Kandil Katletme, Yağmalama ve Yakmaları Az Bulmuş
PKK yöneticilerinden, KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaşı sert sözlerle eleştirdi. Kürt demokratik hareketi yanılgı içinde diyen Karasu, HDPye Demokratik siyaset kendisini Özgürlük Hareketi`nin yerine koyuyor, Özgürlük Hareketi ise demokratik siyasetin söylemesi gerekenleri söylemek zorunda kalıyor eleştirisini yöneltti.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş Kobani protestoları sırasında, “Bayrak ve Atatürk büstünü yakanları kınıyorum. Bunlar batıdan doğuya destek gelmesin diye yapılan provokasyondur" demişti.
Demirtaş Diyarbakır’da yaptığı basın toplantısında ise “tek bir şiddet eylemine kimse yönlenmemelidir” demiş ve şunları söylemişti:
“Provakatörler bazı yerde devreye girerek şiddet eylemini yönlendiren kişiler oldular. Yağma olayları, bazı öldürme olayları, büst yakma, bayrak yakma etrafında, Kobani’deki görkemli halk duruşunu başka bir yere çekmeye çalıştılar.”
Kandil, Demiştaş`ı yaptığı bu açıklamadan dolayı yumuşak tavır takınmış diye sert bir dille eleştirmiş.
Yani Kandil yapılan katliamları, yağmalamaları ve yakmaları az bulmuş ki böylesi bir açıklama gereği duymuş.
İŞTE O YAZI
Karasu HDP’yi “Kürt demokratik hareketi” diye tanımlayarak şu eleştirileri yöneltti:
“(…) Kürt demokratik hareketi de yanılgı içindedir. Birkaç gencin ya da bir kaç provokatörün yaptığı şeyleri sanki toplum ve göstericiler şiddet uyguluyormuş gibi değerlendirmek yanlıştır. Toplum haklı ve meşru mücadele yürütüyor ve yürütmelidir. Kürt sorunu ancak direnişlerle çözülebilir. AKP Hükümeti bir adım atmamışken, ortada çözüm için hiçbir şey yokken toplumu eylemsiz, mücadelesiz ve savunmasız bırakmak "toplum teslim olsun, devlet ve hükümetin politikalarına boyun eğsin" demektir. Ortada çözüm için bir şey varsa toplum da biz de bilelim. Bu yokken toplumu eylemsiz ve mücadelesiz kılmaya gayret etmek ve gelişen mücadele hakkında kendine göre değerlendirme yapmak ve karar vermek mevcut siyasal duruma uymamaktadır. Toplumun direnişini durdurmakla hiçbir şey elde edilemez. AKP Hükümeti "ben bir şey yapamam, sorunu çözemem, Rojava Devrimine düşmanlık yaparım, ama sen sessiz kal, direnme," diyor. Yani her türlü tasfiye politikasına teslim ol diyor. Teslimiyeti dayatıyor. Şuanda sorun budur ve en tehlikeli durum da budur.