Siyere ve İslam Tarihine Bakış - 4
Salih Peygamber, Semud kavmine gönderilmiştir. Âd kavmi helâk olduktan sonra felaketten kurtulanlardan Semud, Kuzey Arabistan`da Şam ile Hicaz arasındaki "Hicr" denilen yere yerleşti. Semud`un torunları, Ad kavminin helâk olduğu yere gidip yerleştiler. Zamanla müreffeh bir hayat seviyesine erişen ve kendi çağının en güçlü ve zengin kavimlerinden birisi olan Semud Kavmi, Ad Kavmi gibi azgınlaştı.
Mehmet Zülküf Yel / İnzar Dergisi:
HZ. SALİH (A.S.) VE SEMUD KAVMİ
Salih Peygamber, Semud kavmine gönderilmiştir. Âd kavmi helâk olduktan sonra felaketten kurtulanlardan Semud, Kuzey Arabistan`da Şam ile Hicaz arasındaki "Hicr" denilen yere yerleşti. Semud`un torunları, Ad kavminin helâk olduğu yere gidip yerleştiler. Zamanla müreffeh bir hayat seviyesine erişen ve kendi çağının en güçlü ve zengin kavimlerinden birisi olan Semud Kavmi, Ad Kavmi gibi azgınlaştı.
Kendilerine köşkler, saraylar inşa ettiler. Taşları oydular, onlara yeni şekiller verdiler. Köşklerini ve saraylarını bu şekillerle süslediler.
Elleri ile taşlardan yaptıkları putlara taptılar. Azgınlıklarından dolayı, Allah Azze ve Celle, onlara Salih (a.s.)`i peygamber olarak gönderdi : "Biz Semud kavmine kardeşleri Salih`i (gönderdik)."
Hz. Salih, onları putlara tapmaktan ve azgınlık yapmaktan men etmeye çalıştı. Onları imana davet edip Hz. Nuh`un dinini tebliğ etti.
"Düşünün ki (Allah) Âd`dan sonra sizi hükümdarlar kıldı. Ve yeryüzünde sizi yerleştirdi: O`nun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz, dağlarında evler yontuyorsunuz. Artık Allah`ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık çıkarmayın." ( 7/74)
Birçok kavim gibi Semud kavmi de Salih Peygamber`e isyan etti. Ancak içlerinden pek azı iman etti.
Hz. Salih, kavmine hakikat ve kurtuluş yollarını tebliğ etti:
"Şüphesiz ben, size gönderilmiş emin bir peygamberim. Allah`tan korkun ve bana itaat edin. Ben sizden tebliğim için bir ücret istemiyorum. Benim ücretim Alemlerin Rabbi`ne aittir" dedi.
Hz. Salih ( a.s.), gerçekten saygı duyulacak bir insandı. Semud Kavmi de Hz. Salih`i sever, sayardı. Salih (a.s.), peygamberlikle vazifelendirildikten ve davetini açıkladıktan sonra durum değişti. Kavmi, Salih`e karşı açıkça cephe almaya başladı. Babalarının yanlış inançlarını sürdürmeyi tercih ettiler. Akıllarını kullanmak yerine, geleneklerini mutlak doğru olarak gördüler. "Babalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi yasaklıyor musun?" dediler.
Semud kavmi, kendi aralarından birisinin gerçeği haber vermesini kabullenemedi, "İçimizden bir insana mı uyalım?" dediler.
Kavmi, Hz. Salih`i suçlamaya başladı. Hz. Salih için "O, şımarık bir yalancıdır" dediler.
"Onlar yarın kıyamette şımarık ve yalancının kim olduğunu bilecekler. Ama iş işten geçmiş olacak. Onların yalvarıp yakarmaları kendilerine bir yarar sağlamayacaktır. "
Semud kavmi, Hz. Salih`e engel olamayacaklarını anlayınca, onunla uğraşmaktan vazgeçtiler. Salih Peygamber`e inanan mü`minleri yollarından döndürmeye çalıştılar. Allah`ın elçisini yapayalnız bırakmak istediler.
"Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler, içlerinden zayıf görünen müminlere: "Siz, dediler, Salih’in, gerçekten Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?" (Onlar da): "(Evet), doğrusu biz onunla gönderilene inananlarız!" dediler." (7/75)
"Büyüklük taslayanlar: "Biz, sizin inandığınızı inkâr edenleriz!" dediler." (7/76)
Hiç bir şüpheye yer vermeyen bu kayıtsız şartsız iman karşısında Semud Kavminin inkârcıları şaşkınlığa düştüler. "Sizin inandığınızı biz inkâr ederiz", diyerek bile bile inkârlarını sürdürdüler.
Bu inkârcılar, Hz. Salih`i bozgunculukla suçlarken halkı da inkâra zorladılar; "Yeryüzünü ıslah etmeyip bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin" dediler.
