Diyarbakır`da çeşitli dallarda faaliyetler gösteren 72 İslami Sivil Toplum Kuruluşu, Cizre`de dindar ailelere yönelik yapılan saldırılarla ilgili yazılı bir basın açıklaması yaptı.

Vandalizm, bilerek ve isteyerek, kişiye ya da kamuya ait bir mala, araca ya da ürüne zarar verme eylemi olduğunu hatırlatan açıklamada, “Ne yazık ki bölgemizde son zamanlarda Vandalizm`i bir yöntem olarak benimseyen çevreler türemiştir. Bu çevreler özelikle bölgemizde 6-7 Ekim olaylarında İnsanları ve kurumları hedef almış bölgede her kesimden 51 insanın ölümüne Onlarca insanın yaralanmasına neden olmuşlardır. Son birkaç gündür Cizre`de yaşanan olaylarda ise kasıtlı bir şekilde kişiler hedef alınmaya başlanmıştır. Vandalizm`i yöntem olarak benimseyen bu çevreler genelde çözüm süreci özelde Müslüman çevreleri hedef almıştır. Bölgede yaşayan Müslümanların bu tür saldırılar karşısında korunaksız kalmış gerekli güvenlik önlemleri alınmadığı için birçok vatandaşımız hayatını kaybetmiştir” denildi.

Halkımız büyük bir tehditle karşı karşıyadır

Vandalizm`in halkın huzurunu bozan, barışı dinamitleyen ve direk halkı hedef alan bir yapıda olduğunu belirten açıklama, “Kandan ve şiddetten beslenen Vandalizm eğilimli bu çevrelerin oluşmasına sebep olan ortamı oluşturan bütün taraflar kendi içlerinde bu eğilimi bitirici atımlar atmasını bekliyoruz. Cizre de yaşanılanlar bize bir kez daha göstermiştir ki; Bölge karıştırılmaya müsaittir, bu nedenle halkımız büyük bir tehditle karşı karşıyadır. Zamanında ötekileştirilenler bugün kendisi dışındakini ötekileştirme peşindedir” diye devam etti.

Mızrak çuvala sığmıyor

Ekranlar karşısında demokrasi ve insan halkları havarisi kesilen bir kısım zevatın çağrılarıyla ortalığı yangın yerine çevirdikleri belirtilen açıklamada, “Bu zevatlar, yavuz hırsız misali yakalanmadıkları müddetçe Müslümanlara yapılan bu vahşetler karşısında kör, sağır ve dilsiz taklidi yapmışlardır. Ekranlar bu vahşetleri kaydettiği zaman ise cılız bir ses ile yapılanlardan beri olduklarını söylemiş ancak bu vahşi eylemleri ve eylemlerin sahiplerini lanetleme noktasında ise sukutu tercih etmişlerdir.  Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Artık herkes bu Vandalizm`i kınamalı bu tür tavırları toplumun önünde mahkûm etmelidirler. Konuyla ilintili tüm çevreler, Bunu yapmazlarsa kamuoyu vicdanında mahkûm olacaklardır” ifadeleri kullanıldı.

“Hükümeti önlem almaya çağırıyoruz”

YDG-H ismiyle bölgede Vandalizm yapan bu yapıya karşı hükümeti ve bütün devlet kurumlarını önlem almaya çağırıyoruz sözleriyle devam eden açıklama, “Hükümet derhal olayla ilgilisi olan, Vandalizm eğilimi çevreleri bölgeden arındırıcı önlemler almalıdır. Gün olaylar neden olduğundan çok, olayların sona erdirilmensin günüdür. Devlet bölgede geniş çaplı sosyolojik ve psikolojik önlemler almalıdır. Bölgemiz içinde faaliyet yürüten bütün kuruluşları çözüm sürecinde aktif rol alması için hükümeti göreve çağırıyoruz. Yalnız bir kuruluşla çözüm olmaz. Toplum Ya Vandalizm`in kölesi olacak ya da birlikte hareket ederek bu psikolojik sorundan kurtulacaktır.  Bu tür olayların bir daha olmamak üzere sona ermesini, Ülkemizdeki bütün duyarlı kesimleri Vandalizm karşısında tavır almaya davet ediyoruz” ifadeleriyle sona erdi. (İLKHA)