Kızıltepe Esnafı İLKHA`ya Konuştu
Kobani`deki IŞİD saldırısı bahane edilerek işyerleri yağmalanarak yakılan Kızıltepe esnafı, PKK/HDP/YPG`nin vahşetini İLKHA`ya anlattılar.
MARDİN – Kobani’deki IŞİD saldırıları bahanesiyle HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş`ın çağrısı üzerine Doğu ve Güneydoğu illeri başta olmak üzere birçok kentte sokakları ateşe veren PKK yandaşları, yüzlerce işyerini de yakıp yağmaladı. Bu arada saldırgan arasından IŞİD`den kaçan YPG`lilerin de olduğu ortaya çıktı.
CAMİYE BİLE MOLOTOF ATTILAR
Mardin’in Kızıltepe ilçesinde HÜDA PAR İlçe Binası, AK Parti İlçe Binası, H. Mahmut Camisi, Süleyman Solhan İmam Hatip Lisesi, BİM mağazaları ve Av silahları satan iki işyeri ile onlarca esnafa ait işyeri önce yağmalandı, ardından yakılarak ateşe verildi.
24 AİLENİN YAŞADIĞI BİNAYI ATEŞE VERMEK İSTEDİLER
Kızıltepe`de 3 katlı alış veriş merkezi yağmalanan esnaflardan Ş. K, PKK`lıların önce işyerini yağmaladıklarını belirterek, "350 bin TL zararım oldu, yaklaşık 170 milyarda borcum var. Kardeşime ait üç katlı Medine ucuzluk mağazasını da yağmalayıp ateşe verdiler. Onun da 500 bin TL`nin üzerinde zararı oldu. Mağazamızdaki tüm eşyaları önce yağmaladılar. Saatlerde içerideki eşyaları taşıdılar. Gözleri dönmüş grup daha sonra dükkânı ateşe vermek istedi. Ancak sekiz katlı binada bulunanlar saldırganlara binada 24 aile yaşıyor diri diri yakmaya mı çalışıyorsunuz diye karşı koydu. Caniler onlara sizin ailelere Kobanidekilerden daha mı değerli diyerek ısrarla yakmaya çalıştı. Ancak bina sakinleri onları engelledi. Dükkân sahibi tüm binanın yakılmaması için üç gün boyunca dükkân önünde nöbet tuttu. İşyerim tamamen yağmalandı. İşyerinde kitap da satıyordum. Komşularımız ve bina sakinlerine ifadesine göre; işyerimdeki tüm Kur’an-ı Kerimleri dışarı çıkartarak ayaklarının altına almışlar. Bu olayları sokak serserilerine bağlanamıyorum. Bu olayların sorumlusu HDP, BDP’nin üst düzey yöneticilidir, milletvekilleridir. Çünkü o süreçte hiç kimse bunları teskin etmek için bir caba harcamıyorlardı. Son olaylar genelde İslami camialara, özelde HÜDA PAR ile Mustazaflar Cemiyeti ve birleşenlerine top yekûn bir savaş ilanıdır. Bunlar tüm Müslümanlara düşman gözüyle bakıyorlar ve hepsini aynı kefeye koyuyorlar. PKK, şuan kendi milletine karşı canavar, dışarıya (ABD) ise kedi kesiliyor.” dedi.
KİNLERİ BANA DEĞİL İSLAM’ADIR
Bayramdan birkaç önce yeni evlendirdiği oğluna açtığı kundura dükkânın tamamen yağmalandığını ifade eden A. G, “Bayramın üçüncü günüydü, akrabalarımın bayramına gitmiştik. Komşumuz beni arayarak dükkânın yağmalandığını söyledi. Bende hemen dükkâna geldim. Tabi içerde bir ayakkabı kalmamıştı. Bazılarının yüzleri kapalıydı. Bayramdan birkaç önce açtığım dükkânı neden yağmaladığınız? Diye sordum; onlar da ‘Siz HÜDA PAR’lı olduğunuz için bunu yaptık. Bunun hesabını size sorduk ve işyerini yağmaladık’ dediler. 70 bin TL’ye yakın mal almıştım, sadece bin TL’ye yakın satış yapmıştı. Bakın bunların kini bana değil İslam’adır. Müslüman olduğumuz için bunu yaptılar. Tabi böyle yaparak bizleri sindireceklerini zannediyorlar. Keşke yüzbinlerce işyerim olsaydı ve hepsi yağmalansaydı da o kardeşlerimiz katledilmeselerdi.” diye konuştu.
