Meğer Kobanê`de değil Diyarbakır`da yaralanmış
PKK medyası tarafından Kobani`de PYD saflarında savaşırken yaralandığı iddia edilen PKK Diyarbakır bölge sorumlusu `Sofi` kod adlı Selahattin Dilek`in Diyarbakır`da yaralandığı ortaya çıktı.
DİYARBAKIR - Kobani`de yaşanan ve PYD ile IŞİD arasında geçen savaşı bahane ederek başlatılan ve mütedeyyin halkı hedef alan saldırıların bilançosunun PKK/HDP için çok ağır olduğunu söyleyen bir görgü tanığı, “gün geçtikçe bu sonuçlar ortaya çıkmaya başlayacaktır.” dedi.
Diyarbakır’da yaşanan olaylar hakkında İlke Haber Ajansına açıklamalarda bulunan ve güvenliği gerekçesiyle isminin açıklanmasını istemeyen bir görgü tanığı, PKK/HDP’li çetelerin Diyarbakır başta olmak üzere bölgedeki tüm Müslüman Kürd halkını ve İslami kurumları hedef aldığını söyledi. Görgü tanığı, halka yönelik saldırılarda, PKK/HDP’nin yapmak istediği eylemlerin vebalinin altında kaldığını ve bunun hesabını bu halka veremeyeceğini söyledi.
“Diyarbakır’da IŞİD ile savaşılıyormuş izlenimi verildi”
PKK’lilerin halkı yalanlarla aldattığını söyleyen Şahıs, “Doğrusu halkın bu kadar tepkisiz kalmalarının sebebinin altında yatan en büyük neden, HDP’nin oluşturduğu algıdır. Sosyal medya üzerinden ve yaptıkları açıklamalardan öyle bir algı oluşturuldu ki, sanki Diyarbakır’da IŞİD ile savaşılıyormuş izlenimi verildi. Bundan dolayı halk daha büyük bir tepki vermekten çekindi.” dedi.
“Sofi Kobani’de değil Diyarbakır’da yaralandı”
PKK/HDP’nin organize bir şekilde Diyarbakır başta olmak bütün bölge illerine on binlerce militan ve eylem yapacak eleman taşıdığını söyleyen görgü tanığı, Kobani’de yaralandığı iddia edilen ve PKK Diyarbakır bölge sorumlusu `Sofi` kod adlı Selahattin Dilek’inde Diyarbakır’da yaptıkları saldırılar sırasında Diyarbakır’da olduğunu ve yapılan eylemlerde yaralandığını söyleyerek, Sofi’nin yanı sıra Hakkâri sorumlusunun da yakalandığını söyledi.
“Demirtaş, bölgede yapılan planın bir gereği olarak “sokağa çıkın” çağrısını yaptı”
HDP/PKK’nin sadece Diyarbakır’a onbinlerce insan getirdiğini söyleyerek, PKK/HDP’nin amacının Diyarbakır’da faaliyet yürüten tüm İslami kurumların ve Müslümanların kökünü kazımak olduğunu söyleyen görgü tanığı, “Olayların bu noktaya getirilmeye çalışıldığından ve hatta bundan daha kötü olacağından HDP yönetimindeki herkesin haberi vardı. Hatta bazıları bundan daha kötüsünü bekliyorlardı. Yani çıkıp da, biz bu durumun olmasını istemezdik demeleri açıkça söyleyeyim; apaçık yalan. Hatta şunu söyleyebilirim ki; Demirtaş, bölgede yapılan planın bir gereği olarak “sokağa çıkın” çağrısını yaptı. Amaç bölgede dindar halka karşı yapılacak olan katliamı mazur göstermek ve bunu demokratik bir talep olarak göstermek. Ki şuan HDP’nin mecliste yaşanan bu vahşeti savunması da bunun apaçık bir işaretidir.” dedi.
“Günlerdir provası yapılıyordu”
Diyarbakır’da yaşanan olaylar HDP’lilerin söylediği gibi halkın öfkesinin sokağa taşmasının bir tezahürü olmadığını söyleyen görgü tanığı, Kobani bahanesiyle oluşturulan algının ve olayların provasının hazırlıklarının günler öncesinden başlatıldığını söyledi.
“Sofi’nin (Selahattin Dilek) Diyarbakır’da yaralanması onlar için ciddi bir prestij kaybı oldu.”
