Bir Dava En Güzel Bedel
Bismillahirrrahmanirrrahim
Aziz şehitlerimizin aziz aileleri. Allah biliyor ya azımız çok büyük… Böyle günlerde insanın eti kemiğinden ayrılırcasına bir acı çekilir. Boğazlarda düğümlenen hıçkırıklar, kelimeler birer taş gibi kilitlenir adeta.
Dünya kapkaranlık olur sanki… İnsanın babasını eşini evladını ciğerparesini kaybetmesini tarif edilemez. Hem de böyle bir vahşetle! Böyle bir barbarlık ve gaddarlıkla!
Bizim acımız bir o kadar büyük tesellimiz. Nitekim kuran-ı kerimde Rabbimiz Teâlâ” Eyer siz bir yara aldıysanız, şüphesiz o toplulukta benzeri bir yara almıştı. İşte günleri insanlar arsında döndürür dururuz. Allah sizden [hakkıyla]iman edenleri ayırt etmek sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah zalimleri sevmez. Al-i İmran- 140
Evet Rabbimiz bizlere de acılı günler yaşatıyor. Ve bunun nedenini de açıklıyor. İman derecesini ölçmek ve davamıza, iyiliği emredip kötülükten sakındırmamıza, muhtaçlara yardım etmemize, Allah’ın kitabını insanlara öğretmemize, onun dinini, peygamberin mesajını yaydığımıza dair aramızdan ŞAHİTLİK edecek ŞEHİTLER ediniyor. O akan kan parçalanmış ve yakılmış cesettir. Tüm bunlara şahit olacak.
Hem bizim dışımızdaki kimse ölmüyor mu sanki… Her gün intiharları, cinnet katliamlarını, uyuşturucu komasına girip ölen gençlerin haberlerini almıyor muyuz?
Rabbimiz buyurmuyor mu “Nerede olursanız olun ölüm size ulaşacaktır. Tahkim edilmiş kalelerde olsanız bile… [Nisa-78]
Madem kayıtsız şartsız ölüm gelecek şairin dediği gibi ”Oda Allah için olmasın” Zira biz ne kadar acı çekmişsek te yüreğimiz ne kadar yanmışsa da bizim bir farkımız var. Bu farkı Allahu teala kuran-ı kerimde şöyle der. “Allah erkek münafıklara kadın münafıklara ve kafirlere içinde ebedi kalacakları cehennem ateşini vadetti. Allah onlara lanet etmiştir. Onlar için sürekli bir azap vardır” [Tevbe-68]
“Allah mü-min erkeklere mü-min kadınlara ebedi olarak kalacakları içinden ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerin de çok güzel köşkler vadetti. Allahın rızası ise bunlardan daha güzeldir. İşte bu büyük başarıdır.[Tevbe-72]
İşte bizim tarih yazacak bunca acıyı göğüsleye bilmemizin sırrı Allahın kesin vadidir. Bütün bu katliamlara, talanlara, yıkımlara yakmalara rağmen istikameti bozmadan yola devam etmemizin sırrı Allhın ayetleridir. Bizim Rabbimize inancımız tamdır.
ELHAMDULİLLAH.
Hem herkes fani ömrü bakirleştirmenin tek çaresi fena fillah olup, her şeyi Allaha satmaktan geçmiyor mu? Madem sahip olduğumuz ister istemez kaybedeceğiz. Neden bilerek ve isteyerek Allaha feda etmeyelim. Bu güne kadar feda ettiğimiz en sevdiklerimiz kurban ettiğimiz adaklar ödediğimiz bedellerden dolayı en ufak bırakın pişmanlığı bir tereddüt bile yaşamadık. Aksine dökülen kanla uyandık silkindik, davayı daha iyi anladık, içselleşti adeta davamız. Hem bir değer uğruna bedel ödenince değer kazanır. Biz bu davadan vaz geçmeyiz. Çünkü en ağır bedelleri ödedik ve ödüyoruz. Boy boy şehadet aday ve aşıkları yetiştireceğiz inşallah.
