Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah`(c.c) Salat ve Selam Peygamber efendimize, aline, ashabına ve tüm Müslümanların üzerine olsun.

Satırlarına başlarken 6-7 Ekim`de Diyarbakır`da yaşanan olaylarda katliam çetesi tarafından vahşice ve hunharca katledilen nazik civan şehitlerimiz Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Turan Yavaş, hasan Gökgöz, Riyad Şahin, Cumali Güneş, Fethi Yalçın, Cengiz Tiryaki ve mazlumca katledilen diğer kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, Cenab-ı Allah`(cc)ta kendilerine gani gani rahmet ve mağfiret diliyorum mekânları cennet olsun Rabbim bizleri de onların şefaatine nail eylesin.

Bu kardeşlerimizi vahşice katledenleri lanetle anıyor Rabbim Kahhar ve Zuntikam ismiyle onları kahr`u perişan etsin, akıbetleri bu kardeşlerimizden kat kat beter olsun inşaallah.

Kürdistan`da kendi hedeflerinin önünde tek engel İslam`ı ve Müslümanları gören bu vahşi barbarlar ve onların zihniyetinin tek hedefi de İslam ve Müslümanlardır. Nitekim 6-7 Ekim olaylarıyla bu bir kez daha ortaya çıkmış ve ispatlanmıştır. Bu çete 6-7 Ekim de bölgede gerçekleştirdikleri olaylarda özellikle Müslümanları hedef almış, İslami parti ve derneklere saldırmış kurban eti dağıtan bu derneklerin üyelerini şehit etmiş, sadece sakallı olduğu için veya eşi örtülü olduğu için insanları vahşice katletmiştir.

Aslında onların planı çok daha büyüktü ve yaşanan bu katliamlardan çok daha büyük katliamlar yapmayı düşünmüşlerdi. Bu olaylar sıradan ve ani olarak gelişen olaylar değildi; çok daha önce üzerinde çalışılmış, planlar hesaplar yapılmıştır. Şayet hesapları tutsaydı Müslümanlara yönelik bir seferde büyük bir katliam gerçekleştirmiş olacaklardı. Ancak Cenab-ı Allah(cc)`ın yardımı ve Müslümanların basiret ve dirayetleri sayesinde hesapları tutmadı ve daha büyük bir facianın yaşanması engellenmiş oldu.

Bu saldırılarıyla İslam`a ve Müslümanlara savaş açan bu barbarların yaptıkları bu vahşetler yeni değil, 90`lı yıllarda da hedefleri ve amaçları aynıydı. Kendilerine tek engel gördükleri Müslümanlara yönelik bir katliam başlatmışlardı ve diyorlardı ki “Buranın hâkimi biziz, bize rağmen bu bölgede hiç kimse hiç bir faaliyet yürütemez ve İslami bir hayat yaşayamaz.” Sakallı Müslümanlar için de diyorlar ki “Yakında sakallarını kesmek için kuyruğa girecekler.”
PKK eşkıyası İslam`a, Müslümanlara olan düşmanlıkları öyle boyuta vardırmışlardı ki Mekke müşrikleriyle aynı zihniyette oldukları için aynen Mekke müşriklerinin o gün Müslümanlara uyguladıkları maddi manevi boykotu PKK de 90`lı yıllarda bölgede Müslümanlara uyguluyordu. Bölgenin birçok yerinde dükkân sahiplerini, market sahiplerini ve diğer esnafları tehdit ederek dindar Müslümanlara satış yapmayı yasaklıyorlardı.

O zaman da şimdilerde olduğu gibi Müslümanlara birçok iftiralarda bulunuyor ve karalamaya çalışıyorlardı. Kendilerinin de inanmadıkları saçma sapan bahaneler uyduruyorlardı. Kendilerinin dahi inanmadığı iftira ve karalamalarda bulundular ve hiçbir geçerliliği bulunmayan saçma bahaneler uydurdular. Kobani`yi bahane ettiler, Müslümanlara IŞİD`ci dediler ve IŞİD`e destek veriyorlar dediler ve saldırdılar. Ancak bunların ruhunda ve fikirlerinde yalan ve iftira var. Temelleri iftira ve yalandan başka bir şey değildir. İşin aslı Müslümanların bölgedeki yükselişini ve Müslüman halk tarafından teveccüh görülmesini hazmedememe var. İslami derneklerin bölgedeki çalışmalarını fakir ve kimsesizlere yaptıkları yardımları çekememe var. Kısacası bu PKK/HDP çetesi kendi dışında ki hiç bir fikre ve hiç bir ideolojinin varlığına tahammülleri yok. Biz bu vahşi barbarları ve zihniyetlerini çok iyi tanıyor ve çok iyi biliyoruz. İşledikleri katliamların ve vahşetin de hiç yabancısı değiliz, fırsat ve imkân bulursa çok daha büyük vahşet ve katliam yapacaklarından şüphe etmiyoruz. Bu barbarların dün hedeflerinde İslam ve Müslümanlar vardı. Yarın da hedeflerinde Müslümanlar olacaktır. İmkân ve fırsat buldukça aynı saldırılarını sürdüreceklerinden zerre kadar şüphe yoktur. Nitekim son zamanlarda örtü üzerinden Kutlu Doğum etkinlikleri ve Siyer-i Nebi sınavı etkinlikleri üzerinden saldırılarını devam ettiriyorlar.

Bilindiği gibi artık “serok”ları yok. Seroklar çoğalmaya başlıyor. Bunlardan biri de Obama`dır, artık ‘bıji` sloganları onun için atılıyor. İşte bu serokları ve ağababaları Amerika ne emrederse bu barbarlar onu yapıyor. Bilindiği üzere bunların çete başı Amerika`ya gittikten ve emir alıp geldikten sonra çetelerini sokağa saldı ve 6-7 Ekim olayları patlak verdi. Ayrıca bu çetenin bir diğer patronu olan Amerika`nın Adana Başkonsolosu da arada bir bölgeye gidip bu çeteyi denetledikten sonra bölgeyi karıştırmalarını emrediyor, çete de ağababaların emirlerini ve verilen görevi yerine getiriyor ve onlara bağlılığını ispatlıyor.

Evet, mesele bu barbarların bu vahşiliği yapmaları değil yukarıda da belirttiğim gibi bunların ne mal olduğunu biliyoruz. Mesele Müslümanlar olarak bizim ne yaptığımızdır veya ne yapmamız gerektiğidir. Zira bir ayet-i kerimede şöyle buyrulur: “İman edenler Allah yolunda savaşırlar; inkâr edenler ise tağut yolunda savaşırlar öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli düzeni pek zayıftır.” (Nisa:76)

DEVAMI GELECEK...

MUHAMMED FİDANCI
F TİPİ CEZAEVİ - ADANA