Semud Kavmi`nin sapıkları, Hz. Salih`e; "Eğer doğru söyleyenlerden isen bir mucize getir" dediler. Bu istekleri, ikna olmak için değil, bilakis Allah`ın Elçisi`ni zor durumda bırakıp ilzam etmek içindi.
İstedikleri mucize, dişi ve hamile bir deve idi. Allah, mucize olarak Semud`a bu dişi deveyi verdi. Bu mucize karşısında bazıları iman ettiler, birçoğu ise inkârlarında direttiler.
"Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i (gönderdik): "Ey kavmim dedi, Allah`a kulluk edin, sizin O`ndan başka bir ilâhınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil geldi. İşte şu, Allah`ın devesi, size bir mucizedir; bırakın onu Allah`ın arzında yesin (içsin), sakın ona bir kötülük etmeyin, yoksa sizi acı bir azap yakalar." ( 7/73)
Semud kavmi, bu kez de deveden rahatsız olmaya başladılar. Devenin fazla su içmesinden yakındılar. Yüce Allah; suyu, deve ile Semud kavmi arasında paylaştırdı. "Suyu içme hakkı bir gün onun, bir gün de sizindir" buyurdu.
Bu kavmin inkârcıları, Hz. Salih`in sözlerini dinlemediler. Kendi aralarında Hz. Salih`i, mü`minleri ve dişi deveyi öldürmeyi kararlaştırdılar.
"O şehirde dokuz (kişilik bir) çete vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı."
"Allah`a and içerek birbirlerine şöyle dediler: "Gece Ona ve ailesine baskın yapalım; sonra da velisine, `Biz o ailenin yok edilişi sırasında orada değildik, inanın ki doğru söylüyoruz` diyelim."
"Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını altüst ettik." (27/48-50)
Önce, mucize olarak gönderilen deveyi öldürdüler. Bu hareketleriyle Salih peygamberi ve müminleri yıldırmak, korkutmak istediler.
"Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğundan dışarı çıktılar; "Ey Salih, eğer hakikaten elçilerdensen, bizi tehdit ettiğin (o azabı) bize getir! "dediler." (7/77)
Allah elçisi yılmadı. Bu azgınlar topluluğuna; Ey milletim! Ben size Rabbimin risaletini tebliğ ettim. İşe nasihat eyledim. Fakat siz, nasihat edenleri sevmezsiniz" dedi.
Hz. Salih, kavmine iyi muamelede bulundu. Yine kurtuluş yollarını gösterdi. Tevbe etmelerini öğütledi. "Ey kavmim" dedi. Niçin tevbeden evvel çabucak kötülüğü istiyorsunuz? Allah`tan mağfiretinizi istemeli değil miydiniz? Belki merhamet olunurdunuz. "
Semud Kavmi bu sözlere kulaklarını tıkadılar. “Biz, seninle ve seninle bulunanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık" dediler. Bela ve musibetlere sebep olarak Hz. Salih ve mü`minleri gösterdiler.
Nihayetinde Hz. Salih`i ortadan kaldırmayı tasarladılar. Fakat Allah, onların tuzaklarını boşa çıkardı
Şanı Yüce Allah, bu olayı şöylece belirtiyor: "Onlar, bir hile düşündüler. Biz de onların haberleri olmadan hilelerini alt-üst ettik ".
Salih Peygamber`e inkârcıların bu habis planı haber verildi. O da ailesini ve mü`minleri yanına alarak bu şehri terk etti.
Azgınlar, planlarını uygulamak için geceleyin Salih Peygamber`in evini kuşattılar. Evin içinde kimseyi bulamayınca şaşırıp kaldılar.
"Bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı, yurtlarında diz üstü çöke kaldılar." (7/78)
Ne kadar inkârcı ve azgın varsa helak oldu. Şehir bir harabeye dönüştü.
Hz. Salih (a.s) Semud kavmini Allah’ın azabıyla korkuttukça onlar dağların içine oydukları sağlam saraylarına güvendiler. Âd Kavmi ile Hz. Nuh’un kavminin ovada yaşamaları dolayısıyla Allah’ın azabına karşı kendilerini koruyacak bir şeyin olmadığını, kendilerinin ise dağların doruklarındaki muhkem saraylarda yaşadıklarını dolayısı ile kendilerine her bir felaketin zarar veremeyeceğini zannettiler. Allah’ın kendilerini korkunç tek bir sayha ile yakalayabileceğini ve bu şekilde korkudan yüreklerinin patlayacağını hesap etmekten bile acizdiler.
