Bir dizi etkinliklilere katılmak üzere Gaziantep`e gelen İnsani Yardım Vakfı (İHH) Genel Başkan Yardımcısı Gülden Sönmez, 6-8 Ekim olaylarında ve Cizre`de sürekli hedef alınanların hep dindar Kürtler olduğuna dikkat çekti.

“Bir kesimin bir kesime yönelik bu saldırıları tasvip edilemez”

HÜDA PAR`ın sürekli kendilerine yönelik yapılan saldırılara sağduyu ile yaklaştığını belirten Sönmez, “HÜDA PAR çevresine yönelik sürekli bu saldırılar söz konusudur. Bu saldırılar bir kesimin bir kesimi kabullenmeme ve bitirme çabasıdır. 6-8 Ekim olaylarında yine hedef alınan hep dindar Kürtlerdi. Bir kesimin bir kesime yönelik bu saldırıları tasvip edilemez. Bizler eğer çözüm sürecinden bahsediyorsak, o zaman bu süreçte tüm kesimler muhatap alındığı gibi, tüm kesimler de birbirini kabullenmelidir. HÜDA PAR sürekli kendilerine yönelik yapılan saldırılarda sağduyulu davranmıştır. Bir kadının çocuğuyla beraber evinin içerisinde diri diri yakılmak istenmesi, akıllarda soru işareti bırakmaktadır.” dedi.

“Yasin Börü ve arkadaşları hunharca katledildi”

Hükümetin artık üzerine düşeni görevi yapması gerektiğinin altını çizen Sönmez, “Yasin Börü ve arkadaşları hunharca katledildi. Bizler hep Yasin Börü`yü konuşuyoruz. Çünkü Yasin Börü çocuk yaşta olduğu için. Fakat katledilen sadece Yasin Börü değildi. Aynı şekilde Yasin Börü`nün arkadaşları ve HÜDA PAR üyesi olan kişiler farklı illerde de katledildi. Yasin Börü`nün katilleri yakalandı. Fakat peki diğerlerinin katillerine yönelik neden her hangi bir işlem söz konusu değil? En azından gözle görülür bir şey yok. Eğer yaşatılan bu acıların acısı dindirilmezse, gözü yaşlı annelerin ve eşlerin gözyaşları dindirilmezse, bu olaylar devam edecektir. Dün olaylar Kobani bahaneli idi. Bu gün Cizre`de provakasyon idi. Yarın da farklı bir şey denilecektir. Bölgede sadece bir kesim yoktur.” şeklinde konuştu.

“Aynı acıların tekrar yaşanmaması için somut adımlar atılmalıdır”

Başka Yasin`lerin katledilmemesi için somut adımların atılması gerektiğini belirten Sönmez, “Bölgede dindar Kürtler de var. Zaten bizim çözüm süreci ile hazırladığımız raporda bizler bunu belirttik. Bölgede yaşayan dindar Kürtlerin olduğu ve bu grubun da bölgenin bir gerçeği olduğunu bilmeliyiz. Bölge dindar kimliğe sahiptir. Kürtler dinine düşkündür. Bunu bölgeye baktığımızda göreceksiniz. Yapılan bu saldırıların çözüme kavuşması için artık birilerinin elini taşın altına koyması gerekiyor.  Eğer Yasin Börü`nün vahşice katledildiğini belirtiyorsak,  o halde başka Yasin`lerin olmaması için aynı acıların tekrar yaşanmaması için somut adımlar atılmalıdır. Sürekli olayların provakasyon olduğu söyleniyor. Fakat olayların şekline baktığımızda insanlar organizeli bir şekilde kendi dışındaki insanları, grupları hedef alıyor. Bu da bize bu olayların organizeli olduğunu gösteriyor. Olaylar provakasyon ise neden hedefleri özellikle HÜDA PAR ve İslami kimlikteki kişi ve kurumlar? Bunu sormak gerekmez mi?” diye sordu.

“Masum insanlara karşı işlenen suçların hesabı sorulmalıdır”

Yaşanan can kayıplarının önlenmesi ve suçluların bulunup cezalandırılması gerektiğini ifade eden Sönmez, “Çözüm süreci başladığından bu yana hedef hep bellidir. Artık birbirimizi kandırmanın ve aldatmanın bir anlamı yoktur.  Masum insanlara karşı işlenen suçların hesabı sorulmalıdır. Çözüm sürecinin selametle yürümesini istiyorsak -ki isteniyor-, doğusu ve batısıyla halkın çözüm sürecinden beklentileri var. Bu bölgede yaşayan halklar emperyalizm ve siyonizmin hedeflerine çalışanları sevmez. Bölge halkının çatışması ancak ve ancak bu emperyalizmin hoşuna gider. Devlet artık üzerine düşeni yapmalıdır. Yaşanan can kayıplarını önlemeli ve suçluları bulup cezalandırmalıdır. Bizler bölge halkına güveniyoruz. Onlar dış güçlerin bu oyununa gelmeyecektir. Bölge halkı her ne kadar bölgede tasvip edilmeyen olaylar yaşansa da, bölge halkı olan Kürtler, İslamî kimliklerinden taviz vermeyecektir. Umarız bundan sonra ne Cizre, ne de 6-8 Ekim`ler yaşanır.” ifadelerini kullandı.

(İbrahim Koçyiğit-İLKHA)