BURSA - Uludağ Çevre Teknolojileri Ar-Ge Merkezi (ULUÇEV) Genel Müdürü Prof. Dr. Kadir Kestioğlu, Uludağ Üniversitesi tarafından düzenlenen 4. Bilgilendirme ve Ar-Ge günleri kapsamında düzenlenen‘Bursa’nın Başlıca Çevre Problemlerinin Değerlendirilmesi’ konulu oturumda konuştu. Kestioğlu, Bursa’nın su kirliliği, katı atık bertarafı sorunu, hava kirliliği sorunu, toprak kirliliği sorunu, iklim değişikliğinin sonuçları, alınması gereken önlemler gibi konulara dikkat çekti.

Bu yıl Uludağ Üniversitesi’nin 4’üncüsünü düzenlediği Bilgilendirme ve Ar-Ge Günleri’nde Prof. Dr. Kadir Kestioğlu’nun başkanlığını yaptığı oturumda, Bursa’nın çevresel problemleri masaya yatırıldı. Oturum başkanlığını yürüten Kestioğlu, yaptığı sunumunda; İklim değişikliğinin neden olabileceği çevresel ve sosyoekonomik sorunları ele aldı.

İklim değişikliğini, karşılaştırılabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak, doğrudan veya dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan faaliyetleri sonucunda iklimde oluşan bir değişiklik olarak tanımlayan Kestioğlu, iklim değişikliğinin olumsuz sonuçları ile ilgili de uyarılarda bulundu.

“İçme ve kullanma suyunda sıkıntılar yaşanacak”
İklim kuşaklarının kuzeye kayması sonucunda Türkiye’nin, daha sıcak ve kurak iklim koşullarının etkisinde kalabileceğini ifade eden Kestioğlu, “İklim değişikliklerinin Türkiye’de de bir takım olumsuz yansımalarını önümüzdeki zamanlarda görmek mümkün olacaktır. Bunlara örnek verecek olursak, sıcak ve kurak devrelerin süresindeki ve şiddetindeki artış, kuraklık ve çölleşme ile tuzlanma ve erozyon gibi olayları hızlandıracaktır. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin mevcut su kaynakları sorununa yeni sorunlar eklenecek, içme ve kullanma suyunda büyük sıkıntılar yaşanacaktır. Dolayısıyla tarımsal üretim potansiyeli de değişecektir.” dedi.

“Turizm ve tarım alanları su altında kalacak”
Sıcaklıktaki artışın insan ve hayvan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olacağını savunan Kestioğlu, aşırı sıcaktan kaynaklanan hastalık ve ölüm oranlarının da artacağını dile getirerek, “Deniz seviyesi yükselmesine bağlı olarak Türkiye’nin yoğun yerleşme, turizm ve tarım alanlarının yer aldığı alçak alanlar su altında kalacaktır. Aynı şekilde mevsimlik kar ve kalıcı buz örtüsünün kapladığı alanlarda, erimelere bağlı olarak kar çığları, sel ve taşkın olaylarında artış olacaktır.” şeklinde konuştu.

“Kentsel ve endüstriyel atıksular Nilüfer Çayı’na bırakılıyor”
Bursa’daki su kaynaklarının kirlenmesinin nedenleri hakkında da paylaşımlarda bulunan Kestioğlu, “Şehrimizdeki su kaynaklarının kirletilmesinin önüne ne yazıktır ki geçemiyoruz. Bugün Bursa’da arıtılmadan Nilüfer Çayı’na verilen kentsel ve endüstriyel atık sular, Nilüfer Çayı’nı önemli ölçüde kirletiyor. Aynı şekilde düzensiz katı atıklardan kaynaklanan sızıntı suları, tarımsal kaynaklı kirlilikler, benzin istasyonlarından kaynaklanan araba yıkama suları ve yağmur suları ile gelen cadde kirlilikleri de Nilüfer Çayı’nın büyük ölçüde kirlenmesine neden oluyor.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)