Hdpkkden Demokratik Vahşilik
Muhammet Şerif / Doğruhaber / Haber-Yorum
PKK geleneğinden gelen siyasi parti temsilcilerinin en çok kullandığı siyasi terim, hiç kuşkusuz “demokratik” kelimesidir. Her sözlerinin ve eylemlerinin başına demokratik kelimesini getirmektedirler. Demokratik özerklik, demokratik modernite, demokratik siyaset, demokratik kitle, demokratik gösteri, demokratik tepki, demokratik protesto… Yani anlayacağınız her değerlendirmelerinde “demokratik” kelimesini sıklıkla kullanmaktadırlar.
Öyle ki, 7-9 Ekim barbarlıklarından önce de, IŞİD’ın Kobane’ye yönelik saldırılarını bahane ederek şu demokratik çağrıda bulunmuşlardı: “IŞİD’in saldırılarını, katliamlarını ve destekçilerini kınıyor, tüm dünya halklarını ve uluslararası meslek örgütlerini Kobane ile demokratik dayanışma için sokağa çıkmaya ve hayatı durdurmaya çağırıyoruz.”
HDP’nin “demokratik dayanışma” çağrısıyla sokağa dökülen “demokratik vandallar topluluğu” Batman, Diyarbakır, Mardin, Bingöl, Van, Şanlıurfa ve Şırnak illeri ve ilçeleri başta olmak üzere birçok merkezde HÜDA PAR binalarına ve üyelerinin ev ve işyerlerine taşlı, molotoflu, silahlı “demokratik saldırılar”da bulundular.
Vandallar topluluğunun hedefi, HÜDA PAR teşkilat binalarının tümünü ateşe vermekti. Zira onlara göre HÜDA PAR, IŞİD’e destek veren bir partiydi. Oysa hakikatte HÜDA PAR asla IŞİD’e destek vermemişti. Ki Zaten IŞİD, HÜDA PAR’ı tekfir ediyordu. Dolaysıyla bu tam bir çelişkiydi ve HDP/PKK’lilerin asıl kirli ve süfli niyetini ortaya koyuyordu.
HDP/PKK/KCK’nin çağrısıyla sokağa dökülen “vandallar topluluğu” ortalığı yakıp yıktı, her tarafı ateşe verdi, hayatı yaşanmaz hale getirdi, halkın işyerlerini talan etti, büyük-küçük demeden yolunu buldukları her marketi yağmaladı, cadde üzerlerinde bulunan kuyumcu ve bankaları soydu, ATM’leri yıktı-yaktı, bütün kavşaklardaki trafik ışıklarını kırdı, kimin olduğunu bilmeden yolda park halinde bulunan arabaları ateşe verdi, ambulansları, okulları, hastaneleri, kütüphaneleri, medreseleri, Kuran kurslarını yaktı.
Kürt-Türk ayırımı yapmadan bütün halkların alıkonulmuş haklarının mücadelesini vereceğini iddia ederek siyaset yapacağını deklere eden HDP’nin demokratik çağrısıyla sokağa dökülen “demokratik vandallar çeteleri”nin işledikleri cürümler/suçlar sadece bir önceki paragrafta sayılanlar mı? Dahası yok mu acaba? Halkın can ve malına kast eden vandalların yaptıkları insanlık dışı eylemlerin ve vahşi saldırıların dahası var elbette…
Tarihte belki de benzerlerine rastlanılmamış PKK’li çeteler, Kobane bahanesiyle hayatı yaşanmaz hale getirdikten sonra bu sefer de mazlum ve gencecik fidanlara yöneldiler. O gencecik fidanlar ki, Kurban bayramı sebebiyle kesilen hayvanların etlerini fakir ve muhtaç halka dağıtmak için kutsal bir görev başındaydılar.
Üyesi oldukları Diyarbakır KÖY-DER’e geldiklerinde sayıları 200’ü bulan PKK’li barbar çetelerin silahlı saldırılarına maruz kaldılar. Yapacak bir şeyleri yoktu o 3 nazenin fidanın... Hazırlıklı değillerdi, zira kurban eti dağıtımından geliyorlardı. Binaya sıkıştırılmak istendiler vandallar tarafından…
Çıktıkları binanın üçüncü katında barbarlıkta sınır tanımayan zalimler güruhunun vahşi saldırılarına yakalandılar. Yüzleri ve vücutları kanlar içinde kalmasına rağmen yine de boyun eğmediler, asla pes etmediler. Tarihleri boyunca Müslüman kanı döken kindar zalimler, bu 3 genç fidanında kanını hunharca döktü.
Müslümanlara karşı çok kindar olan bu çeteler, hunharca şehid ettikleri o mazlumları orada bırakıp gitmediler. Asla unutulmayacak bu yaptıkları vahşiliklerle yetinmediler. 3 genç fidanı binadan aşağı atma girişiminde bulundular. Vicdansız çeteler, hiç tereddüt etmeden yanaştılar bir kez daha o mazlum azizleri aşağı atmak için…
Kurban eti dağıtımından gelen mazlumlar, zalim PKK’li çetelerin saldırılarına maruz kaldıktan sonra hunharca şehid edildiler. Kana doymayan zalimler, şehid ettikleri mazlumları 3’üncü kattan aşağı attılar. Yerler ve gökler ve tüm vicdanlı yürekler benzeri görülmemiş bu vahşi zulme gözyaşları içinde adeta “yeter” derken, zalimler “demokratik zulümler”ini sürdürmede ısrarlıydılar.
Çeteler tarafından 3’ncü kattan aşağı atılan mazlumların mübarek cansız bedenlerine en azılı düşmanların yapmayacağını yaptılar vahşi barbarlar… 3’üncü kattan aşağı atılan genç fidanların cansız bedenlerinin üzerinden arabayla geçtiler. Müslüman kanına ve zulme doymayanlar, daha sonra o mazlum fidanların yüzlerinin tanınmaması için üzerlerine benzin döküp yaktılar.
3 genç fidanın dava arkadaşları olay yerine geldiği gibi bir umutla arabalara bindirdiler mübarek bedenleri… Yüzleri kandan ve yakılmadan dolayı tanınmıyordu 3 genç fidanın... Zalimler çetesi, boş durmadı o esnada da… Hastaneye yetiştirilmek için arabalara bindirilen mazlumların dava arkadaşlarına yolda pusu kurup silahlı saldırıda bulundular. Söz konusu alçak saldırıda da bazı Müslümanları yaraladılar. Yaralı olarak hastaneye kaldırılanlardan bir aziz daha şehadet şerbetini içerek Rabbi Rahim’ine kavuştu.
Hdpkk’li barbar çetelerin Kobane bahanesiyle gerçekleştirdikleri saldırılarda mazlumca katledilen aziz şehitlerin şehadeti mübarek olsun. Aziz civanmertlerin şehadetleri, filizlenen davanın dal-budak salmasına vesile olacaktır muhakkak! Zira şehitler, bir davanın büyümesine, gelişmesine ve meyveler vermesine en büyük etkendir.
Son söz: Müslüman Kürt halkı, Hdpkk zihniyetinin önceki zamanlarda yaptığı canilikleri unutmadığı gibi, son demokratik vahşiliğini de asla UNUTMAYACAKTIR!