HDP Yönetimi Kelime Oyunlarıyla Sorumluluktan Kaçıyor
Kobani bahanesi ile şiddet olaylarının yaşandığı kentlerden biri de Batman oldu. Al Jazeera Türk Batman`da olayların iç yüzünü HÜDA PAR yetkililerine sordu.
Batman HÜDA PAR il temsilciliğine girdiğimizde gergin bir bekleyiş gözümüze çarpıyor, Kobani’den gelen YPG cenazesinin yeni bir saldırıyı tetiklemesinden endişe ediliyor. Partililer henüz kırılan camları takılmamış binalarında son yaşananları değerlendirmek için bir aradaydı. HÜDA PAR İl Başkanı Mehmet Emin Doğru yaşanan şiddet olaylarının tamamen kendileri dışında geliştiğini söylüyor:
“Bölgedeki diğer kentlerde olduğu gibi burada da olaylar aniden gelişti. Kurban Bayramı’nın son günü, 7 Ekim`de, sabaha karşı 1 sıralarında kalabalık bir HDP`li grup yürüyüş kolunda buradan geçerken bizim partimizi taşlayıp molotoflarla yakmaya başladılar. Bu esnada arkadaşlarımız olayı duyar duymaz buraya gelmeye başladılar. Bu şekilde parti teşkilatımız son anda yakılmaktan kurtuldu. Üç saat boyunca sürekli saldırıya uğradık. Parti teşkilatımız karşılık verince saldırganlar püskürtüldü.”
“Çatışma değil nefsi müdafaa”
Al Jazeera Türk’ün sorularını yanıtlayan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Cens, HDP yönetiminin kelime oyunlarıyla sorumluluktan kaçamayacağını ifade ediyor:
“Çatışma diyorlar. Böyle söyleyerek yaptıkları suçu hafifletmek istiyor. Biz çatışma içinde değiliz. Biz saldırı altındayız; hukuki deyimle nefsi müdafaa pozisyonundayız. Çatışma iki taraf arasında olur. Burada bir saldırgan var ve bir de saldırıya uğrayan taraf var. Bizimki savunma refleksidir. Bir saldırı olmazsa böyle bir refleks göstermeye de gerek kalmaz. Saldırıları durursa biz yerimizdeyiz zaten, saldırdığımız yok. Kaldığımız yerden siyasi çalışmalarımıza devam ederiz.”
“Bu kadarını IŞİD bile yapmadı”
Türkiye genelinde 23 kişinin Kobani’ye destek gösterilerinde öldüğünü hatırlatan Cens, ölenlerin 10’unun partileriyle bağlantılı oldukları için öldürüldüğünü söyledi. Kurbanların 5’inin kendi teşkilatlarından olduğunu hatırlatan Cens, diğer 5 kişinin ise dış görünümlerinden yola çıkılarak öldürülen inançlı vatandaşlar olarak tanımladı:
“Kobani’deki katliam olasılığı için Türkiye’de katliam yaptılar. Diyarbakır’da bir arkadaşımızı 27 yerinden bıçaklıyorlar yetmiyor. Üç arkadaşımızı damdan atıyorlar. Yine yetmiyor. Başlarını taşlarla eziyorlar. O da yetmiyor, arabayla üzerlerinden geçiyorlar. Bu da yetmiyor, molotof atarak yakıyorlar. Ben IŞİD’ı savunmuyorum. Ama IŞİD böyle bir katliam yaptı mı?"
“IŞİD’ı desteklemiyoruz”
HDP’nin kendilerini hedef göstermek için partilerini sürekli IŞİD ile ilişkilendirdiğini hatırlatan Cens, olaylara yaklaşımlarının hizipçi değil, ilkesel olduğunu belirtti:
“Ne birisi bizim ırkımızdandır, Kürttür diye, ne de bir diğeri bizim dinimizdendir, Müslümandır diye ona açık çek vermeyiz. Bizim prensiplerimiz vardır. IŞİD`in Kobani’ye saldırmasına karşı olduğumuz gibi, Amerika’nın da bölgede kurtarıcı rolüne bürünmesine de karşıyız. IŞİD bizi tekfir etti, bizi Müslüman kabul etmiyor. IŞİD yanlısı olduğumuz iftirası PKK’nın bize yönelik tek siyasi argümanıdır. Bu üç gün içinde yaptıklarına zemin hazırlamak için kullandılar. Bitlis’te saldırı düzenliyor, üç polis ölüyor. Sonraki gün PYD’nin genel başkanı Türkiye’ye ‘bize silah ver’ diyor. Var mı böyle bir şey. Bir örgüt veya siyasi parti bu kadar ilkesiz olabilir mi? Akşam öldüreceksin, sabah `Gel bana yardım et, yolu aç, tank gönder ordu ver`...”
"HDP halkı tahrikten yargılanmalı"
HDP`nin olaylardan sorumlu olduğunu savunan Cens, parti yetkililerinin yargı önüne çıkartılması gerektiğini düşünüyor:
"Eğer hukuk devletiysek, HDP, bu siyaset tetikçileri kin ve nefrete tahrik ettirmekten, cinayet ve katliamlara azmettirmekten yargılanmalıdır... `Çıkın sonuna kadar direnin` diyor. Bu ne demektir? Açık çek demektir."
Batman’da sokağa çıkma yasağı kalktı ama kent sakinleri hala tedirgin. Çarşı akşamın ilk saatlerinden itibaren sessizliğe bürünüyor. Bu tedirginliğin ne kadar süreceğini ise kimse bilmiyor.