Semud kavminin ileri gelenleri onunla alay ederek küçümsemeye çalışmış ve kendilerini tehdit ettiği azabın gelmesini istemişlerdi. Bunun üzerine Allah Teâlâ, onları şiddetli bir şekilde cezalandırarak yok etti. Salih (a.s)`ın ve Semud kavminin kıssası sonraki nesillere ibret olsun diye Kur`an-ı Kerim`de yer almıştır.
Hz. Salih kıssasından çıkarılacak dersler ve ibretler:...
Salih Peygamber, Semud kavmine gönderilmiştir. Âd kavmi helâk olduktan sonra felaketten kurtulanlardan Semud, Kuzey Arabistan`da Şam ile Hicaz arasındaki "Hicr" denilen yere yerleşti. Semud`un torunları, Ad kavminin helâk olduğu yere gidip yerleştiler. Zamanla müreffeh bir hayat seviyesine erişen ve kendi çağının en güçlü ve zengin kavimlerinden birisi olan Semud Kavmi, Ad Kavmi gibi azgınlaştı.
Kendilerine köşkler, saraylar inşa ettiler. Taşları oydular, onlara yeni şekiller verdiler. Köşklerini ve saraylarını bu şekillerle süslediler.
Elleri ile taşlardan yaptıkları putlara taptılar. Azgınlıklarından dolayı, Allah Azze ve Celle, onlara Salih (a.s.)`i peygamber olarak gönderdi : "Biz Semud kavmine kardeşleri Salih`i (gönderdik)."
Hz. Salih, onları putlara tapmaktan ve azgınlık yapmaktan men etmeye çalıştı. Onları imana davet edip Hz. Nuh`un dinini tebliğ etti.
"Düşünün ki (Allah) Âd`dan sonra sizi hükümdarlar kıldı. Ve yeryüzünde sizi yerleştirdi: O`nun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz, dağlarında evler yontuyorsunuz. Artık Allah`ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık çıkarmayın." ( 7/74)
Birçok kavim gibi Semud kavmi de Salih Peygamber`e isyan etti. Ancak içlerinden pek azı iman etti.
Hz. Salih, kavmine hakikat ve kurtuluş yollarını tebliğ etti:
"Şüphesiz ben, size gönderilmiş emin bir peygamberim. Allah`tan korkun ve bana itaat edin. Ben sizden tebliğim için bir ücret istemiyorum. Benim ücretim Alemlerin Rabbi`ne aittir" dedi.
Hz. Salih ( a.s.), gerçekten saygı duyulacak bir insandı. Semud Kavmi de Hz. Salih`i sever, sayardı. Salih (a.s.), peygamberlikle vazifelendirildikten ve davetini açıkladıktan sonra durum değişti. Kavmi, Salih`e karşı açıkça cephe almaya başladı. Babalarının yanlış inançlarını sürdürmeyi tercih ettiler. Akıllarını kullanmak yerine, geleneklerini mutlak doğru olarak gördüler. "Babalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi yasaklıyor musun?" dediler.
Semud kavmi, kendi aralarından birisinin gerçeği haber vermesini kabullenemedi, "İçimizden bir insana mı uyalım?" dediler.
Kavmi, Hz. Salih`i suçlamaya başladı. Hz. Salih için "O, şımarık bir yalancıdır" dediler.
"Onlar yarın kıyamette şımarık ve yalancının kim olduğunu bilecekler. Ama iş işten geçmiş olacak. Onların yalvarıp yakarmaları kendilerine bir yarar sağlamayacaktır. "
Semud kavmi, Hz. Salih`e engel olamayacaklarını anlayınca, onunla uğraşmaktan vazgeçtiler. Salih Peygamber`e inanan mü`minleri yollarından döndürmeye çalıştılar. Allah`ın elçisini yapayalnız bırakmak istediler.
"Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler, içlerinden zayıf görünen müminlere: "Siz, dediler, Salih’in, gerçekten Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?" (Onlar da): "(Evet), doğrusu biz onunla gönderilene inananlarız!" dediler." (7/75)
"Büyüklük taslayanlar: "Biz, sizin inandığınızı inkâr edenleriz!" dediler." (7/76)
Hiç bir şüpheye yer vermeyen bu kayıtsız şartsız iman karşısında Semud Kavminin inkârcıları şaşkınlığa düştüler. "Sizin inandığınızı biz inkâr ederiz", diyerek bile bile inkârlarını sürdürdüler.
Bu inkârcılar, Hz. Salih`i bozgunculukla suçlarken halkı da inkâra zorladılar; "Yeryüzünü ıslah etmeyip bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin" dediler.
Semud Kavmi`nin sapıkları, Hz. Salih`e; "Eğer doğru söyleyenlerden isen bir mucize getir" dediler. Bu istekleri, ikna olmak için değil, bilakis Allah`ın Elçisi`ni zor durumda bırakıp ilzam etmek içindi.
