• DOLAR 32.588
  • EURO 35.043
  • ALTIN 2464.412
  • ...
`Yasaklar Hız Kesmeden Devam Etmektedir`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİYARBAKIR - Mustazaflarla Dayanışma Derneği`nin (Mustazaf Der) 23 Ekim`de Diyarbakır`da düzenleyeceği "İnanca Saygı ve Başörtüsüne Özgürlük Mitingi" dolaysıyla "Tesettüre Çağrı Platformu" Ulusal ve Yerel Basına bir destek açıklaması yaptı. Mustazaf Der Diyarbakır Şubesinde yapılan basın açıklamasını "Tesettüre Çağrı Platformu" Genel Koordinatörü Muzaffer Karavil okudu.

"İSLAMİ TESETTÜR HAYATIN HER ALANINDAN SİLİNMEYE ÇALIŞILMIŞTIR"
Karavil okuduğu basın açıklamasında, yıllardan beridir çözülemeyen başörtüsü zulmü devam etmektedir diyerek şöyle dedi: "Temel insani hak ve hürriyetlerin en önemlilerinden biri de şüphesiz kişinin inancına göre özgür yaşamasıdır. Maalesef insan hakları karnesi her alanda çok kötü olan ve Kemalist rejimle yönetilen Türkiye`de inanç özgürlüğü önünde çok büyük engellemeler ve yasaklamalar söz konusudur. Şüphesiz bu engel ve yasakların en fazla uygulandığı İslami inanç alanlarından biri de İslami tesettürün hayatın her alanından silinmeye çalışılmasıdır. Bu bağlamda çağdaşlaşma-batılılaşma adı altında Müslüman kadınlara yönelik başı açık hayat zorbalıkla dayatılmış, Müslüman kadının İslami kimliğinin olmazsa olmazlarından olan tesettürlü olarak, yaşama dâhil olma isteği yasaklanmıştır."

"ÖRTÜLERİNDEN DOLAYI HASTANELERDE MUAYENE EDİLMEMİŞLERDİR"
İnancı gereği örtünmek isteyen bayanların eğitim hakkı, çalışma hakkı, serbest dolaşma hakkı ellerinden alınmıştır ifadelerine dikkat çeken Karavil, "Son otuz yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihi bu zulüm, vahşet ve zorbalıkların örnekleriyle doludur. Tesettürlü olduğu için işinden, okulundan atılan binlerce bayan vardır. Yine bu zulüm ve keyfi muameleler neticesinde eğitimini başka ülkelerde zor şartlarda tamamlamak zorunda kalan bacılarımız olmuştur. İnancı gereği örtünmek isteyen birçok bayan devlet memurluğundan atılmış, kışlalara ve devlet dairelerine alınmamış, hatta hastanelerde muayene bile edilmemişlerdir. Dini bir fariza ve inanç gereği takılan başörtüsü büyük bir suç sayılmış ve sindirmek amacıyla bazı bacılarımız cezaevlerine atılmışlardır. Müslüman bayan ne yazık ki bu inancından dolayı hep hor görülmüş, tecrit edilmiş, ikna odaları adı verdikleri yerlerde kendilerine psikolojik baskılar uygulanmış, toplu taşıma araçlarında bile kendilerine tahammül edilmemiştir. Adeta hayattan koparılmaya çalışılmıştır." dedi.

YASAKLAR "ÇAĞDAŞLAŞMA" ADI ALTINDA YAPILMAKTADIR
"Son zamanlarda bazı üniversitelerde sorun kalkmış gibi görülse de, aslında aynı zihniyet kamusal alanlarda devam etmektedir. Liselerde ve ilköğretimlerde bu yasağı ısrarla devam ettirmektedir" ifadelerine dikkat çeken Tesettüre Çağrı Platformu Genel Koordinatörü Karavil, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnançlarından dolayı başlarını örten dindar bayanlara yönelik yasaklamalar sözde "çağdaşlaşma" adı altında hız kesmeden devam etmektedir. Bu zulme `dur` denilmeli ve gerekli adımlar cesaretle ve halktan alınan destekle atılmalıdır. Halkın çoğunluğunu oluşturan, Müslüman kimliğinin gereğini yapmak isteyenlere kulak verilmelidir. Dini ve insani bir hak olan bu husustan dolayı yıllardır üniversite kapılarında okul bahçelerinde, işyerlerinde ve görevleri başında mağdur edilen, zulme uğrayan annelerimize, bacılarımıza, kızlarımıza cefa görülen bu olayların bir daha tekerrür etmesini istemiyoruz. Mademki başörtüsü takma dini inancın gerekliliğinden kaynaklanıyorsa o halde bu konudaki serbestlik, naslar ve dindarların hassasiyetleri göz önüne alınarak belirlenmelidir. Örtü, ilköğretimde, ortaöğretimde üniversitede, kamuda kısaca hayatın her alanında serbest olmalıdır."

Karavil son olarak; "Başörtü yasağının kaldırılması, bu yöndeki zulümlerin son bulması için Mustazaf Der`in 23 Ekimde istasyon meydanında düzenleyeceği "İnanca Saygı ve Başörtüsüne Özgürlük Mitingine" tüm halkımızı katılmaya davet ediyoruz." çağrısında bulundu

Osman İçli - İLKHA

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir