`Hiçbir Emir Örtünmeden Öncelikli Değildir`
SELAM DER, Tesettür yasağının her alanda kaldırılması için geniş katılımlı bir basın açıklaması yaptı. Dernek Başkanı Cesim Yılmaz, provokatör olmakla suçlandıklarını belirterek "Hâlbuki Allah şahittir biz sadece Allah`ın Nur ve Ahzap sürelerindeki kesin emrini yerine getirmek maksadı ile bu çalışmaları yapıyoruz." dedi.
MUŞ - Selam İlim Eğitim Kültür Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (SELAM-DER), ortaöğretimlerde başörtüsü yasağının kaldırılması için basın açıklaması yaptı. Selam Der`in organizasyonu ile bugün Muş Belediye Meydanında saat 14.00`da yapılan basın açıklamasına yoğun ilgi gösterildi. Düzenlenen basın açıklamasında Selam Der Genel Sekreteri Şirin Çağlayan`ın Kur`an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra basına ve kamuoyuna yönelik basın metnini okuyan Selam Der Yönetim Kurulu Başkanı Cesim Yılmaz, başörtüsüne özgürlük istediklerini söyledi. Bazı kesimlerin kendilerini provokatör olarak nitelendirdiklerini açıklayan Yılmaz, "Hâlbuki Allah şahittir biz sadece Allah`ın Nur ve Ahzap sürelerindeki kesin emrini yerine getirmek maksadı ile bu çalışmaları yapıyoruz." dedi.
Yılmaz, devam ettiği açıklamasında şunları söyledi: "Bugün ülkemizde tesettürlü olarak kamusal alanda çalışmak isteyen Müslüman bacılarımızın ve tesettürlü olarak eğitim görmek isteyen kızlarımızın keyfi bir muameleye maruz bırakılarak yaşadıkları mağduriyeti sizlerle paylaşmak üzere buradayız. İnsanlığın başlangıç tarihi olan Hz Âdem ve Havva`nın yeryüzüne iner inmez aldıkları ilk emir tesettüre bürünmeleriydi. Aynı şekilde tüm ilahi dinlerde de tesettürün farz olduğu hepimizin malumudur. Hiçbir emir örtünmeden öncelikli değildir. İnsanoğlunun soyunmuşluk, hayâsızlık ve edepsizlik içerisinde Rabbine sunacağı hiçbir ibadeti yoktur. Onun için yeryüzüne ayak basar basmaz verilen ilk emir örtünmedir. Evet, insanoğlu tarihin başlangıcı ile beraber örtünmekle yükümlü kılınmış ve bu yükümlülüğü yerine getirmiştir. Şu var ki Allah-u Teâlâ zamanla unutulmaya yüz tutmuş örtünme emrini Hz. Meryem ile sembolleştirmiştir. Ayetlerde de anlaşıldığı gibi Namaz, oruç ve zekât müslümanlara farz olduğu gibi, tesettürde aynı şekilde biz Müslümanlara farz kılınmıştır. Örtünme bir teferruat değildir. Tesettür, Hz. Fatıma`yı, cennet kadınlarının Efendisi, dünya kadınlarının en üstünü ve milyarlarca Müslüman`ın kıyamete kadar dua ettiği Al-i beytin mihveri yapan esas öğelerden biridir, yoksa birilerinin iddia ettiği gibi iman hizmetinin (!) maslahatı adına, resmi binaların aç kapa malzemesi değildir. Tesettür, yalnızca Allah`a ait olup, diploma veya maaşla alınamayan izzetin, yani Hz. Asiyelerin, Hz. Meryemlerin, Hz. Haticelerin, Hz. Fatımaların, ve kıyamete kadar şerefle anılan, övülen, örnek gösterilen binlerce, milyonlarca seçkin kadının alamet-ifarikasıdır. Yoksa ufacık bir makam ve mevki uğruna bile terk edilerek alay konusu yapılan basit, değersiz ve sıradan bir elbise çeşidi değildir."
"Tesettür, Müslümanların En Koyu ve Kırmızı Çizgilerinden Birisidir"
"Tesettür, aynı zamanda sadakattir, güvendir, şefkat ve muhabbettir, aklın, ruhun, kalbin ve dolayısıyla bedenin sağlığıdır, ihtiyacıdır, gıdasıdır. Yoksa Medeniyet ve modernizm denilen tek dişi kalmış canavarın ayaklarının altında paspas değildir." diyen Başkan Yılmaz, "Tesettür, Yahudi`yi Medine`den, Fransız`ı Anadolu`dan kovan imanın diğer adıdır. O minarelerden okunan ezanla kardeştir, vazifeleri farklı değildir. Ve örtünme hassasiyeti bir İslam toplumunda yerde sürünüyorsa direklere bayrak çekmenin de fazla bir anlamı kalmış değildir. 28 Şubat süreci ile tesettür sorunun içinden çıkılmaz bir sorun haline getirilmiştir. Yıllardır bir kangren haline getirilen ve yüz binlerce bayanı mağdur eden bu yasağın kökünden halledilme zamanı gelmiştir. Yeni bir sivil anayasanın gündemde olduğu bu günlerde tesettür konusunun göz ardı edilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Bu İslami ve insani hakkın anayasal güvencesi altına alınmalıdır. Yoksa bugün serbest deyip yarın başka bir hükümet tarafından tekrar yasaklanacak olan tesettür sorunu bu şekilde bırakılmamalıdır." ifadelerini kullandı.