İstedikleri mucize, dişi ve hamile bir deve idi. Allah, mucize olarak Semud`a bu dişi deveyi verdi. Bu mucize karşısında bazıları iman ettiler, birçoğu ise inkârlarında direttiler.
"Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i (gönderdik): "Ey kavmim dedi, Allah`a kulluk edin, sizin O`ndan başka bir ilâhınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil geldi. İşte şu, Allah`ın devesi, size bir mucizedir; bırakın onu Allah`ın arzında yesin (içsin), sakın ona bir kötülük etmeyin, yoksa sizi acı bir azap yakalar." ( 7/73)
Semud kavmi, bu kez de deveden rahatsız olmaya başladılar. Devenin fazla su içmesinden yakındılar. Yüce Allah; suyu, deve ile Semud kavmi arasında paylaştırdı. "Suyu içme hakkı bir gün onun, bir gün de sizindir" buyurdu.
Bu kavmin inkârcıları, Hz. Salih`in sözlerini dinlemediler. Kendi aralarında Hz. Salih`i, mü`minleri ve dişi deveyi öldürmeyi kararlaştırdılar.
"O şehirde dokuz (kişilik bir) çete vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı."
"Allah`a and içerek birbirlerine şöyle dediler: "Gece Ona ve ailesine baskın yapalım; sonra da velisine, `Biz o ailenin yok edilişi sırasında orada değildik, inanın ki doğru söylüyoruz` diyelim."
"Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını altüst ettik." (27/48-50)
Önce, mucize olarak gönderilen deveyi öldürdüler. Bu hareketleriyle Salih peygamberi ve müminleri yıldırmak, korkutmak istediler.
"Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğundan dışarı çıktılar; "Ey Salih, eğer hakikaten elçilerdensen, bizi tehdit ettiğin (o azabı) bize getir! "dediler." (7/77)
Allah elçisi yılmadı. Bu azgınlar topluluğuna; Ey milletim! Ben size Rabbimin risaletini tebliğ ettim. İşe nasihat eyledim. Fakat siz, nasihat edenleri sevmezsiniz" dedi.
Hz. Salih, kavmine iyi muamelede bulundu. Yine kurtuluş yollarını gösterdi. Tevbe etmelerini öğütledi. "Ey kavmim" dedi. Niçin tevbeden evvel çabucak kötülüğü istiyorsunuz? Allah`tan mağfiretinizi istemeli değil miydiniz? Belki merhamet olunurdunuz. "
Semud Kavmi bu sözlere kulaklarını tıkadılar. “Biz, seninle ve seninle bulunanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık" dediler. Bela ve musibetlere sebep olarak Hz. Salih ve mü`minleri gösterdiler.
Nihayetinde Hz. Salih`i ortadan kaldırmayı tasarladılar. Fakat Allah, onların tuzaklarını boşa çıkardı
Şanı Yüce Allah, bu olayı şöylece belirtiyor: "Onlar, bir hile düşündüler. Biz de onların haberleri olmadan hilelerini alt-üst ettik ".
Salih Peygamber`e inkârcıların bu habis planı haber verildi. O da ailesini ve mü`minleri yanına alarak bu şehri terk etti.
Azgınlar, planlarını uygulamak için geceleyin Salih Peygamber`in evini kuşattılar. Evin içinde kimseyi bulamayınca şaşırıp kaldılar.
"Bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı, yurtlarında diz üstü çöke kaldılar." (7/78)
Ne kadar inkârcı ve azgın varsa helak oldu. Şehir bir harabeye dönüştü.
Hz. Salih (a.s) Semud kavmini Allah’ın azabıyla korkuttukça onlar dağların içine oydukları sağlam saraylarına güvendiler. Âd Kavmi ile Hz. Nuh’un kavminin ovada yaşamaları dolayısıyla Allah’ın azabına karşı kendilerini koruyacak bir şeyin olmadığını, kendilerinin ise dağların doruklarındaki muhkem saraylarda yaşadıklarını dolayısı ile kendilerine her bir felaketin zarar veremeyeceğini zannettiler. Allah’ın kendilerini korkunç tek bir sayha ile yakalayabileceğini ve bu şekilde korkudan yüreklerinin patlayacağını hesap etmekten bile acizdiler.
Semud kavminin ileri gelenleri onunla alay ederek küçümsemeye çalışmış ve kendilerini tehdit ettiği azabın gelmesini istemişlerdi. Bunun üzerine Allah Teâlâ, onları şiddetli bir şekilde cezalandırarak yok etti. Salih (a.s)`ın ve Semud kavminin kıssası sonraki nesillere ibret olsun diye Kur`an-ı Kerim`de yer almıştır.
Hz. Salih kıssasından çıkarılacak dersler ve ibretler:...