İdrar kaçıran çocuğunuzu suçlamayın
Çocuklarda idrar kaçırma olayının, çocuklar arasında en sık görülen sorunlar arasında yer aldığına dikkat çeken Çocuk Ürolojisi doktoru Prof. Dr. Abdurrahman Önen, idrar kaçıran çocuklara karşı daha dikkatli olunmasını ve bir uzmana gösterilmesi gerektiğini söyledi.
DİYARBAKIR - Çocuklarda idrar kaçırma olayının 3 yaşına kadar olan dönemlerde uyanık iken, 5 yaşından sonra uykuda olduğu bir halde meydana geldiğini belirten Memorial Diyarbakır Hastanesi Çocuk Ürolojisi Bölümü doktoru Prof. Dr. Abdurrahman Önen, İdrar yolu enfeksiyonlarına dikkat çekerek, ciddi böbrek hasarı ve psikolojik problemlere yol açabilen idrar kaçırmalar konusunda, ailelerin duyarlı olması ve uzman yardımı almasının çok önemli olduğunu söyledi.
İdrar kaçırma psikolojik sorunlara yol açar
Gece uykuda idrar kaçıran bazı çocuklarda görülen psikolojik sorunların hastalığın nedeninin olmadığını, aksine bir sonucu olduğunu belirten Prof. Önen, “İdrar kaçırma psikolojik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkmaz. Ancak seyri, zamanla hasta ve ailesinde psikolojik sorunlara yol açabilir. Yıllarca gece uykuda altını ıslatan çocukların yaklaşık yüzde 10-15’inde idrar kaçırmanın yarattığı kronik stres sonucu; özgüvende azalma, içe kapanma, utanç duygusu, aşağılık kompleksi, depresyon ve davranış bozuklukları görülmektedir. Çocuk, idrar kaçırma kaygısı nedeniyle arkadaşını evine davet edememekte, gece akraba ya da arkadaşlarında kalamamakta, okulda da “arkadaşlarım duyar” kaygısı yaşamaktadır. Kıyafetleri sürekli idrar koktuğu için arkadaşlarının yanına oturmak istememesi de travmayı artırmaktadır. Doğuştan, gece uykuda altını ıslatan çocuklarda yüzde 5-10 oranında psikolojik problemler gelişirken, sonradan gece altını ıslatmaya başlayan çocuklarda bu oran, yüzde 10-20’ye çıkmaktadır. İdrar kaçırma sonucu gelişen bu psikolojik problemler kızlara göre erkek çocuklarında daha sık görülür.” tespitlerinde bulundu.
Cinsellikte korkuya neden olabilir
İdrar kaçıran ya da altını ıslatan çocukların erişkin yaşa geldiklerinde cinsellikle ilgili herhangi bir sorun yaşamadığının da altını çizen Prof. Önen, ailelerin önemli bir bölümünün, idrar kaçırma sorunlarında kullanılan tedavi ve özellikle ilaçların, çocuklarda kısırlığa neden olduğuna inanmalarının da yanlış bir algı olduğuna vurgu yaptı.
Önen, “Bu nedenle de bazı aileler sorunu gizleyerek tedaviyi reddetmektedir. Bu tamamen yanlış bir inanıştır ve idrar kaçırma sorunu zamanında, doğru ve etkin bir şekilde tedavi edilmelidir.” uyarısında bulundu.
Gündüz alt ıslatma mutlaka tedavi gerektirir
Gece uykuda altını ıslatan çocukların yüzde 15’inin, kendiliğinden iyileşme imkânına sahip olduğunu belirten Prof. Önen, “Uzun yıllar tedavi edilmezse bile böbreklere ciddi bir zararı yoktur. Ancak tedavinin gecikmesi, psikolojik problemleri beraberinde getirir. İdrar kaçırma sorunu bu alanda deneyimli uzmanlar tarafından doğru yaklaşımla tedavi edilmezse, çocuğun psikolojisi ve okul başarısı olumsuz etkilenir. Gündüz uyanıkken altını ıslatan çocuklarda ise durum çok daha ciddidir. Bu sorun kendiliğinden geçmez ve mutlaka nedeni bulunup doğru şekilde tedavi edilmesi gerekir. Tedavide geç kalınması, her iki böbrekte de geri dönüşümü olmayan ciddi hasarlara neden olabilir.” şeklinde konuştu.
Alt ıslatma genetik
Gece uykuda altını ıslatma durumunun, erkek çocuklarında kızlara göre 2 kat daha fazla olduğunu belirten Prof. Önen, gündüz uyanıkken altını ıslatma durumunun ise kız çocuklarında erkeklerin 2 katı olduğunu söyledi.
Prof. Önen, “Hem anne hem baba küçükken ileri yaşlara kadar uykuda alt ıslatma sorunu yaşamışsa, çocukların yüzde 75-80’inde bu sorun ortaya çıkar. Anne ya da babadan herhangi biri bu sorunu yaşamışsa, çocuklarda da bunun görülme riski yüzde 40-45’tir.” değerlendirmesinde bulundu.
İlaç ve alarm tedavisi uygulanır
Uykuda altını ıslatan çocukların 6 yaşından itibaren ödüllendirme ve alarm cihazı gibi davranış terapilerinin yanı sıra idrar yapımını azaltan ya da mesaneyi genişleten ilaçlarla yüzde 80-90 oranlarında başarıyla tedavi edilebildiğini söyleyen Prof. Önen, “Gece idrar üretimi normal olup mesanesi gelişmeyen çocuklarda ise alarm tedavisi, gece idrar üretimi fazla olduğu için uykuda işeyen çocuklarda ilaç tedavisi daha başarılıdır. Gündüz idrar kaçırmada tedavinin amacı, bu kaçırmayı ve böbreklerin zarar görmesini önlemektir. Uykuda ya da uyanıkken idrar kaçırma sorunu, deneyimli çocuk cerrahisi ve çocuk ürolojisi uzmanları tarafından tedavi edilmelidir.” dedi.
Ceza vermek yerine doktora götürün
Çocuklarda alt ıslatma sorununun çocuğun tembelliğine bağlanarak, ceza ve dayakla üstesinden gelinebilecek bir durum olmadığının altını çizen Prof. Önen, ABD, İngiltere, Fransa ve Singapur gibi gelişmiş ülkelerde bile bu gibi durumlarda çocuklara verilen ceza oranının çok fazla olduğuna dikkat çekti.
Prof. Önen, “Bu ülkelerde gece uykuda altını ıslatan çocukların yüzde 20-30’una ceza verilmektedir. Türkiye’de ise bu çocukların yüzde 50-60’ı genelde ise, yüzde 35’ine ağır cezalar verilmektedir. Tamamen somut organik nedenlerle gelişen bu hastalıkta çocuklar suçlanmamalıdır. Aileler çocuklarına ceza vermek yerine bir uzmana başvurmalıdır.” tavsiyesinde bulundu. (Fikret Özkan - İLKHA)