum ve torunum masumca öldürüldü. Silah seslerini duydum, oğlumu ve torunumu ilçe merkezinde öldürmüşler ve götürüp mezarlığın oraya bırakmışlar ve mezarlığa doğru ateş etmişler. Bunu yapanlar dışarıda geziyor, biz mahkemelerde sürünüyoruz. Sanıkların tutuklanmasını ve adaletin yerini bulmasını istiyorum.” dedi.
“16 yıldır, mahkemelerde adalet bekliyoruz”
Kardeşi ve Yeğeninin katledildiğini belirten Hanım Eliveren, “ Adalet istiyoruz. 16 yıldır, mahkemelerde adalet bekliyoruz. Kardeşim ve yeğenim masumca katledildi. Hak ve adaletin tecelli etmesini istiyoruz.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)