KOCAELİ- Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformunun, 17 Ekim’ de Basın açıklamasını İHSD genel başkan yardımcısı Behlül Metin yaptı. Basın açıklamasına katılanların, İsrail taşeronu PKK örgütünün katlettiği Yasin Börü için, "Hepimiz Yasin'iz şahadete hazırız" ve "Berkin için kıyamet kopartanlar, Yasin'e neden körsünüz ey sahtekarlar" pankartlarını açtığı görüldü.

Behlül Metin yaptığı konuşmada, “496. hafta basın açıklamamızda gündemde olan "İç Güvenlik Reformu Paketi" ile ilgili olarak görüşlerimizi açıklayacağız. İnsan hakları Derneği olarak elbette ki özgürlüklerden yanayız. Fakat bu özgürlükler için  başkalarının özgürlüğünü engellememelidir.

Kobani bahanesiyle son günlerde çıkartılan olayların, bir tepki hareketi olduğuna inanmıyoruz. Bu sistemli bir isyan provasıdır. Dış güçler, Türkiye'de gerek güdümlerine alamadıkları iktidarı seçim öncesi yıpratmak, gerekse büyük İsrail projesi çerçevesinde Güney Doğuyu boşaltmak için planlarını tekrardan sahneye koymuşlardır.

Kobani bahanesi ile sun’i olarak çıkartılan olayların, Kürt sorunu ile hiç bir ilgisi olmayıp, İsrail taşeronu terör çetesinin katlettiği 45 kişinin tamamına yakını Kürt’tür. Bu olaylardan sonra Güney Doğudan batıya yine bir göç dalgası başlamıştır. Anlaşılan o ki, terör örgütü, Büyük İsrail'in sınırları içinde kalan, başta Diyarbakır, Urfa ve Güney Doğu bölgesinde huzursuzluk çıkartıp, Müslüman halktan tamamen arındırarak, İsrail'e anahtar teslimi boş olarak teslim etmek istiyor. Savaştan kaçan 2 milyon insan da Mezopotamya bölgesini boşaltmıştır. Bunlar  da Türkiye'nin batısına doğru göçlerini sürdürmektedir. Savaşta, Suriye'de 250 bin, Irakta 1 milyon insan ölmüştür. Tevrat’ta vaat edilmiş topraklar olarak geçen bölge, büyük İsrail için boşaltılmaktadır. Hedefleri; terör eylemleri ile Müslümanlardan arındırılmış bir Güney Doğu ve Mezopotamya bölgesidir.”

İsrail taşeronu örgüt elmanı İsrail bayrağı yakan Kürtlere ne diyor?

Behlül Metin açıklamasının devamında,  ‘ İsrail taşeronu örgüt elmanı bakın İsrail bayrağı yakan Kürtler için ne diyor? Diyor ki, ‘İsrail devleti mi Kürtlerin çocuklarına tecavüz etmiş de, bazı Kürtler İsrail bayrağını yakıyor? O kadar namusluysanız, çocuklarınıza tecavüz eden TC'nin bayrağını yakarsınız,  İsrail'in değil! Namusu olan Kürt, İsrail'in bayrağını  yakmak yerine, İsrail’e müteşekkir olur... Kısacası, İsrail bayrağını yakan Kürt, namussuz Kürt’tür. Namusu onuru olan Kürt İsrail bayrağını yakmaz. Buradan İsrail devletine ve Yahudi halklarına özür borcumu dillendirmek istiyorum. Yaşasın Yahudi ve Kürt halklarının var olma mücadeleleri. Kahrolsun Arap Türk ve Fars devletleri ve onların uşakları bazı Kürtler.’

Bu ülkede bir değil, şahadete hazır milyonlarca Yasin var

Kurban Bayramının 4. gününde, kurban eti dağıtımından gelen, Yasin Börü, Hasan Gökgöz, ve Hüseyin Dakak, terör örgütü tarafından vahşice başları ezilerek, binadan aşağı atılarak şehit edilmiş, Yusuf Er’i de ibretlik olsun diye linç ederek komalık  hale getirmişlerdir. Berkin Elvan borazancılarının bir tanesinden bile, Yasin Börü için ses çıkmamıştır. Bölgedeki Müslüman halkı kaçırtarak efendileri İsrail'e Müslümanlardan arındırılmış bir Güney Doğu teslim etmeyi planlayanlar, iyi bilsinler ki, bu ülkede 1 tane değil, şahadete hazır milyonlarca Yasin var. Bu bölge Müslümanlarındır, İsrail taşeronu teröristlerin bu toprakları Büyük İsrail'e peşkeş çekmesine müsaade etmeyecek milyonlar, bu uğurda şahadete hazırdır.

HDP barışa değil savaşa hizmet etmektedir

İmralı’nın sükunet çağrıları bile olayları çıkartanların umurunda olmamış, HDP yöneticileri,  taraftarlarını sokaklara davet ederek barışa değil, savaşa hizmet etmiştir. Bu olaylar göstermiştir ki, İmralı’nın barış sürecine hiç bir etkisi yoktur. HDP ise barışa değil savaşa hizmet etmektedir. O zaman sormak gerekiyor? Hepimizin istediği barış sürecine hiç bir faydası olmayan bu kişi ve yapıyı hükümet neden muhatap alıyor? Öcalan'la tüm görüşmeler kesilmeli, normal mahkum statüsü uygulanmalı ve Müslüman Kürt Halkı ile ilgisi olmayan HDP'ye barış sürecinde muhatap almaya son verilmelidir. Orak Çekiçli İsrail taşeronu bu yapının Müslüman Kürt halkını temsil etmesi de söz konusu değildir.

Bunlarla barış dili ile değil ancak anladıkları dilden konuşulur

Kobani bahane edilerek çıkartılan olaylarda, Kur’an-ı Kerim’leri, Kur’an kurslarını, camileri ateşe verenler, işte bu yapıya bağlı teröristlerdir. Bunlarla barış dili ile değil ancak anladıkları dilden konuşulur. Barış adına gösterilen müsamaha, yol kesmelerine susmak, bölge halkında devlete karşı bir güvensizlik oluşturmuştur. Yeni çıkan yasa ile, Müslüman Kürt halkına kan kusturan İsrail taşeronu bu çete ile daha etkin bir şekilde mücadele edilmelidir. Ne yazık ki bunlarla mücadele etmek yerine HÜDA PAR üyelerine yapılan baskınlar, halkımızda şaşkınlık ve üzüntü yaratmıştır. Devlet mağdurla değil, zalimle uğraşmalıdır.”  (İLKHA)