Ey insan! Sus ki imanın doğsun
İsa amel, Yahya imandır. İnsan sağlam ve doğru inanca sahip oldu mu o inancı kendisine bir Yahya`dır. İnsan inandığıyla amel etti mi inancını insanlara ifade etmede sıkıntı duymaz. O amel Meryem`in kucağındaki İsa Mesih gibi kendisine tercüman olur. Yahya`yı içinde, İsa Mesih`i kucağında taşımayan kimsenin susması da konuşması da sorundur. Çünkü böylesinin susması acizlikten, konuşması cehalettendir.
Abdurrahim Güneş / İnzar Dergisi
İsa`yı kucağında taşırken Meryem`e konuşmak yasaktır. Yahya yaratılırken Zekeriya`nın ayeti konuşamamaktadır. (Meryem:10-26)
İsa amel, Yahya imandır. İnsan sağlam ve doğru inanca sahip oldu mu o inancı kendisine bir Yahya`dır. İnsan inandığıyla amel etti mi inancını insanlara ifade etmede sıkıntı duymaz. O amel Meryem`in kucağındaki İsa Mesih gibi kendisine tercüman olur. Yahya`yı içinde, İsa Mesih`i kucağında taşımayan kimsenin susması da konuşması da sorundur. Çünkü böylesinin susması acizlikten, konuşması cehalettendir.
Yahya iman, İsa ameldir. Bir iman Yahya gibi sağlam, halis ve yakini ise onun sahibine konuşmak yakışmaz. Onun ayeti, delili, ispatı susmaktır. O sustukça imanı gürleşir. Sonuçta herkese kendini kabul ettirir. Yahya`nın haberi Zekeriya`nın kalbine ilka edildikten sonra Zekeriya peygambere konuşmak yakışmaz. Çünkü Yahya şekten, şüpheden, riyadan arınmış bir imandır. Zekeriya: “ey Rabbim, Karım kısır ben de yaşlılığın son haddine varmışken benim nasıl bir çocuğum olabilir?”, dedi. Yahya`nın doğması için bir tek sebep mevcut değildir. Kısır bir kadın, kocamış bir erkek. Allah: “işte böyle o bana kolaydır. Bundan önce de seni sen hiçbir şey değilken yarattım” dedi. (Meryem:8-9)Bu ferman Yahya`nın imanın eseri olduğunun ilanıdır. Yahya`nın doğumu için asıl olan imandır. Onun doğacağına hiçbir sebep yok iken inanmaktır. Her kim ki halis ve sadık bir şekilde imanına iman ederse bilsin ki onun imanı mutlaka Yahya gibi hayat bulur. Allaha cc “ey iman edenler iman edin”(Nisa:136) Ayeti bunu ifade ediyor. Buna göre imanına iman etmeyenin Yahya`sı hayat bulmaz. Kemal bularak gün yüzü göremez.
İnsan imanını Yahya gibi mukaddes canlı ve halis hale getirebildi mi onun ayeti Zekeriya as gibi susmaktır. Kendini ispat etmek, ifade etmek için söze gerek yoktur. O iman büyür, güçlenir ve bir gün gelir Yahya gibi doğuverir. Zekeriya peygamber daha doğmadan Yahya`yı anlatmaya kalksaydı kimseyi inandıramazdı. Doğduktan sonra ise lafa ne gerek var. Herkes nur yüzlü Yahya`yı gözleriyle görüyor. Zaten hakiki iman Yahya doğmadan bütün imkânsızlıklara rağmen onun doğumuna şüphesiz bir şekilde inanmaktır. Hakiki iman, imanına iman etmektir. Bir iman Zekeriya peygamberin ki kadar güçlü olmadıkça Yahya Hasur`un doğacağına kani olmaz. Dolayısıyla inanmadığı için muradı gerçekleşmez.
Halis bir iman Yahya gibidir. Yahya ismi doğrudan Hak Teâlâ tarafından verilmiştir(Meryem:7) ve “hayat” ile aynı köktendir. Yahya`nın sıfatı da “Hasur” dur(Ali İmran:39). Hasur da sıkışmak ve kuşatılmış olmak manasındadır. Buna göre gerçek manada bir iman ve niyet ne kadar kuşatılmış ve sıkıştırılmış olursa olsun o yine de Yahya`dır, canlı ve diridir. Yavaş yavaş sabırla büyür, gelişir ve güçlenir. Hayat dinamizmine sahip olarak asla gelişimi ve büyümesi durmaz. Yahya olarak kâmil bir hale gelmeden de doğmaz. İnsanlar tarafından sıkıştırılabilir ama doğumu ne erkene alınabilir ne de geciktirilebilir. Bunu Yahya`nın hayat dinamikleri ve kendi şartları tayin eder.
