`Öldürülenlerin bir çoğu Budist çetelerin vahşetini andırıyor`
Sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla yapılan ortak basın açıklamasını okuyan Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Yunus Memiş, yaşanan olaylarla ilgili olarak öldürülenlerin birçoğunun insanlık dışı ve Myanmar Budist çetelerinin vahşetini andırır türde olduğuna dikkat çekti.
DİYARBAKIR- Aralarında Memur-Sen ve İslami sivil toplum kuruluşlarının (STK) bulunduğu STK’lar, son günlerde bölgede saldırılar ilgili ortak bir basın açıklaması yaptı.
Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanlığı’nda yapılan açıklamayı, STK’lar adına Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Yunus Memiş okudu.
HDP yöneticilerinin çağrısıyla Diyarbakır başta olmak üzere bölgenin ateş çemberi içerisine sürüklendiğine dikkat çeken Memiş, yaşanan olaylarla ülke ve bölge genelinde 37 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlattı.
“PKK, HÜDA PAR ve Mustazaf-Der’e yakın STK’lara saldırmıştır”
PKK’nin olaylarda özellikle dindar insanları hedef haline getirdiğinin altını çizen Memiş, “PKK, olarak adlandırdığı hareket üzerinden mütedeyyin halkı, esnafı, siyasi partileri, dernekleri, Kuran kursları ile HÜDA PAR ve Mustazaf-Der’e yakın STK’ları hedef gösterip örgüt elemanlarını organizeli bir şekilde saldırtmıştır. Yaşanan elim hadiseler sonucu bine yakın yaralı olmuş, öldürülenlerin vatandaşlarımızın birçoğu insanlık dışı ve Myanmar Budist çetelerinin vahşetini andırır türde katledilmiştir.” dedi.
1980’li yıllardan bu yana ilk kez devlet tarafından sokağa çıkma yasağının ilan edildiğini hatırlatan Memiş, güvenlik güçlerinin olaylara müdahalede yetersiz kaldığını ve halkın adeta terör çetelerinin insafına terk edildiğini kaydetti.
HDP’nin siyasi bir parti olduğunu unutmaması ve bölge halkının kendisine verdiği siyasi sorumluluğu barışı tesis etmek için kullanması gerektiğini aktaran Memiş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hükümetin en büyük endişesi olan devlet içinde paralel devlet yapılanması PKK ve bileşenleri tarafından bölgede oluşturulmuştur. Küresel emperyalist güçler, Irak ve Suriye’deki emellerine ulaşmak için Gezi Olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimleri ile ulaşamadıkları hedeflerine Kobani’yi bahane ederek yeni bir darbe girişimine soyunmuşlardır. Her sakallıya IŞİD yaftası yapıştırılarak Müslümanları sindirme politikaları uygulayan ve özellikle örgütlü İslami yapılara yaşam hakkı tanımayan bu zihniyet, yine kaybetmiştir ve kaybetmeye mahkûmdur. Olaylarla hiçbir ilgisi olmadığı halde sadece İslami kimlikleri sebebiyle hedef olarak gösterilen dernekler ve İslami STK’lara yapılan saldırıları telin ediyor ve zulme uğrayan, üyeleri hunharca katledilen bu kardeşlerimizin yanında olduğumuzu deklare ediyoruz.” (Hamza Adiyaman-İLKHA)