Yılbaşı kutlaması Müslümanların kimlik kaymasıdır
Her yıl Türkiye`de kutlanan Avrupa kültürü yılbaşı kutlamaları ile ilgili olarak İlahiyatçı Nezir Tunç yılbaşı kutlamalarının Müslümanların kimlik kaymasına vurgu yaptı.
Yılbaşı kutlamaları hakkında İlke Haber Ajansı`na açıklamalarda bulunan İlahiyatçı Nezir Tunç, Müslümanların önemli iki günü olduğunu belirterek bu günlerinde Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı olduğunu hatırlattı.
Tunç ile yapılan röportaj…
Yılbaşı kutlaması Hz. İsa`nın doğum günü müdür? Müslümanlar bu günü kutlayabilir mi?
Tunç -Müslümanların kutlayacağı iki günü vardır. Birincisi Ramazan, ikincisi ise Kurban Bayramı günleridir. Ayrıca tarih kitaplarında Hz. İsa`nın doğum günü 1 Ocak değil 25 Aralık` olup Hz. İsa`nın doğumunu, Hz. İsa`nın yasakladığı davranışlarla kutlamak ne dinen ne de örfen kabul edilebilir değildir.
Hıristiyanların inancında Noel baba ve Noel ağacı neyi ifade eder?
“Noel baba safsatası”
Tunç -Tahrif edilmiş Hıristiyan inancına göre Noel, bir bayramın adıdır. Bu bayramı Hz. İsa`nın doğumu ile ilişkilendirirler. Oysa Noel safsatası hiçbir şekilde Hz. İsa`nın doğumu ile bir ilgisi yoktur. ‘Noel Baba` çok sonradan Saint Nicola isimli papazın uydurmasıdır. ‘Noel Baba` inancı ile insanları himaye eden, yardımsever, kurtarıcı ve yılbaşı gecesi çocukları sevindiren güleç yüzlü bir ihtiyar olarak lanse ederler. Amaç bu ihtiyarın şahsında Hıristiyanların yardımsever, kurtarıcı olduklarını bilinçaltımıza yerleştirmekten başka bir şey değildir. Peki, soruyorum; Afganistan`da, Irak`ta, Suriye`de öldürülen yüz binlerce Müslüman`ın, onbinlerce çocuğun kanında kimin eli var? Filistin`de onbinlerce masum insanı katleden terör şebekesi İsrail`i himaye eden kimdir? Bundan birkaç yüzyıl önce Avrupa`da Ortodoks ve Protestanların vahşice katliamları ve kıyımları sonucu öldürülen milyonlarca insanın müsebbibi kimdir? Ve yine soruyorum, bütün dünyada direkt ya da dolaylı olarak yapılan bütün işgal, katliam, dejenerasyon, kültür kaymasını kim yapıyor?
Evet, bütün bu vahşet ve katliamları yapan batı ideolojisi, diğer taraftan böyle bir gecede katrilyonlarca kazanç elde ederek bir taşla birkaç kuş vurmaya çalışıyor. İşin en acı tarafı ise, Müslüman`ım diyen insanların da bu tür kutlamaları yapmasıdır.
“Noel Ağacı Hurafesi”
Hıristiyanlar; Ermeni ve putperestlerden etkilenerek ‘Noel Ağacı`nı gelenekselleştirmişlerdir. Çam ağacının süslenmesi olarak bilinen ‘Noel Ağacı`, ilk olarak 1600`lı yılların başında Almanya`da başlamış daha sonra bu gelenek Fransa`da yaygınlaşmıştır. Bu hurafe, birinci olarak Ermeni mitolojisinden etkilenmişlerdir. Ermeniler, avladıkları hayvanları, yeni yıl tanrısı Amanor onuruna çam ağacına asıp, bereket umarlardı. İkincisi ise putperestlerden etkilenmişlerdir. Putperest Pagan geleneğine güre, putperestler, ağaçların uzun ömürlü olmalarından dolayı ağaçları kutsamış ve onlara tapmışlardır.
“Çam ağacı süslemesi nasıl oldu da Müslümanlar için sıradan bir kutlama oldu?
