• DOLAR 34.61
  • EURO 36.634
  • ALTIN 2935.1
  • ...
Televizyonun korkunç etkisi!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Beyinde dil gelişimi ve hareket sistemi aynıdır. Yürümek için de, konuşmak için de beyin `sıralama` becerisini kullanır. Nasıl yürümek için önce emeklemek, sonra ayağa kalkmak, tutunmadan ayakta durmak, dengeyi sağlamak ve adım atmak gibi becerilerin sırayla gelişmesi gerekiyorsa, konuşmak için de sırayla bazı becerilerin gelişmesi gerekir: duymak, duyulan sesleri taklit etmek, heceleme, heceleri birleştirme, kelime söyleme, ve cümle kurma. Örneğin pedal çevirmeden konuşma başlamaz, merdiven çıkmaya başlamadan tuvalet alışkanlığı gelişmez. Dolayısıyla kas kontrolü için kullanılan beyin fonksiyonları, zihinsel becerileri de geliştirir. Gelişimsel koordinasyon bozukluğu, dil gelişmesinin de gecikmesine neden olabilir. Kas gevşekliği, konsantrasyon bozukluğu demektir. Bilinir ki dikkat eksikliği olan çocukların hem kas koordinasyonu zayıftır (yani geç yürürler, zor dengeyi sağlarlar, sakardırlar) hem de konuşmalarında gecikme olabilir. Bu nedenledir ki konuşmayan çocuklara yardım ederken fizyoterapi önerilir. `Duyu bütünleme terapisi` olarak da adlandırılan bu yöntemle kaslar gelişirken zihinsel faaliyetler de fayda görür. Özellikle 4 yaş altı çocuklar için bu terapi çok faydalıdır.

Televizyona gelince. Bu bilgiler ışığında değerlendirirsek, yürümeye yeni başlayan çocuk için gerekli olan en son şey uzun sürelerle sabit kalarak vücut kaslarını kullanmamaktır. televizyonun çocukları neredeyse ekranın karşısına yapıştıran özelliği düşünülürse, sadece yürümeyi geciktirmekle kalmayıp konuşmayı ve dikkat gibi birçok diğer zihinsel beceriyi de olumsuz etkileyeceğini söyleyebiliriz.

Lütfen unutmayalım ki çocukların bir şeyden hoşlanmaları, o şeyin onlar için faydalı veya eğitici olduğunu göstermez. Birçok çocuk saatlerce televizyon izlemektedir. Ama yetişkinler mutlaka buna belli sınırlar getirmeli, oturarak geçirilen zamanın yanı sıra çocukların hayatına hareketli faaliyetleri de yeterince sokmalıdır.

Öğrenme hem eğlencelidir, hem de çok çalışma gerektirir. Yeni yürümeye başlayan çocukların bu konuda çok çalışması gerekir. Motivasyonu artıran şey de çok çalışma, güçlükleri aşma ve bunun sonunda kazanılan başarıdır. Bunu engelleyen her şey çocuğu kişisel başarı zevkinden alıkoyar. Ayrıca zihinlerinin disiplinsiz, düzensiz olmasına yol açar. Oysa araştırmalar gösteriyor ki hayatta başarının sırrı otokontroldür: bir işe yoğunlaşıp disiplinli çalışma (yani odaklanma) ve odağı yani dikkati bozucu engelleyicilerden kendini koruma. Bunlar olmadığı zaman kişi sadece kendine zevk veren şeylerle uğraşır, yapması gerekenleri tamamlamaz, sabırsız, çabuk sıkılan bir birey olur.

Otokontrol nasıl gelişiyor?
Bir kitabı uzun süre okumak otokontrol gerektirir. Başladığını bitirmek de öyle. Çocuk henüz okuyamayacak yaştaysa, ona kitabı siz okuyabilirsiniz. Özellikle 1 yaştan sonra (hatta önce) çocuğunuza kitap okumaya başlamalısınız. Tabi bunu yaparken sayfalarca yazıyı okumaktan kastedilmiyor. Bir kitabın sayfalarını çevirmek ve resimlerine bakıp neler gördüğünü anlatmak bu yaşlar için yeterlidir. Uzun süre dinleyebilmek otokontrolü artırır.
Televizyon ise otokontrolü zayıflatır. Hızlı tempolu çocuk programlarının beynin gelişim kalıplarını değiştirdiğini ve ilerde okuldaki konsantrasyonu bozduğunu biliyoruz.

Bu haberler de ilginizi çekebilir