Kısa adı OHAK-DER olan Ortadoğu Halklarının Birliğini Koruma, Kalkındırma ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı M. Burhan Hedbi, Fransa’nın başkenti Paris’te mizah dergisi Charlie Hebdo’nun merkezine yapılan saldırıyı değerlendirdi.

Hz. Peygamber başta olmak üzere İslam’ın ve diğer bütün inançların mukaddesatına hakaret etmenin ölüm ve üzüntüden, kan, gözyaşı ve kaostan öte hiç kimseye hiç bir şey kazandırmayacağının artık bilinmesi gerektiğine işaret eden Hedbi, “Dünyanın selameti için bu acı tecrübeleri yaşatacak tahrik edici yeni adımlar atılmamalı, böylesi bir niyeti olanın da derhal vazgeçmesi gerekir.” dedi.

BBC, tansiyonu yükseltecek adımlar atıyor

BBC’nin peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s) ile ilgili infial yaratacak yeni bir girişim sergilemesinin düşündürücü olduğunu ifade eden Hedbi, “Zira İslamofobinin tartışıldığı bu günlerde İngiliz medya kuruluşu BBC tansiyonu yükseltecek bir adım daha attı. Şimdiye dek yayın politikası gereği Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.s) tasvir edildiği çizimler ya da görüntüleri yayınlamayan BBC, Charlie Hebdo sonrası bu kuralı kaldırıp yayın politikasını değiştirdi. BBC, Charlie Hebdo'ya düzenlenen saldırı sonrasında; Hazreti Muhammed'in tasvir edildiği çizimleri yayınladı. Birbirinin içine girmiş olan bu ayrı kültürlerin insanlarından oluşan toplulukların huzuru ve selameti, birbirlerine saygı ve hoşgörüden geçer. Yeni acı tecrübelerin denenmesine gerek yoktur. Bu son yaşananlar başka bir çarelerinin olmadığını net bir biçimde ortaya koymuştur.” diye konuştu.

“Bir eylem bin söyleme bedeldir”

Hedbi, Taif'te O'nu taşlayanlara bile beddua yerine dua eden bir Peygamberin (s.a.s) gerçek ümmeti olduğunu söyleyen günümüz Müslümanlarının bırakın düşmanlarına dua etmeyi kendi dindaşı ve kardeşi olan Müslümana bile beddua eder hale geldiğinin altını çizdi.

“Müslümanlar bunun farkına varmalı”

Hedbi sözlerini şöyle sürdürdü; “Müslümanlar dua yerine birbirlerine beddua etmeye başlamışsa; bu, imanımızda veya İslam anlayışımızda ciddi bir sıkıntının varlığını net olarak ortaya koymaktadır. İslam’ı ve kültürünü bilenler; son günlerde yaşanan tüm gelişmelerin İslam karşıtı güçlerin ‘komplosu’, ‘provokasyonu’ ve ‘Batı’nın İslam’ı karalama oyunu’ olduğunu biliyordur. Fakat tüm bu hakikatlere rağmen Müslümanları aklayacak olan bu ‘gerçek İslam değildir’ söylemi yerine, Müslümanların artık gerçek İslam’ı davranışlarıyla yaşayarak hayata yansıtması olacaktır. Her Müslüman İslam’ın ne olduğunu veya ne olmadığını yaşayarak öğretmekle mükellef olduğunun farkına varmalı ve bu sorumluluk bilinciyle davranmalıdır.” (M. Salih Keskin – İLKHA)