Tesettür sorununun çözümü için yetkililere de seslenen Yılmaz, "Bugün yönetimde olanlar şunu unutmasınlar ki bu sorun çözülmezse yarın ilahi huzurda bunun hesabını hiçbir şekilde veremeyecekler. Bu konuda yetkili olan bütün kurum ve kuruluşlara sesleniyoruz halkımızın bu haklı isteklerine karşı duyarsız olmayın. Halkın bu haklı taleplerine kulak verin ve derhal bu sorunu çözün. Biz artık çocuklarımızın tesettürle okula gitmesini istiyoruz. Hizmet alan -hizmet veren ayrımına akılmaksızın tesettürün hayatın her alanında tamamen serbest olmasını istiyoruz. Bu bizim en tabii hakkımızdır.
28 Şubat zihniyetinin ürünü olan ve başörtülü bir şekilde ilahi okuyan kızlarımız bahane edilerek muhtıra verenler, bugün bu yanlışın farkına vardılar ki bu bildiriyi internet sitesinden kaldırdılar."dedi.
"Bazı Çevreler Tarafından Provokatörlük Yapmakla Suçlanıyoruz"
Bazı çevreler tarafından provokatörlükle suçlandıklarını ifade eden Yılmaz, "Ne acıdır ki bugün de yaptığımız tesettür seferberliğinden dolayı bizler yine bazı çevreler tarafından provokasyon yapmakla suçlanıyoruz. Hâlbuki Allah şahittir biz sadece Allah`ın Nur ve Ahzap sürelerindeki kesin emrini yerine getirmek maksadı ile bu çalışmaları yapıyoruz. Herkesin malumu olduğu üzere ayetler hayatta uygulanmak için gönderilmiştir. Uygulanmadığı takdirde Allah katında sorumluluğu vardır. Biz bu sorumluluk bilinci ile yola koyulmuşuz. Hatırlanacağı üzere yakın bir geçmişte tesettürlü olarak çocuklarını okutmak isteyen ebeveynlerinden çocuklarını almakla tehdit eden yetkili kişiye şunu hatırlatmak isteriz: Hiçbir ideoloji ve düşünce sistemi çocukları ebeveynlerinden almakla tehdit edemez; zira çocuğun nasıl bir yaşam sürdüreceğine, neye inanıp neye inanmayacağına, neyi veya neleri kutsal kabul edip etmeyeceğine, varlığını kime veya neye armağan edip etmeyeceğine ancak ebeveynleri karar verebilir. Son dönemlerde hükümetin halkın yararına yaptığı gözle görülür maddi iyileştirmeleri görmekle beraber, mütedeyyin kesimlerin üzerindeki baskılar ve inanç özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması için ciddi hiçbir adımın atılmadığını görüyoruz." dedi.
"Tesettürün Önündeki Engeller İnanç Özgürlüğüne Vurulmuş Bir Darbedir"
Tesettürün İslami bir emir ve insani bir hak olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bu hakkın kişilerin elinden alınması veya engellenmesi insan haklarına, hukuka ve inanç özgürlüğüne vurulmuş bir darbedir. Bundan dolayı Türkiye genelinde çeşitli sivil toplum kuruluşlarının başlatmış olduğu "Tesettür Seferberliği"ne Muş Selam-Der olarak bizde destek veriyoruz. Toplumsal yozlaşmanın, ahlaki çöküntünün had safhaya vardığı, aile, namus mefhumu ve manevi değer yargılarının kıymetsizleştirildiği günümüzde, toplumu ayakta tutan maddi ve manevi dinamiklerden olan tesettür, başta olmak üzere, güzel ahlakın yaygınlaştırılması ve manevi değer yargılarımıza sahip çıkılması adına bu tür girişimlerin salt bazı kesimler tarafından değil başta İslami STK`lar olmak üzere toplumun tüm kesimleri tarafından desteklenmesinin zaruri olduğuna inanıyoruz. Bu konuda siyasi iktidara da, halktan gelen haklı talepleri iletiyoruz ve bu hakkın anayasal güvence altına alınmasını talep ediyoruz." ifadesini kullandı.
Tesettür konusunda da en önemli görevin Müslüman anne babalara düştüğünü söyleyen Başkan Yılmaz, "Buluğa eren her kız çocuğu için örtünmek farzdır. Tesettür konusunda da en önemli görev biz Müslüman anne babalara düşüyor. Çocuklarımıza küçük yaşlarda tesettürü sevdirelim. Onlara bunun Allah`ın bir emri ve cennette girmenin anahtarı olduğunu anlatalım. Unutmayalım ki çocuklarımız bizim imtihanımızdır ve Allah`ın bir emanetidir. Onları İslami bir ahlak üzere yetiştirmek çocuğun anne baba üzerindeki en önemli hakkıdır. Unutmayalım ki "Ağaç yaşken eğilir" dedi.
Muş Selam Der`in düzenlediği basın açıklaması atılan sloganlar ve getirilen tekbirlerle sona ererken, vatandaşlar olaysız bir şekilde dağıldı.
M. Şirin Çağlayan - İLKHA