Hamza Yılmaz / Doğruhaber - Öyle bir yapı düşünün ki söylediği 3 kelimeden 3`ü de yalan, iftira ve provakasyon içerikli. Böyle bir yapı hayal veya faraza değil. PKK`nın ta kendisi.

Ne demek istediğimi şimdi daha açık bir şekilde yazayım.

27 Aralık sabahı PKK`nın gençlik yapılanması YDG-H ve PKK`nın takviye amaçlı dağdan gelen militanları Şırnak`ın Cizre ilçesinde dindar ve mütedeyyin kişilikleri ile ön plana çıkan Hüda Par üye ve gönüllülerinin evlerine ağır silahlarla saldırdılar. Olayların ayrıntılarını çok da anlatmaya gerek yok. Çünkü son 4 gündür ince ayrıntılarına kadar saldırıların bütün boyutları konuşuluyor.

Saldırı gecesi PKK`nın gençlik yapılanması YDG-H tarafından bir açıklama yapılıyor. Açıklamaya bakıldığında yazdığım ilk cümlelerin ne anlama geldiğini anlayacaksınız.

YDG-H`nin, “Cizre`de başlayan çatışmalara yönelik gerçek bilgiler” cümlesiyle başlayan açıklaması şu yalan, yanlış ve iftira cümleleri ile devam ediyor.

“Hareketimiz Cizre Birimleri medya savunma alanında bulunan çadıra gerilla kıyafeti ile sızmak isteyen Hüdaparlı Hizbulkontra güçler ve aynı zamanda hazırlıklı bir şekilde nur mahallesinde cephe ve pusulama kuran karanlık güçler desteğiyle saldırma girişiminde bulunmuştur. Nur mahallesinde halkın üzerine gerçek silahlar kullanılarak başlatılmıştır. Aralarında keskin nişancı bulunan karanlık güçler önceden pusulanmış oldukları yerden açtıkları ateş sonucu Yasin arkadaşımızı şehit düşürmüşlerdir.

Cizre de başlatılan bu çatışma planlı ve organizeli olarak başlatılmıştır. Çatışmaların başlatılmasıyla birlikte faşist yandaş medya ajansları bilinçli bir şekilde aynı üslup kullanılarak provokasyonu derinleştirmeye çalışmıştır……. Cizre`de kesinlikle dindar evlere karşı hiçbir şekilde bir silahlı çatışma olmamıştır. Ve evlere saldırı olmamıştır. Saldırı olan ev varsa faşist devletin kolluk kuvvetleri tarafından mermilenen evlerdir.

PKK dindar evlerine saldırı haberi asılsız ve gerçek dışıdır. Dindar olarak nitelendirilen kişiler karanlık güçlerin piyonları olup Cizre`de asıl provokasyonu başlatılanlar ve halkın arasına sızmış olası bir katliam girişiminde bulunan kişilerdir. Bu alçaklar asayiş birimlerimizce engellenmemiş gereken karşılık verilerek olası katliamın önüne geçilmiştir.”

Şimdi bu açıklamaya bakıldığında iddialara yönelik şu soruları sormak lazım.

1- Cuma gecesi geç saatlerde dağdan şehire silahlarıyla inenler kimlerdi? PKK`lı militanlar mı yoksa YDG-H`nin iddia ettiği karanlık yapılar mı?

2- Çatışmalar başladığında Cizre`ye hakim bir tepeden docka ve biksi ile şehre doğru ateş edenler kimlerdi? PKK`lı militanlar mı yoksa YDG-H`nin iddia ettiği karanlık yapılar mı?

3- Açıklamada, “Cizre`de kesinlikle dindar evlere karşı hiçbir şekilde bir silahlı çatışma olmamıştır. Ve evlere saldırı olmamıştır.” deniliyor. Peki delik deşik edilen evler nasıl izah edilecek? Dindar insanların evlerine saldırı olmamışsa neden sadece belirli evlere yönelik saldırı oldu veya neden bir tane BDP`li/HDP`li veya PKK`li bir şahsın evi taranmadı? Veya bu iddia için şu da yapılabilir. Cizre küçük bir yer ve herkes birbirini çok iyi tanıyor. Gidip sormak lazım. Evleri taranan insanlar kim?