Elini azizlerimizin kanlarına buluyanlar, onlara yürüyenler, onları sevenler, onlara yaranmak için şekilden şekile girenler, onları kendi elleriyle koltuklara oturtalar ve o canileri mahsummuş gibi göstermeye çalışanlar ve zülme karşı sessiz kalan dilsiz şeytanlar korksunlar.
Babasız büyüyecek olan çocuklar var ya işte onlar sizin tahtlarınızı, saltanatlarınızı başınıza geçirmek için büyüyecekler.
Kelimenin tam anlamıyla bir “KURBAN BAYRAMI” yaşadık. Tarih tekerrürden ibarettir derler ya…..İbrahim’e, Hacer’e, İsmail’e yine doğrudan doğruya şahit olduk.
Yine bu gün biz mazlumuz, biz katlediliyoruz.
Evet, şehitlerin babaları bire İbrahim gibi Azizlerini, aslanlarını Allaha kurban etmiş olmanın verdiği onur ve vakarla ”BİZİM DAVAMIZ ALLAHIN DAVASIDIR. GERREKİRSE BİR DEĞİL BİN EVLADIMIZIDA KURBAN EDERİZ” diye katil zalimlerin yüzüne tükürüp ve şeytanı recm edercesine erdemli oluyorlar.
Hacerlerine şahit olduk şehitlerin Anneleri ve hanımları şahsında… Nasılda cayır, cayır yanan ciğerlerine rağmen “NE KADAR DA YANSA YÜREĞİMİZ RABBUL ÂLEMİN BÖYLE TAKDİR ETMİŞSE BOYNUMUZ KILDAN İNCEDİR. YASİNLER, HASANLAR, HÜSEYİNLER, RİADLER, CUMALAR VE TURANLARIMIZI FEDA EDERİZ. ANCAK ELİ KANLI ZALİMLERİN YAKASINDAN DÜŞMEYİZ ASLA.”.
Unutulmasın mazlumla Rabbi arasında perde yoktur. Yanan ciğerlerden yükselen bu feryatlar zalimleri yakar.
Ve İsmaillere şahit olduk, hayır için aç, yoksul, yetim, dul, kimsesizler bir yemek götürmek için çırpınan, hiçbir maddi menfaat söz konusu olmadan gece gündüz muhtaçlara sıcak bir yemek, sıcak bir yatak olmak için koşturan aziz İsmailler…
Nasılda sıra sıra dizilmiş adaklarını yerine getiriyorlar. Biri diğerinden aziz, biri diğerinden mübarek! Allahu ekber. Yine hatıra gelen “Bu dava çok büyüktür en iyilerimizi feda etmemiz gerek” kaidesi oluyor.
Bir kez daha Uhudu yaşadık Hindin kin dolu zılgıtları yine vahşileri azdırdı. Mazlum bedenlere saldırıldı.Bir kez daha Kerbelayı yaşadık.Yezidin hain ve acımasız köpekleri yine evleri yaktılar her yeri tar umar ettiler.Hüseyinlerin başını gövdelerinden ayırarak, Yezide götürüp yaranmalarına şahit olduk.
Evet tarih boyunca o kadar çok ki hak ve batıl mücadelesine örnekler… Anlatmaya mürekkebeler yetmez kelimeler kifayetsiz kalır.
Ama olsun! Biz biliyoruz ki kaybetmedik. Geçmişte yine bu acı günleri yaşadığımız çok oldu. Bu ilk değil bu gün meydanlarda Muhammedi sevdayı haykıracak bir döneme gelmemiz aziz şehitlerimizin kanının bereketi değilmidir? Şehitler davamızın şah damarı hükmündedirler. Onlar birer mum misali kendilerini feda ettiler fakat etraflarını aydınlattılar. Böylece bir çok gizi ve örtülmüş hakikati ortaya sağladılar.
Şehitlerimiz toprağa verilen bir buğday misali Allahın izniyle yüzler hatta binleri yetiştirecek… Daha bu taze şehitlerin kanlarının ilk damlası yere düşerken nice gencin-yaşlının gafletten uyanışının haberini aldık. Onlar davamızın aziz öğretmenleridirler… Davaları davamız yolları yolumuz RUHLARI ŞADOLSUN.
SÜMEYYE ŞANİ/doğruhaber