ÇOCUKLARIMIN RIZIK KAPISINI YAKTILAR
Çay ocağı yağmalayıp yakılan V. A ise şunları söyledi: “Bayramın 4. günü bayramlaşmadığımız akrabalarımın ziyaretlerine gidecektim. Çarşı merkezinde olayların çıktığını duydum. Eylemcilerin işyerlerine zarar verdiklerini duydum. Bende işyerime uğradım, baktım iş yerim yağmalanmış, kepengini kırıp içerde ne varsa hepsini kırıp sokağa atmışlar. Ve sonra dükkânı ateşe vermişler. Yaklaşık 6-7 bin TL zararım oldu. Çocuklarımın rızık kapısıydı. Bu çay ocağıyla geçimimizi sağlıyorduk. Bunlar dinden rahatsız oldukları için nerde bir dindar varsa onların işyerlerine saldırıyorlar. Çevredeki tüm komşularımla aramızda hiçbir sorun yok. Hepsi beni aradı geçmiş olsun temennisinde bulundular. Kendi aralarında para toplayıp tekrar işyerini faaliyete koyacaklarını söylerdiler ama ben kabul etmedim. Böyle bir duyarlılık gösterdikleri için Allah hepsinden razı olsun. Bu olaylar başlamadan önce Selahattin Demirtaş’ı canlı yayında dinledim. Halkı sokağa çıkarmak için çağrıda bulundu. Daha sonra olaylar başladı. Bunların müsebbibi Demirtaş ve görevini yapmayan hükümettir. Polisler ilk önce görevlerini yapmış olsalardı olaylar bu kadar büyümezdi. Ailemin rızık kapısını yağmalayan ve sebebiyet verenlerden Ahiret günü yakalarına yapışıp Allah’a şikâyet edeceğim.”
ÖZELLİKLE DİNDARLARIN İŞYERLERİ YAKILDI
Giyim dükkânı yağmalanıp yakıldığını dile getiren M. K, “Komşularım aradı ve dükkânımın yakıldığını söylediler. İtfaiyeyi aradım eylemcilerin izin vermediklerini söylediler. O zaman itfaiye yetişseydi belki bazı malzemeler kurtarıldı. Yaklaşık 200 bin TL civarında giyim malzemeleri vardı. Bundan 50 bin TL’si sermayemdi geri kalanının hepsi borçtu. Bir saat sonra oğlumu gönderdim dükkânda hiçbir şeyin kalmadığını söyledi. PKK’li çeteler içeride bulunan giyim malzemeleri yağmalandıktan sonra dükkânla beraber ateşe verilmişti. Tabi bu yapılan saldırı dindar olmamızdan kaynaklanıyordu. Çünkü benim tek yakılmadı, birçok dindar şahsiyetlerin işyerleri yakıldı.” dedi.
HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ
Giyim dükkânı yağmalanıp yakılan başka bir esnaf ise H.A, olay gününün dükkân sahibinin kendisini arayarak içerde yangının çıktığını kendisine söylediğini ve bunun üzerine işyerine gittiğini söyledi. H.A, “İşyerime gittiğimde 3 defa PKK’lıların molotoflu ve taşlı saldırısına uğradım. Bununla yetinmeyerek bedbahtça ağza alınmayacak mukaddesata küfürler etmeye başladılar. Onların arasından kurtulduktan sonra dükkânımın yanına gittiğimde hepsi kül olmuştu. PKK’li çetelerin yaktığını anladım. İşyerimde 150 bin TL’lik giyim vardı. 200 bin TL de borcum var. İslami hassasiyetlerimizden dolayı bu saldırı yapılmıştır. Allah’ın dinini anlattığımız için bu saldırılara maruz kaldık. Buna sebebiyet verenlere hakkımızı helal etmiyoruz. Kıyamet gününde ise onlardan davacı olacağız.” dedi.
