Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bugüne Kürtlere uygulamış olduğu ulusalcı, milliyetçi ve faşist uygulamalar sonucu; sözde bu yanlış uygulamalara tepki olarak Komünist, Leninist, Marksist, dış güçlerin oyuncağı, kendi halkının inançlarına ve değerlerine savaş açan kukla bir örgüt piyasaya çıkmıştır. Bu örgüt yaklaşık 30 yıldır bölge halkına kan kusturup, halkın inançlarına, değerlerine savaş açarak, halkın canına, malına saldırmayı bir gelenek haline getirmiştir. Bölgede kendisine rakip olarak gördüğü diğer sol düşüncelere bile hayat hakkı tanımayan PKK, kendi jargonuna yüzde yüz zıt İslami yapılanmalara izin vermesi de asla beklenemezdi.

Müslümanların bölgedeki gücünü hesaba katmayan PKK, Müslümanların çalışma yürüttüğü başta Diyarbakır, Silvan, Batman, Mardin gibi yerleşim yerlerinde Bölge Müslümanlarına savaş ilan etmiş, çıkan çatışmalarda Müslümanların inanılmaz bir direnişi ile karşılaşmıştır. PKK, bölgedeki imaj zedelenmesini düzeltmek içinde Müslümanlara (Haşa) kontra iftirasında bulunmuştur. Her türlü iletişim aracını en iyi şekilde kullanan PKK, Türkiye ve dünya kamuoyunda Müslümanlar hakkında yanlış bir algı oluşmasına sebep olmuştur. Rejimde PKK’nin bu iftiralarını benimsemiş, Müslümanlar aleyhinde bu iftiraları sık sık kullanmıştır. Yaşanan Olayları tam olarak analiz etmekten uzak, olaylara Kur’ani perspektiften bak(a)mayan İslami kesim bile bu iftiralara inanarak Müslümanlar hakkında suizanda bulunmuşlardır. Hâlbuki bu konuda Müslümanların Allah’u Teâlâ “Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu `etraflıca araştırın`. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.” emrine uymaları gerekirdi. Bir hadisin sıhhat derecesi için at üzerinde binlerce kilometre yol kat eden sahabeleri örnek almayan İslami kesim! Bölge Müslümanları hakkında söylenen yalan yanlış nakaratlara hep birlikte eşlik etmiş olayları tek taraflı olarak dinlemeyi uygun bulmuştur.

Televizyonlara çıkıp Kur’an tefsirini yaptığını söyleyen sözde âlimler bile Müslümanları “Haricilere” benzetme basitliğine düşmüş, sözde İslami gazeteler manşetlerde Müslümanlara çirkin isimler takmışlardır.

Hizbullah Cemaatin 13 yıllık silahsız mücadelesinde bile öküz altında buzağı arayan kimi İslami kesim bir türlü ön yargılardan sıyrılamamış, binlerce kilometre uzaklıktaki Müslümanlar için gözyaşı dökerken burnunun önündeki mazlum kardeşlerini görmemezlikten gelmiştir.

PKK/HDP’nin 6-8 Ekim tarihleri arasında Kobani’nin İŞİD tarafından ele geçirilmesi bahanesiyle çıkan olaylar sırasında 40’a aşkın insan katledilmişti. Yaşanan olayların basına yansımasının ardından PKK’nin hain, alçak yüzü deşifre olmuş; barışçıl, demokrat, hümanist maskesi bir kez daha düşmüştür.

Hükümet medyasının gezi olaylarına misilleme olarak Yasin Börü ve arkadaşlarının şehadetini “Siyasi Malzeme” olsa bile (Niyetleri Allah Bilir) PKK’nin yaptığı zulümleri ekranlara taşıması dünya kamuoyuna Müslümanların mazlumiyetini ve haklılığını göstermiş, olaylar karşısında göstermiş olduğu Kur’ani ve İslami tavır halkın takdirini kazanmıştır.

Barış süreci ile birlikte PKK’nin faşist yüzünü görme imkânı bulan bölge halkı çocuklarının dağa gönderilmesine sessiz kalmamış, yapmış oldukları eylemlerle ilk kez PKK’ye ciddi bir tavır koyabilmişlerdi.

Son olarak Diyarbakır’dan Ankara Esenboğa Havaalanına inen uçakta HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ile bulunan Kobani olaylarında oğlu yaralanan acılı baba Demirtaş’a, 6-8 Ekim olaylarının hesabını sorarak “Kral Çıplak” diyebilmiştir. Bu korku imparatorluğunun yıkılması açısında çok önemli bir gelişmedir. PKK geçmişte hain, işbirlikçi yaftası ile katlettiği insanların büyük bir pişkinlik ile taziyelerine gitmiş, taziye sahibi çocuklarının katilinin PKK olduğunu bilmesine rağmen, çocuklarının katilini ağırlayarak acısını içine gömmüştü.

Gün doğudaki Müslümanların yanında olma günüdür.

Gün PKK’nin çirkin yüzünü haykırma günüdür.

Nurullah İkbal