Her türlü halis niyet, doğru düşünce ve iman Yahya hükmündedir. Bunlar kalbe düştükleri andan itibaren sahiplerinin sabırla susması, susarak sabretmesi gerekir. Sabırla susmak rahimde-kalpte Yahya`nın sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde büyümesini sağlar. Boş boğazlık, ciddiyetsizlik Yahya`nın gelişimini ve kemale ermesini tehlikeye atar. Bu nedenle...
İsa amel, Yahya imandır. İnsan sağlam ve doğru inanca sahip oldu mu o inancı kendisine bir Yahya`dır. İnsan inandığıyla amel etti mi inancını insanlara ifade etmede sıkıntı duymaz. O amel Meryem`in kucağındaki İsa Mesih gibi kendisine tercüman olur. Yahya`yı içinde, İsa Mesih`i kucağında taşımayan kimsenin susması da konuşması da sorundur. Çünkü böylesinin susması acizlikten, konuşması cehalettendir.
Yahya iman, İsa ameldir. Bir iman Yahya gibi sağlam, halis ve yakini ise onun sahibine konuşmak yakışmaz. Onun ayeti, delili, ispatı susmaktır. O sustukça imanı gürleşir. Sonuçta herkese kendini kabul ettirir. Yahya`nın haberi Zekeriya`nın kalbine ilka edildikten sonra Zekeriya peygambere konuşmak yakışmaz. Çünkü Yahya şekten, şüpheden, riyadan arınmış bir imandır. Zekeriya: “ey Rabbim, Karım kısır ben de yaşlılığın son haddine varmışken benim nasıl bir çocuğum olabilir?”, dedi. Yahya`nın doğması için bir tek sebep mevcut değildir. Kısır bir kadın, kocamış bir erkek. Allah: “işte böyle o bana kolaydır. Bundan önce de seni sen hiçbir şey değilken yarattım” dedi. (Meryem:8-9)Bu ferman Yahya`nın imanın eseri olduğunun ilanıdır. Yahya`nın doğumu için asıl olan imandır. Onun doğacağına hiçbir sebep yok iken inanmaktır. Her kim ki halis ve sadık bir şekilde imanına iman ederse bilsin ki onun imanı mutlaka Yahya gibi hayat bulur. Allaha cc “ey iman edenler iman edin”(Nisa:136) Ayeti bunu ifade ediyor. Buna göre imanına iman etmeyenin Yahya`sı hayat bulmaz. Kemal bularak gün yüzü göremez.
İnsan imanını Yahya gibi mukaddes canlı ve halis hale getirebildi mi onun ayeti Zekeriya as gibi susmaktır. Kendini ispat etmek, ifade etmek için söze gerek yoktur. O iman büyür, güçlenir ve bir gün gelir Yahya gibi doğuverir. Zekeriya peygamber daha doğmadan Yahya`yı anlatmaya kalksaydı kimseyi inandıramazdı. Doğduktan sonra ise lafa ne gerek var. Herkes nur yüzlü Yahya`yı gözleriyle görüyor. Zaten hakiki iman Yahya doğmadan bütün imkânsızlıklara rağmen onun doğumuna şüphesiz bir şekilde inanmaktır. Hakiki iman, imanına iman etmektir. Bir iman Zekeriya peygamberin ki kadar güçlü olmadıkça Yahya Hasur`un doğacağına kani olmaz. Dolayısıyla inanmadığı için muradı gerçekleşmez.
Halis bir iman Yahya gibidir. Yahya ismi doğrudan Hak Teâlâ tarafından verilmiştir(Meryem:7) ve “hayat” ile aynı köktendir. Yahya`nın sıfatı da “Hasur” dur(Ali İmran:39). Hasur da sıkışmak ve kuşatılmış olmak manasındadır. Buna göre gerçek manada bir iman ve niyet ne kadar kuşatılmış ve sıkıştırılmış olursa olsun o yine de Yahya`dır, canlı ve diridir. Yavaş yavaş sabırla büyür, gelişir ve güçlenir. Hayat dinamizmine sahip olarak asla gelişimi ve büyümesi durmaz. Yahya olarak kâmil bir hale gelmeden de doğmaz. İnsanlar tarafından sıkıştırılabilir ama doğumu ne erkene alınabilir ne de geciktirilebilir. Bunu Yahya`nın hayat dinamikleri ve kendi şartları tayin eder.
Her türlü halis niyet, doğru düşünce ve iman Yahya hükmündedir. Bunlar kalbe düştükleri andan itibaren sahiplerinin sabırla susması, susarak sabretmesi gerekir. Sabırla susmak rahimde-kalpte Yahya`nın sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde büyümesini sağlar. Boş boğazlık, ciddiyetsizlik Yahya`nın gelişimini ve kemale ermesini tehlikeye atar. Bu nedenle...