Görgü tanığı konuşmasına devamla; “Günler öncesinden onbinlerce insan Diyarbakır’a getirildi ve bu insanların saldıracağı hedeflerin hepsi tespit edilmiş şekilde aralarında adeta bölüşüldü. Eş zamanlı olarak bir saldırı gerçekleştirildi. Saldırıyı yapan insanların birçoğu da bu konuda eğitimli dağ kadrosundan getirilmiş militanlardı. Amaç, bir anda bu adresleri basacak, işleyecekleri bir iki katliam ile hedeflerine ulaşacaklardı. Ancak iş bekledikleri gibi olmadı. Hatta yüzlerce kişinin yaralanması ve hatta Sofi’nin (Selahattin Dilek) Diyarbakır’da yaralanması onlar için ciddi bir prestij kaybı oldu. Bunun için sanki bu yaralanmalar Diyarbakır’da olmamış gibi göstermek için olayların hemen sonrası yaralılarını apar topar Bağlar ilçesi Bağcılar mahallesinin tenha bir yerinde toplayarak otobüslerle Suruç’a taşımak zorunda kaldılar.” iddiasında bulundu.
“Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri ve Hastanenin Müdür Yardımcısı da oradaydı”
Saldırıya karşı PKK/HDP’lilerin ciddi bir direniş beklemedikleri vehmine kapıldıklarını, ancak bir anda karşılarında bir direnç gördüklerinde çok fazla sayıda zayiat verdilerini belirten görgü tanığı, “Yüzlerce yaralı vardı ve bunların neredeyse tamamı bir şekilde Diyarbakır Bölge Eğitim araştırma hastanesinde tedavi edildi. O akşam bende oraya gittim. Diyarbakır Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri ve Hastanenin Müdür Yardımcısı da oradaydı ve hastaneye götürülen bu militanlarla birebir ilgileniyorlardı. Bizzat şahit oldum. Birçoğunun kayıt işlemlerinde de kendileri ilgilendi.” iddiasında bulundu.
“Sıradan bir eylemcinin sırtında iki silah olur mu?”
Diyarbakır’a, Hakkâri, Yüksekova, Tunceli, batı bölgelerinden ve kandilden birçok militanın eylemde yer alması için getirildiğini belirten şahıs, “kurban dağıtan çocukları vahşice katledenlerde onlardandı. Hatta çocukların anlattığı olayda bir şahsın üst evin balkonundan içeriye ip sarkıtarak indiğini söylüyordu. Şahsın elinden birinci tabancası düşürülünce arkasından ikincisini çekiyor. Sizce normal bir durum mu bu? Sıradan eylemci bir genç o balkondan aşağıya bir komando gibi sarkabilir mi? Ya da sıradan bir eylemcinin sırtında iki silah olur mu? Bu durumda aslında çok organize bir olay ile karşı karşıya olunduğunun apaçık delilidir” ifadelerini kullandı.
“Kobani’de yaralanmış şekilde lanse ettirilmeye çalışıldı”
Pkk/HDP’li çetelerin beklediğinden daha büyük bir direnişle karşılaştıklarını ve hedeflerine ulaşmadıklarını belirten Şahıs, olayların yaşandığı gün eylemcilerden yüzlercesinin yaralandığını, bu yaralıların kendilerine yapılan ilk müdahaleden sonra otobüslerle Diyarbakır dışına taşındığını ve sanki Kobani’de yaralanmışçasına lanse ettirilmeye çalışıldığını söyledi.
“PKK bu halka hesabını veremeyeceği bir işe kalkıştı.”
Tüm bu yaşananlara rağmen polisin müdahale etmediğini ya da müdahalede yetersiz kaldığını ifade eden şahıs, “Su-i Zanda bulunmayayım ama sanki polisin bu olayda birazda kasıtlı olarak müdahale etmediğini düşünüyorum. Birçok kişiden duyduğuma göre, sürekli olarak polis telsizlerinde hiçbir olaya müdahale edilmeyecek şeklinde anonsların geçtiğini söyleyenler var. Tabi birileri paralele bağlıyor, birlileri başka yere bağlıyor. Benim bildiğim hedefte mütedeyyin insanlar vardı ve bu olayların sonunda bu insanların ortadan kaldırılması hedefleniyordu. Ancak olmadı ve PKK bu halka hesabını veremeyeceği bir işe kalkıştı.” İfadelerini kullandı. (İLKHA)