Tunç -İslam coğrafyasındaki yılbaşı kutlamaları, Müslümanların aklı değildir. Bilakis Müslümanlar için bir zillettir, kişiliksizliktir, bir kimlik kaymasıdır. Bu kutlamaların Sosyolojik boyutu, Akide boyutu, israf boyutu, kültür-medeniyet dejenerasyonu boyutu gibi birçok boyutu vardır.
İslam coğrafyasında yılbaşı en çok Türkiye`de kutlanıyor. Bunun temel sebebi de, Cumhuriyet`in kurulmasıyla Türkiye`nin önünü Kâbe`den Avrupa`ya çevirmesindendir. 1300 yıllık inanç ve geleneklerimiz yasaklandı, Avrupa`nın necis ve ahlak dışı gelenek ve inançları, zorla bu millete kabul ettirildi. Kısacası inanç değerlerimizi, kılcal damarlarımızdan dahi söküp atmak istenildi. Bu zulmün karşısında duranlara ise iliklerine kadar hissedecekleri ve yüzyıllar boyu unutulmayacakları vahşi zulümler uyguladılar. Sonuç olarak öyle inkılâplar yaptılar ki; bir nesil sonra, sanki bizim İslam`la hiç alakamız yokmuş gibi bir hal, gelenek ve inanç aramıza yerleşti. Hepimizin malumu olduğu üzere; 1400 yıllık İslami geçmişimiz olmasına rağmen Alman hukuku ile cemiyetimiz tanzim oluyor, İtalya hukuku ile ceza görüyor, İsveç hukuku ile evlenip-boşanıyor, Yahudi ticaret kanunu ile ticaretimizi yapıyoruz. Sadece öldüğümüzde İslam Hukuku`na göre defnediliyoruz. Hayat-ı İctimaiyesi bu kanunlara göre şekillenen bir toplumda, elbette ki Sosyolojik bir kayma olur, Hıristiyanlaşır, nefisperestleşir ve hatta din düşmanı bile olur.
Müslümanların Sosyal ve Siyasal ilişkilerini düzenleyen takvim Hicri Takvimidir. Bu takvim Efendimiz (s.a.v.)`in Medine`ye hicretini başlangıç olarak esas alır. Ancak Cumhuriyet döneminde yapılan yüzlerce değişimle birlikte takvimimiz de değişti. 26 Kanun-ı evvel 1341 (26 Aralık 1925) tarihinde, Müslümanların Hicri takvimi yasaklandı, yerine Hıristiyanların Miladi takvimi kabul edildi. Dolayısıyla yılbaşı günü de Hicri 1 Muharrem yerine Miladi 1 Ocak oldu. Zaten bu değişim ve inkılâplar, batı kültürüne kaymayı amaçlamıştı. Sonuç olarak tam bir batı tarza yaşam modeli hayatımıza girdi. Doğal olarak, Noel (yılbaşı) kutlamaları da bir geleneğimizmiş gibi meşrulaştı.
Bütün bu sosyolojik kaymanın, kültür ve medeniyet dejenerasyonun çözümü, bu ülkenin tekrar yönünü batıdan Kebeye çevirmesi ile mümkün olacaktır. Tabii ki Frenk kanunlarının ülkemizden kaldırılması ve İslami inanç sistemine dayalı kanunların hâkimiyeti ile mümkün olacaktır.
Yılbaşı kutlamaları yapanlar hakkında son olarak bir diyeceğiniz var mı?
Tunç -Peygamber Efendimiz (s.a.v.)`in “Bir topluma benzeyen, Onlardandır” Hadis-i şerifi bize her şeyi anlatıyor. Ayrıca, “İslam dışı dinlerin törenlerine iştirak etmek, Dini merasimlerinden birine katılmak müminin İmanını bozar.” Kaldı ki; bu kutlamalardaki içki, zina ve çirkeflikler ile yılbaşındaki piyango biletlerindeki kumarın ise en cahil insan tarafından dahi haram olduğu bilinmektedir. (Ömer Yıldırım-İLKHA)