İhbarcılık suistimale açık, insanları mağdur eder
2006`da yasalaşan &`;Suçluyu ihbar et para al” uygulaması toplumda kabul görmedi ve bugüne kadar uygulanamadı. İçişleri bakanlığı yasayı uygulanır hale getirmek için özel yönetmelik taslağı hazırlarken hukukçular böyle bir yasanın suiistimale açık olduğunu ve paragöz insanlar nedeniyle insanların mağdur olacağını belirtiyorlar
İbrahim Toprak / Doğruhaber
2006’da Terörle Mücadele Yasası kapsamında yapılan bir düzenleme ile Amerika’da uygulanan “suçluyu ihbar et para kazan” yöntemi yani ihbarcılık, toplumda itibar görmemiş ve uygulama alanı bulamamıştı. Son günlerde artan şiddet olaylarıyla ilgili güvenlik zafiyeti yaşayan devlet birimleri çözümü halkı ispiyonculuğa teşvik etmekte buldu. İçişleri Bakanlığı uygulanamayan yasa ile ilgili özel yönetmelik taslağı hazırladı.
İhbarcılığa dayanan uygulamanın suiistimale açık olduğunu belirten hukukçular, bu yasanın insan haklarına aykırı olduğunu ve özel hayatı ihlal ederek türlü mağduriyetlere neden olacağını söylediler.
FERDİYETÇİ TOPLUMLARDA UYGULANIR
Avukat İlhami Sayan, 2006’da terörle mücadele yasası hazırlandığında “ihbar et para al” uygulamasının da yasa içine konduğunu hatırlatarak, bu tür uygulamaların Amerika gibi komşunun komşuyu tanımadığı, kimsenin kimseyi önemsemediği, dayanışmanın sıfır noktasına indiği, kişinin sadece kendini düşündüğü toplumlarda uygulama alanı bulduğunu belirtti.
Yasanın 2006’da çıkmasına rağmen bugüne kadar uygulanmadığına işaret eden Sayan, sözlerini şöyle sürdürdü: “2006’da yasa çıkmasına rağmen bugüne kadar uygulanmaması zaten toplumun buna müsait olmamasındandır. Bugün uygulamaya konuluyorsa muhtemelen toplumun bu noktaya geldiği kanaatine varılmış olacak ki bu yasa uygulamaya tekrardan konuyor. Bu yasanın insani olarak uygulanması mümkün değil”
TOPLUMDA UYGULAMA ALANI BULMAZ
Bütün çabalara rağmen uygulamaya konulmak istenen ihbarcılık yasasının toplumda uygulama alanı bulmayacağını ifade eden Avukat Sayan, “Bu yasa aynı zamanda devletin de bir acziyet içinde olduğunu gösteriyor. Toplumun ihbarına dayanarak böyle bir yola tevessül etmesi güvenlik kuvvetleri açısından artık suçla mücadele edilemediği kanaatini doğuruyor.
Bütün yapılan çabalara rağmen toplumda bunun uygulama alanı bulamayacağını düşünüyorum. Çünkü hala toplumda ciddi insani değerler mevcut” diye konuştu.
ÜMRANİYE ÖRNEĞİ HER ŞEYİ İFADE EDİYOR
“İhbar et para kazan” yani ihbarcılık yönteminin birçok mağduriyete de neden olacağını ve bu yasanın suiistimale açık olduğunu ifade eden Avukat Sayan, şu örneği verdi: “Bunun ahlaki boyutunun yanında insan hak ve hürriyetlerini ilgilendiren bir tarafı da var ki o da para kazanmak amacıyla insanların birbirini haksız yere, hiçbir temeli olmadan gammazlamasıdır. Bunun en iyi örneği, Ümraniye sapığı olarak geçtiğimiz aylarda basına yansıyan olayda yaşandı. O olayda üç dört kafadar kahvede otururken, jandarmanın ‘sapığı yakalayana ödül verilecek’ haberini duyuyorlar. Bunun üzerine gözlerine kestirdikleri bir kişi için ‘şu adam sapığa benziyor aslında, onu jandarmaya götürelim ve para alalım’ diyorlar ve adamı alıp jandarmaya götürüyorlar. Gariban, kendi halinde ve sadece takma saç taktığı için suçlu kişiye benzetilebilir bir durumu olduğu için adamı tutuklattılar. Ancak iki ay sonra adamın DNA raporu geldiğinde adamın suçsuz olduğu anlaşıldı. Adamın suçsuzluğu anlaşılmasına rağmen adam hem mağdur oldu hem de bütün topluma afişe edildi. Bu olayda da görüldüğü gibi paragöz insanlar için bir fırsat doğar ancak suçsuz insanlar da mağdur edilmiş olur.”