HEM İŞYERİMİ YAKTILAR HEM DE OĞLUMU YARALADILAR
Ayakkabı dükkânı yağmalayıp yakılan S. A da şunları söyledi: “Bayramın 4. günü misafirlerimiz gidip geliyordu. PKK’li çetelerin IŞİD’in Kobani saldırısını bahane ederek sokağa çıkmışlardı. Kepenklerde kapalıydı. Sonradan dükkânımızın yakıldığı ile ilgili bize bir haber geldi. Oğlumu dükkâna gönderdiğimde pompalı tüfeklerle saldırıp oğlumu yaraladılar. Bu çeteler özellikle mütedeyyin insanlara sakallı olanlara, camilere saldırdılar. Kobane bahanesiyle ilçemizi harabeye döndürdüler. Bayramda sadece bir iş yapamadık. Çünkü bayram öncesi sürekli olaylar çıkarıp kepenkleri kapattırıyorlardı. Esnafları perişan ettiler. Anlayacağınız bayramı halka zehir ettiler. Yaklaşık 70-80 bin TL malımız dükkânımı da vardı bunun 50 bin TL si borçtu. Selahattin Demirtaş çıkıyor ‘Bunlar istemediğimiz şeylerdir’ diyor. Eğer bunlar çeteyse çıkıp açık, açık söylesin bunlar çetedir desin ama mesele bu değil halkı sokağa yandaşlarını sokağa döküyorlar her yeri yakıp yıktıktan sonra bunu yapanların provokatör olduğunu söylüyor. Bu provokatör dedikleri kişilerden birisi öldürüldüğünde sahiplenip onun kanından besleniyorlar. Yani anlayacağınız PKK/BDP zihniyeti bu insanların hem dirisinden hem de ölüsünden faydalanıyorlar.”
MAĞDURİYETİMİZ GİDERİLMELİ
Ucuzluk dükkânı yağmalanıp yakılan Z. K de olayların Selahattin Demirtaş’ın sözde Kobane’ye destek amacıyla halkı sokağa çağırmasıyla başladığını be sorumlusunun kendisinin olduğunu söyledi. Z. K, “6 Ekim’de kepenkler kapattırılıp olaylar başlandı. Ertesi günü ise 7 Ekim’de olaylar daha çoğaldı ve tüm kepenkler kapattırıldı. Her yerde saldırılar devam etmeye başladı. Tabi ertesi günde olaylar daha büyüyünce akşam saat 18.00’den sonra sokağa çıkma yasağı başladı. Bizde evdeydik çeteler tarafından işyerimin ateşe verildiğini duydum. 155’i aradım, polisleri aradım, bana bir şey yapamayacaklarını söylediler. Eğer devlet çaresiz kalmışsa biz vatandaşlar ne yapacağız? Sonradan itfaiyeyi aradım. Onların bana verdiği cevap ise şuydu. Eğer garajdan çıktıkları takdirde arabalarının yakılıp kendilerinin ise ölümle tehdit edildiğini söylediler. Bu nasıl adalet nasıl özgürlük anlayışı onların demokrasi anlayışınız halkın malını talan edip yakmak mıdır? Yakılan işyerimin maddi zararım 500 bin TL’dir. Bunun sebebi hem HDP yetkilileri hem de devlettir. Bunun 150-200 bin TL’si borçtur. Çok mağdur olduk, aybaşından sonrada ödemelerim başlıyor. Yetkililerin bu mağduriyetimizi gidermelerini istiyoruz. Yoksa çok mağdur olacağız.” dedi. (İLKHA)