4- Açıklamada önce, “Evlere saldırı olmamıştır. “ deniyor sonra da, “Saldırı olan ev varsa faşist devletin kolluk kuvvetleri tarafından mermilenen evlerdir.” deniyor. Bütün habersitelerine yansıyan ve görgü tanıklarının da ifade ettiğine göre polis çatışmalardan haberi olduğu halde olaylara 8 saat sonra müdahale etti. Kaldı ki polis tarasa bile gece 3`ten öğle saatlerine kadar polisin evleri taradığı iddiası ne kadar doğru olabilir.

5- Açıklamada dindar kişilikleri ile bilinen insanlar karanlık piyonlar ve provokasyonu başlatanlar olarak nitelendiriliyor.  Olay günü ajanslar aracılığı ile medyaya yansıyan görüntülere bakıldığında elleri silahlı, yüzleri maskeli, PKK ve Apo lehine slogan atan ve evlere ateş edenlerin kim olduğu açıkça ortada. Peki, o halde kimler derin, piyon ve provokatör?

Yukarıdaki video görüntüsüne bakıldığında eli silahlı, yüzleri maskeli kişiler kimler? Karanlık güçlerse YDG-H'nin içinde ne işleri var? YDG-H"li ise o halde saldırıyı gerçekleştirenler kendileri... Ayrıca sabah saatlerinde çekilen görüntülere bakıldığında ortada bir tane bile polisi veya askerin olmadığı açıkça görülüyor...

6- Ayrıca olaylarda ölenler arasında bir de dağ kadrosundan komutanın olduğu ortaya çıktı. Peki, olaylar derin güçlerin işiyse bu komutanın Cizre`de militan kıyafeti ile ne işi vardır. Acaba PKK`nın kendisi mi karanlık güç yoksa karanlık güçler tarafından kullanılan piyon mu?

7- Olaylarda ölen Yasin Özer ve Barış Dalmış`ın PKK`nın dağ kadrosundan olduğu ortaya çıktı. Bu şahısların olaylara aktif katıldıkları düşünüldüğünde Militanları kullanan PKK`nın kendisi mi yoksa karanlık güçler mi?

Yukarıdaki resimde Yasin Özer ve Barış Dalmış'ın PKK tarafından çekilmiş ve Militan olduklarını gösteren resimleri yer alıyor. (Fotografta Yasin Özer'le ilgili bir ayrıntı daha dikkat çekiyor. Özerin isminin altında, parantez içinde kod isim olarak "xûnrêj" yani "Kan Dökücü" tabiri kullanılıyor.

Bu sorular daha da çoğaltılabilir hiç şüphesiz. Ancak ortaya çıkan en açık tablo PKK uzantısı YDG-H`nin her zamanki gibi yaptığı açıklamada yalan söylediği.

Öte yandan artık herkesin bildiği bir gerçek var ki o da, PKK`nın bölgede kendisinden başka bir fikre tahammül edemediği ve her defasında yok etme yöntemine başvurduğudur. Bu gerçeği artık bütün analistler, yazarlar ve aydınlar yazıyorlar.

Netice itibari ile Cizre saldırısı Dindarlara yönelikti, PKK kendinden başka hiçbir yapıyı bölgede istemediği için bu saldırıyı düzenledi. Topyekün bir imha saldırısıydı. Olayda devletin zaafı, Vali`nin yaklaşık 8 saat sonra haberdar edilmesiyle paralelcilerin olayı saklaması, PKK`cıların vahşice saldırısı Cizre olaylarına damgasını vurdu. Ancak Allah`ın yardımıyla büyük bir olay yaşanmadı. PKK`nın yeniden madara olması dışında…

Ve son olarak bu tabloya bakıldığında "Yiğidi öldür hakkını yeme" gereği, bu kadar yalanı bir araya getirebilecek tek yapının PKK olduğunu da belirtmek lazım...