İslam Davası`nın mübarek şehidi Muhammed Şerif
Bölgede 90`lı yıllarda PKK`nın İslam düşmanlığına karşı direnmek bedel istiyordu. Şehit Muhammed Şerif de İslam`a ve Müslümanlara karşı açılmış savaşta bu bedelleri canıyla ödeyen iki yiğitti.
Doğruhaber / Haber Merkezi
PKK`nin, “Kürdistan`da sadece PKK olmalıdır, diğer kesimlerin tasfiye edilmesi gerekir, ancak bu şekilde bağımsız Kürdistan kurulur.” baskıları sonucu yüzlerce Müslüman İslam`a ve Müslümanlara karşı açılmış savaşta canını feda etti. Baskıların ilk başladığı yer olan İdil çok sıkıntılı bir süreçten geçti. İslami görüşlü insanların takkeleri, sakalları veya hanımlarının örtüleri bile suç sayılmaktaydı. “Sakallarınızı keseceksiniz” diye Müslümanlar tehdit edilmekteydiler. Liselerde karşılıklı çatışmalar yaşanıyor, hafif yaralanmalar oluyordu. Bu anlamda İdil`de en çok Karaaslan Ailesi dikkat çekiyordu. Gerginleşen bu hava içerisinde PKK militanları 07.05.1991 günü Karaaslan Ailesi`nin evini basıp Faka Sabri`nin oğlunu yanlarında götürmek isterler. Babası buna karşı çıkınca ev taranır ve olayda baba Faka Sabri ve anne Hayriye Karaaslan şehit olurlar. Evin küçücük kızı da yaralanır.
BEJNA NAZİK U ZERİF: ŞEHİT MUHAMMED ŞERİF
Aslında Muhammed Şerif ve babası, İslami düşünceye mesafeliydiler. Ancak hidayet güneşi bir kere eve doğmuştu. Evdeki herkesi aydınlattığı gibi yavaş yavaş etrafı da aydınlatmaya başlatmıştı. Karaaslan Ailesi`nin evi İslami faaliyetlerin yürütüldüğü bir mekân haline gelmişti.
Muhammed Şerif, 01.02.1970 yılında İdil`de doğdu. İlçe merkezinde esnaflık yapıyordu. İdil`in zenginlerindendiler. Yukarıda da belirttiğimiz gibi şehid, önceleri davaya karşı mesafeliydi. Anne ve babasının şehadetinden sonra kendisinde olumlu değişiklikler oldu. Bundan böyle o da davanın bir eriydi. Evini hizmete amade etti. İnfakta çok fedakârdı. Arkadaşlarına, “Ben inşallah aranızdaki Ebu Bekir`im” derdi. Esnaf olması sebebiyle İdil`de ve toptan alışveriş yaptığı Gaziantep esnafı arasında dürüst bir şahsiyet olarak bilinirdi. Şehid olmaya yakın bir vakit arkadaşlarına “Ben şehit olmak istiyorum” diyordu. Nitekim babası ve annesinin şehadetinden 7 ay sonra kendisi de 28.12.1991 günü Alanya Caddesi üzerinde işyerinden evine aracıyla giderken PKK`liler tarafından saldırıya uğradı. Elbiseleri delik deşik olmuştu. Delik deşik olan bu elbiselerini, İdil`deki arkadaşları şehadet arzusuyla sırayla giyerlerdi.
DÜKKÂNLARI DA YAKILDI
Aslında Şehidin İslami faaliyetler yaptığı süre çok kısadır. Buna rağmen kısa sürede aktif roller alarak hizmete şevkle başladı. Durumu gören PKK militanları anne-babası ve kendisini şehit etmekle kalmamış aynı zamanda dükkânlarını da yakmıştı. Yine karlı bir kış günüydü. Toptancılık yapan Karaaslan Ailesi`nin şehir merkezinde “aşağı çarşı” diye tabir edilen yerde gıda maddesi sattıkları dükkânları kundaklandı. Dükkânın arka kısmını delen PKK`liler, benzin veya gaz yağına batırdıkları çaputları ateşe vermek ve içeri atmak suretiyle dükkânı tutuşturmuşlardı. Karaaslan Ailesi hem malları hem de canları ile davaya sadakatin timsali olmayı hak etmişlerdir.