Erdemli Gençlik`ten `İslam ve Modernizm` konferansı
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesinde Erdemli Gençlik Topluluğu tarafından düzenlenen "İslam ve Modernizm" konulu konferansta; modernizmin Müslümanları dönüştürme tehlikesine dikkat çekildi.
Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde faaliyet gösteren Erdemli Gençlik Topluluğu, konferans serilerine devam ediyor. Erdemli Gençlik son olarak, 'Modernizmin Kıskacında Müslümanlar - İslam ve Moderniz' konulu bir konferans düzenledi. Konferansa Sosyolog- Yazar Abdurrahman Arslan konuşmacı olarak katılırken, öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.
Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını Erdemli Gençlik Topluluğu adına Lokman Tay yaptı.
“Dünyevileşme Müslümanlar arasında hızlandı”
Modernizmin etkisiyle dünyevileşmenin arttığını ifade eden Tay, “Artık nefis ve şeytanın yerini başka tehlikeler almaya başladı. Modern dünyada Müslümanlar bu tehlikeleri fark etmeden yaşamaya başladılar. Daha önce kabul etmedikleri yanlışları sırf birilerine hoş görünmek ve o birilerini saflarına çekmek bahanesi ile kabul etmeye başladılar. Taviz üstüne taviz vermeye başladılar. İnsanları kendilerine benzetmeye çalışırken, onlar bu kişilere benzemeye başladı ve artık kendileri de dünyevileşmeye başladı. Daha önce ahiret ön planda iken artık dünya ön plana geçmeye başladı. Dünyevileşme Müslümanlar arasında hızlandı. Daha önce hizmet için araba hayali kurarken artık kendileri lüks arabalara binmeye, lüks binalarda oturmaya, marka elbiseler giymeye, en acısı tesettürü bile modaya uydurmaya başladılar.”dedi.
“Daha önce biz derken artık ben demeye başladılar”
Müslümanların çağdaş Müslümanlık sıfatı ile yozlaştırıldığını belirten Tay, “Tesettür modası adı altında tamamen yozlaşmış ve tesettürü içi boşaltılmış hale getirdiler, kısacası itibarsızlaştırdılar. Buna da Çağdaş Müslümanlık adını verdiler. 28 Şubat döneminde özellikle bu ülke Müslümanlarının verdiği mücadele, fedakârlık ortada iken, bugün ise haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı verilen mücadele kısır ve sloganik olmuştur. Kısacası daha önce çok geniş bir bakış açıları varken artık çok dar ve bencil bir hayat yaşamaya başladılar. Daha önce biz derken artık ben demeye başladılar. Artık dindarlıkları maneviyattan çok şekilciliğe kaçmaya ve slogan dindarlığı olmaya başladı. Daha önce taşıdıkları misyondan ve gayeden uzaklaşmaya başladılar."ifadelerini kullandı.
"Bilginin sahibi nihai anlamda Allah`tır"
Açılış konuşmasının ardından söz alan Sosyolog-Yazar Abdurrahman Arslan, bilgini esas sahibinin Allah olduğunu belirtti. Arslan, "Bilginin sahibi nihai anlamda Allah`tır. Biz onu akıl yoluyla elde ederiz. Bizim modern dünya ile kavgamız da zaten burada başlıyor. Biz hakikatin Allah katından bize gönderildiğini söylüyoruz. Oysa modern dünya ve modern dünyayı kuran bilgi biçimi, hakikat anlayışı insan aklının bir ürünü olarak kendisini tanımlamaktadır. Problem burada başlıyor zaten. Modern dünyayla sorunu olan sadece Müslümanlara değildir. Bu hep böyle anlatılıyor. Post-modern dediğimiz yenidünyada (ki bu yirmi yıldan fazladır Küresellikle beraber ifade edilmektedir) hep böyle anlatılırdı. Aslında öyle değil. Çünkü modern dediğimiz şey, sadece bir düşünce olarak doğup gelişmedi. Ayrıca teknik teknolojik araçlarla doğup gelişti. Zaten bugün dünyada isteyerek ya da istemeyerek kabul edilir duruma getiren odur. Oysa modernliğin çok güçlü olmasından dolayı değil, onu benimseyen insanların da kendi bilgi biçimlerinden, inanç dünyalarından çok bezmiş, vazgeçmiş de değiller. Bundan dolayı onu benimsemediler. Bu da bir zorunluluk zaruret ilişkisi içinde doğdu, gelişti. Esas işin böyle bir tarafı da var. Çünkü neticede o teknik, teknoloji ile birlikte sizin sınırlarınıza gelip dayanmıştı." dedi.
"Batı'nın teknik, teknolojisi zamanla Müslümanları dönüştürdü"
Arslan, Batı'dan alınan teknik, teknolojinin zamanla Müslümanları dönüştürdüğünün altını çizerek; "Müslümanlar, acaba bu uygarlığı sekülerlikten nasıl ayıklayabiliriz diye çok ilginç ama bana kalırsa da gerçekleşmesi mümkün olmayan bir tartışma yapmışlar zamanında. Bence bu, Müslüman dünyada olması gereken bir tartışmadır. Fakat biz büyük nispetle hem direnen hem de moderniliği içselleştiren insanlar olduğumuz için nedense aklımıza böyle bir şey gelmemiştir. Çünkü zihnimiz genel olarak karşı çıkarken bile, moderniliği içselleştirme yönünde yol kat ettiği için böyle bir süreç doğmuştur. Burada demek istediğim, bir gerilim var; ama bu gerilim sadece islam`la modern dünya arasında değil. Tabii ki, modern dünyaya karşı itiraz gösterenlerin en başında Müslümanlar geliyor. Ve bu konuda da İslam`ın Müslümanlara rağmen ciddi bir itirazı var.” ifadelerini kullandı. (Muhammed Yıldız - İLKHA)