Gün geçtikçe yaygınlaşan sosyal medya ve kullanıcıları hakkında değerlendirmede bulunan Diyarbakır merkez Kayapınar İlçe Müftüsü M.Sırrı Şık, sosyal medyanın tehlike sınırlarını aşan bir durum olduğuna dikkat çekerek,  “İsmini öyle bir güzel kurmuşlar ki şeytanca bir plan ve insanların sosyalleşmesi, insanların başkalarıyla arkadaşlık kurması, insanın nefsine hoş gelen şeyler suretiyle gittikçe genişletilmeye çalışılıyor, insanların hayatından söküp atmak mümkün değil.” dedi.

“Bu arenada herkes kendi gücünü gösteriyor”

Sosyal medya arenasında herkesin kendi gücünü gösterdiği vurgusu yapan Şık, “ Maalesef bu etki alanları etkileme anlayışına odaklanmış olan alanlar insanların zaafına yönelik teşebbüstür. Sosyal medyada normal hayatta yapamadıklarının fırsatını yakalıyorlar, dolaysıyla orada tamamen zaaflarıyla ün plana çıkıyor gençlerimiz çocuklarımız ve o noktada zaafını etkileyecek eğer imanı içten bir tazyik yoksa tamamıyla zaafların arkasında sürüklenip gidiyorlar.” ifadelerinin altını çizdi.

“Size fasıkın  biri haber verdiğinde araştırın”

Kur` anı Kerim'de Allah` u Teala özellikle yalan haberler noktasında Müslümanları uyardığına dikkat çeken Şık değerlendirmesinin devamında, “İnsanların yalana karşı,  iftiraya karşı ve bunları hemen kabullenmeye karşı bir zaaf söz konusu, bu tür zaafların sonucunda insanlar gerek ideolojik olarak ve fuhuş sektöründe hizmet edecek bir takım anlayışlar açısından değerlendirdiğimiz zaman bu kanallardan insanları yönlendirmeye başlıyorlar. Siz kendiniz açısından düşündüğünüz zaman her han gibi sosyal medyayı kullanıyorsunuz nasıl olsa kimse beni görmüyor, beni tanımıyor diye kendi o düşüncenizle gönül eğlendiriyorsunuz, vakit geçirmeye çalışıyorsunuz kendinize göre, ancak o vakit geçirmeler gönül eğlendirmeler insanın ruh hali üzerinde artık telafi edilemez bir takım tahribatlara neden oluyor.” ifadelerine yer verdi.

“Kendi iradenize sahip çıkamıyorsunuz”

Sosyal medya kullanımının hastalık haline geldiğini ifade eden Şık daha sonra,  “ Bilimsel olarak baktığınız zaman, internet ve sosyal medyaya bağımlı olmanın hastalık olduğa dair açıklamalar söz konusu, öyle bir duruma geliyorsunuz ki kendi iradenize sahip çıkamıyorsunuz ve kolay yönlendiriliyorsunuz. O yönlendirmeyi yapanlarda insan psikolojisini çok iyi biliyorlar, sizin dininize karşı hassas olduğunuzu, peygamberinize karşı, vatanınıza ve aşkınıza karşı bütün bu hassasiyetleri kullanıyorlar, hangi alanda hassas iseniz onu öyle bir hale getiriyorlar.  Artık neredeyse o hassasiyet zaaf haline dönüşüyor,  zaaf haline geldikten sonra sizi istedikleri gibi yönlendire biliyorlar.  Belki siz Peygamber aşkıyla yola çıkıyorsunuz ama sizi iten güç başka bir güçtür ırk aşkıyla, vatan aşkıyla çıkıyorsunuz onun arkasındaki güç başka bir güç sosyal medya kontrolsüz bir şekilde insanları yönlendirirken aslında iten güç kontörlü bir güçtür.  Kontrollü güç insanları kontrolsüz bir şekilde yönlendiriyor aslında insanlar o güce maruz kalınca nereye gideceklerini anlamaz bir hale geliyorlar.” şeklinde değerlendirmesini sürdürdü.

“Kendi boyamızı verebileceğimiz bir anlayışla”

Şık son olarak, “Televizyon denildiği zaman işte bir takım ahlaki meziyetlerden yoksun programların icra edildiği sahnelendiği bir unsur olarak lanse edildi, reklam yapıldı bu şekilde tanındı. Çünkü bir alternatif yoktu bizim bir şeyin kötülüğünü fark ederken ümmet olarak, eğer onlar o şeyin bizim kendi hayatımızdan çıkarmama söz konusu ise böyledir o zaman bunun alternatifini oluşturmamız lazım, eğer bu bir silah ise aynı silahtan Müslümanların elinde olması gerekiyor bunu yaparken de kendi boyamızı verebileceğimiz bir anlayışla, eğer biz bu boyayı veremiyorsak eğer başkasının boyasıyla boyanırsak buda ikinci bir handikap olacaktır. Onun için iradeli güçlü şahsiyetli ahlakından dininden duruşundan taviz vermeyen insanların bunun kullanmasında bir sakınca olmaz ama her girdiğimiz yerden eğer etkileniyorsak o zaman dur demek lazım.”ifadelerini kaydetti. (Emrah Deniz-/Ali Adiyaman - İLKHA)