• DOLAR 34.539
  • EURO 36.515
  • ALTIN 2891.717
  • ...
İç güvenlik paketinde, 'Kahrolsun İsrail' suç sayılabilecek
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

MERSİN - TBMM Genel Kuruluna sevk edilen İç Güvenlik Paketi hakkında İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunan Avukat Mehmet Polat, paketin günü kurtarma adına yapılan çalışma olduğunu ve pakette ucu açık maddelerin var olduğunu belirtti.

Bu ve benzeri paket veya torba yasaların çok hızlı karar verilip yasalaştırılan düzenlemeler olduğunu söyleyen Polat, bununda toplumsal karşılığının bulunmadığının gösterdiğini ifade etti. Avukat Polat şöyle devam etti: “Siyasi iktidar bir anlık heveslerle bu tür düzenlemeler yapmamalıdır. Şu an hukukçular bile çıkan yasalara yetişememektedir. Bu kadar hızlı değişimi hiçbir toplum özümseyeme. Bu nedenle de düzenleyici işlemler toplumsal kabulle aynı hızda ilerlemelidir”

‘Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Amerika’ suç sayılabilecek
Getirilen yeni düzenlemelere bakıldığında hükümetin yine acele karar verdiğini gördüklerini vurgulayan Polat, “Özellikle son dönemde gündemde olan nefret suçlarına yönelik düzenlemeler ucu açık ve tehlikelidir. Örneğin sosyal medyada ‘Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Amerika’ diyen bir kişi veya uluslararası alanda terör örgütü kabul edilen İslami Hareketlere finans desteği sağlayan, bu hareketleri öven kişileri artık cezai müeyyide beklemektedir” diye ifade etti.

“Gözaltı sürelerinin uzatılması keyfi uygulamalara neden olabilir”
Gözaltı sürelerine yönelik düzenlemelerin geçmişte yaşanan birçok sıkıntının tekrar yaşanmasına sebep olabileceğine dikkat çeken Polat, “Birçok vatandaş keyfi olarak gözaltına alınıp 48 saat gözaltında tutulabilecek. Son günlerde basından da takip edildiği üzere bu konularda her ne kadar savcı veya hâkim kararı var gibi gözükse de bu kararlar fiili olarak polisler tarafından alınmakta hatta bazen karar bile polisler tarafından hazırlanmakta savcı ve hâkimler sadece imza atmaktadır. Özellikle vali yardımcılarına ve savcılara verilen bu yetki karşısında maddi sorumluluğunda yüklenmesi gerekmektedir. Haksız yere gözaltına alınıp bırakılan kişilere devletin ödediği tazminattan bu kararı veren kişiler sorumlu tutulmalıdır. Bu yöntem ile bu yetkiler kullanılırken daha dikkatli olunacağı kesindir.”dedi.

Gözaltına alınma şartları ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Polat, “Maskeli eylemcilere yönelik ceza düzenlemesi belki bir anlamda olumlu gibi gözükse de bu yanlış kişinin haksız yere gözaltına alınması ve tutuklanması gibi sonuçlarla karşılaşılırsa hak kayıplarına neden olacaktır. Bu nedenle sadece maskeli olarak eyleme katılma suçu düzenlenirse bu suçlular açısında kesinlikle gözaltı ve tutuklama yasağı getirilmelidir. Aksi halde birçok hak kaybı olacağı kesindir.” şeklinde ifade etti.


“Çıkarılacak yasalarda toplumun yapısı dikkate alınmalı”
“Kolluk Gözetim Komisyonunda bazı STK’ların da yer alacağı söylense de bu STK’ların yine idarece seçilecek STK’lar olması halinde olumlu anlamda sonuç çıkacağını düşünmüyorum” diye sözlerini sürdüren Polat, “Netice olarak hükümet yapacağı düzenlemeler ile ilgili mutlaka toplumsal karşılığı aramalıdır. Sadece Avrupa böyle dedi, Amerika’da da böyle şeklinde savunmalar kabul edilemez. Çıkarılacak tüm yasalarda toplumumuzun, kamu görevlilerimizin bilgi birikimi, kültürü, inançları, örf ve adetleri dikkate alınmalıdır. Aksi halde bugün bir umut olarak gördüğümüz bu paket ve torba yasalar yıllar sonra acilen değiştirilmesi gereken gereksiz düzenlemeler olarak görülecektir.”diye düzenlemedeki sıkıntılı olabilecek hususlara dikkat çekti. (Osman Öksüz-İLKHA)
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir