HBER MRK- Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı  Gürkan Avcı, IŞİD’in Kobani’ye saldırısı  bahanesiyle HDP’nin başlattığı şiddet eylemleri ile ilgili  yaptığı  açıklamada,  HDP’nin başlattığı şiddet eylemlerinin demokratik, insani ve meşru sınırları çoktan aştığını kaydederek, tüm siyasi partiler ve vatandaşlara sağduyu, itidal ve aklıselim çağrısında bulundu.

Türkiye’de karanlık anarşi ve terör olaylarının yeniden sahnelenmeye çalışıldığını ve bu oyun karşısında milletçe kenetlenerek; sabırlı, sorumlu, sağduyulu ve dikkatli davranılması gerektiğinin altını çizen DES Genel Başkanı Gürkan Avcı,   “35 vilayetimizi yaşanmaz hale getiren, 34 insanımızı öldüren, kamu binalarını ve okullarımızı yakarak öğretmen ve öğrencilerimizin canına kasteden bu eylemler, şehir eşkıyalığına, kabadayılığa ve barbarlığa dönüşmüştür. Cadde ve sokaklarımızın huzur ve düzenini, insanımızın can ve mal güvenliğini tehdit eden bu menfur eylemleri kınıyor ve sorumlularını net ve kesin bir dille uyarıyoruz. Hükümeti de, gerekli önlemleri alarak vatandaşlarına sahip çıkmaya, devletin ve milletin onur ve itibarını korumaya, ciddiyetle aklını başına almaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Olaylar çözüm sürecini kasdediyor!

DES Genel Başkanı Gürkan Avcı’nın açıklamasında  şu ifadeler yer aldı:
“Çözüm süreci her şeye rağmen Türkiye’nin hem doğusunda hem de batısında benimsenmiş ve toplum barışın sonuçlanmasını beklemektedir. Özellikle belirtmek isterim ki; toplumsal karşılığı ve haklı gerekçeleri olmayan bu şiddet olayları sürecin sonucunu değiştirmeyecek en fazla geciktirecek niteliktedir.
 HDP ve Ak Partiye uyarılar!
Türkiye`nin özellikle Kürtleri müttefik gören yeni siyaseti, bölgedeki bütün şer planları bozmaya başlamıştır. İlkel bir milliyetçilik güden HDP’nin akıl tutulması nedeniyle, yabancı şer güçler Türkiye’de büyük bir kargaşa ve kaos yaratmak istemişlerdir. Toplumun her kesimini samimiyetle kucaklama; sevgi, şefkat ve adaletle gönlünü alma konusunda yetersiz kalan Ak Parti hükümeti de doğal olarak bu kaosa engel olamamıştır.

Ancak HDP, Kürtleri kardeş gören Yeni Türkiye’yi ferasetle keşfettiği zaman, Batının Ortadoğuda yıllar önce kurduğu ‘GDO’lu paranoid düzenin çökeceğini görecektir. Hiçbir sömürgeci müfsit güç buralarda artık barınamayacaktır. Bir asrı aşkın süredir kimliksizleştirilen, bastırılan, susturulan, katledilen, sömürülen Ortadoğuda; silahları susturup, kardeşliğimizi öne çıkarmaya ihtiyacımız vardır. Birbirimizin elini hiç bırakmamaya mecburuz. Bu kardeşliği ayağa kaldırdığımız anda, bizi kimse tutamaz. Kimsesiz, sahipsiz, öksüz ve yetim kalmış, Ortadoğu halklarının anavatanı, tüm ezilenlerin sığınağı Türkiye, ancak bu şekilde tarihi kaldığı yerden yazmaya devam edecektir.

Batı kardeşliğimize karşı!

Bu itibarla HDP’nin terör örgütü olan IŞİD’i kurup besleyen kimi batı ülkeleri yerine, mağdur ve mazlum Kürt halkına kucak açan Türkiye’yi protesto etmesi en hafif tabiriyle provokasyondur. Irak’ta ve Suriye’deki birçok şehirde oluk oluk  kan akarken; Türk, Kürt, Arap, Ezidi, Süryani, Hristiyan, Sünni, Şii, Alevi on binlerce insan katledilirken sessiz kalan HDP ile yan kuruluşlarının ve batı ülkelerinin tavrı ciddi bir şekilde sorgulanmaya muhtaçtır.

HDP milletten özür dilemelidir!
Bu son olaylarla bir kez daha kendi tabanını iğfal eden ve ardından Yüce Milletimize ihanet eden HDP’nin muarız pozisyonunu gözden geçirip, haddini bilmesi ve milletin önüne çıkıp adam gibi özür dilemesi gerekmektedir. HDP’ye ve şımarık, arsız şürekâsına sesleniyoruz! Mertçe özür dilemeden olmaz! Siz bu asil, vakur ve kadim milletin öfkesini inanınki bilmiyorsunuz! Siz bizi hiç tanımamışsınız!

Şehitlerimizin ve yok yere öldürülen 34 vatandaşımızın hesabını vereceksiniz! Siz bizim hatır ve sabrımızı zafiyet zannettiniz! Siz 78 milyonu istismar ettiniz! Haddinizi bilecek, kuru kabadayılığı bırakıp mertçe özür ve af dileyeceksiniz!

Siyasi partilerimiz aklıselim davranmalıdır
Yapılması gereken şey; sağduyuyu elden bırakmadan kardeş olduğumuzu, akrabalık ve soydaşlık hukukumuzun koparılamaz bağlara dayandığını, bir arada yaşamaktan başka şansımızın olmadığını, barışa yaklaştığımız bu süreci kendi elimizle heba etmememiz gerektiğinin idrak edilmesi ve alenen bilinmesidir.

Yeniden büyük, güçlü, saygın, çağdaş ve demokratik Türkiye’ye giden yolda önümüze çıkan bütün engelleri millet olarak aşacağımızdan zerre kadar şüphemiz olmamalıdır. Bu nedenle DES ailesi ve 23 sivil toplum kuruluşu olarak, bir kez daha milletimizi sağduyuya davet ediyor, siyasi partilerimizi itidal ve aklıselime çağırıyoruz. Siyasi parti liderliği ve yöneticiliği böyle zamanlarda belli olur ve akıl böyle zamanlarda lazım olur.”  (İLKHA)