İnsanlar İslam`dan taviz verdiği sürece Osmanlı dönemi gibi duraklama sürecine ve gerileme sürecine girmişlerdir. Asırlardan beri Müslümanlarla savaşlarda mağlup olanlar 91 yıldır bu ülkede beyin savaşını kazanmaktadırlar.
İslam hoşgörü dini değil, hakikat dinidir. Bizler insanlara İslam`ı basitleştirilmiş halini anlatırsak onlarda İslam`ı basite alırlar. İslam`ı olduğu gibi anlatmalıyız. Lakin kimi menfaatleri için İslam`dan taviz verdiği için Müslümanları zor bir süreçte bırakmışlardır.
Bugün Müslümanlara yapılan saldırılara karşı tüm Müslümanların birlik olamaması iman zayıflığından kaynaklanmaktadır. Yeryüzünde Allah'ın Hükmünün hâkim olması gereken yerde şirkin hüküm sürmesine izin vermemiz bizim suçumuzdur. Allah yolunda İslam`ı korumak içim ölmek gerekiyorsa ölürüz bunun ötesi yok.
İslami değerlerde bizlere imkân sağlayanlara karşı minnettar kaldığımız gibi Allahın bizlere lütfettiği dine neden minnettar kalamıyoruz?
Önce baskılarla yasaklanan İslam şimdi azar azar bizlere verilerek susturulmaya çalıştırılıyoruz. Geldiğimiz nokta barış değil kan sürecidir. Çözüm süreci telkinlerinde bulunanlar Müslümanları duraklama sürecinde bırakmıştırlar. Bizi kale almayanların sözlerine itibar etmek ve onlardan adalet beklemek başlı başına bir yanlıştır.
Barış olması isteniliyorsa Âlimlerin istişaresiyle olur. Gezici tayfası ve villalarda yaşayan, Kürt`ün durumundan habersiz olandan değil. Yanlış olan bu süreçten beklenti duymamız yalnızca kendimiz kandırmaktır.
İnsanlara İslam hakikati anlatılmalı ve uygulatılmalıdır. İslam`ı süslenmiş kelimelerle anlatmak yerine hakikatiyle anlatmalıyız. Kimse kimliğinden taviz vermemeli ve Allah için Müslümanları bir araya getirmek için canla başla çalışılmalıdır. Kendi topraklarımızda muhacir, sürgün ve esir olmamalıyız. Bu süreçte Müslümanların haklarının gasp edilmesine ve canlarına kast edilmesine asla izin verilmemeli.
Direniş göstermeden İslam sancağı dalgalanmaz.

Ceylan Demirkol / İstanbul - Yaş: 25