• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Özgüven Patlaması Değil Özgüven Ahlakı Yaşayan Gençlik
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Esra Toprak / Nisanur Dergisi
 
Yüce Allah`ın insana yüklediği bazı kodlar vardır. İnsan bu kodları güzel kullandığı taktirde kaliteli bir şahsiyete güzel kimlik kazandırır. İşte bu kodlardan bir tanesi de özgüvendir, özgüven ahlakıdır. Bir insanda özgüvenin bulunmamasının, çocukluğundaki başarısının görülmemesi ve takdir edilmemesi sonucu kendisine güven duymamasına dayandığı söylenir.

Özgüveni pekişmiş bir kimse ise güçlü bir irade ortaya koymakla bu hasletten beraber birçok yarar görür…

Güçlü bir iradeyi taşımakla birlikte her başarının, her cesur verici eylemin ve kendini yerli yerinde ifade edip, kendine güvenmenin sırrını taşır. Bu anlamda çağa örnek olacak geçmiş İslam âlimlerine ve imzalarının olduğu başarılara baktığımızda bunun arkasında yatan en önemli sebebin özgüven olduğu görülür. Bu anlamda özgüvenden yoksun bir gençlik topluma yarar adına bir şey de veremez. Çekingen bir yapıyla pasiflikle geri kalır ve monoton bir hayatın sahibi olur. Hem kendisinin hayatında hem de topluma sağlayacağı farklılığa dair hiçbir verimi olmaz. Bu açıdan özgüveni kalbimizin derinliklerine işleyip gerektiği yerde güzelce kullanmasını bilmeliyiz.

İslami konularda özgüveni eylemlerimizin başköşesine oturtmalıyız. Bir ameli utanç vesilesi olmaktan, o ameli toplum içinde sıkılgan ezik bir şekilde yapmaktan kurtaracak olan tek şey; özgüvendir. Camiye giden genç utana sıkıla gidiyorsa, genç bir kız başörtüsünü dışarıda utanarak takıyorsa; özgüvenin tam manasıyla gelişmediği, İslami farziyetlere taşınmadığı görülür. Bu anlamda yapılacak olan bir amelin öncesinde kişi kendisine özgüven aşılamalıdır. Ancak o içimizde oluşacak olan özgüvenle, birçok başarının üstesinden gelip, en güzel adımları özverili şekilde atabiliriz. Bu adım da aslında özveriyle şecaatin karışımı olacaktır.

Evet, şecaati sağlayan özgüvendir. İslam adına hedef ettiğimiz hayaller ya da önümüzde duran basit fakat beynimizde koca bir dağ gibi duran yollar ancak şecaatle(cesaretle) aşılır. İnsan her şeyi göze almakla birlikte o ilk adımın atılması elbette ki cesaret ister. İşte o şecaati oluşturma özgüvenle birebir alakalıdır. Ve Müslüman bir genç bu ahlakın hakkını vermek istiyorsa şu kaideye dört elle sarılmalıdır. Başarısı Allah`tandır. İşte bu kaide, özgüvenimize halel değdirmeyecek bir güzelliği taşır…

Yanlış anlaşılmamak için insanın kendisini ifade edememesi, hata yaparım korkusuyla hayırlı bir işe el atılmaması hep şecaat eksikliği ve paralel olarak özgüvenin bir insanda bulunmama halidir. Namazı daha sonra bırakırım korkusuyla namaza başlamama, ya da sonra açılırım korkusuyla örtünmemesi, hayata ve ahirete dair herhangi bir işten el etek çekmesidir. Hep hata yapmaya endeksli bir beyin yapmak istediği bir işe girişimde bulunamaz ve beyni hep hata üzerine çalıştığından yaptığında da hata yapma riski çok olur.

Bu açıdan bir gencin girişimci olması, benliğindeki şecaat eksikliğini gidermesi böylelikle özgüveni yüreğine kazıması elzemdir. Hakeza; özgüven yolundaki şecaat, bir insanın kendi eksikliklerini de gösterir. Kendi hata ve kusurlarını görme anlamındaki cesurlukta özgüven, ahlakının hakkını verir.

Özellikle Müslüman kimliğini haliyle, tavrıyla ve yaşantısıyla muhafaza eden gençlerde, özgüvenin olması gerekir. Malumdur ki gözlerin hala aşina olmadığı ‘hakkını veren` tesettüre edilen çirkin lafları duyabiliyoruz zaman zaman. Hele ki doğusuyla batısıyla bir türlü kabullenemeyen kirli zihniyetin çocuklarının hâkim olduğu bölgelerde, gerek yüz ifadeleri ve gerekse sözlü saldırılar artık normal geliyordur bizlere. İşte tam bu sırada
...
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir