• DOLAR 34.645
  • EURO 36.373
  • ALTIN 2917.398
  • ...
Hamas Savaşta Gerçekten Zafer Kazandı mı?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

israil’in Gazze’ye karşı başlattığı 51 günlük barbar ve vahşi savaş geride 2100’den fazla ölü, 11 binden fazla yaralı bıraktı. Şehri imarı yılları alacak şekilde tahrip etti.

Siyonist işgal rejiminin altı yıl içinde Gazze’ye karşı başlattığı üçüncü savaşın ardından birçok Filistinli savaşın nedenini, bu şekilde devam etmesini sorguluyor ve sıkıntılarını artırmayacak bir anlaşmaya varılmasına dair umutlarını dile getiriyor.

Filistin siyasetinde öne çıkan ve ilk sıraya oturan Hamas böyle bir çözümü sunabilir mi?

Son savaştan önce Hamas siyasi olarak yalnız kalmıştı. Müttefikleri olan Suriye, İran ve Hizbullah’ı kaybetmiş, en büyük zararı da Mısır’da Müslüman Kardeşler`e ve Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yapılan darbeyle görmüştü. Mısır kapısının kapatılmasıyla hayat damarı kesilmiş, gıda, yakıt ve silah edinme yolları büyük ölçüde darbe yemişti.

Mısır’da meşru yönetime darbe yapan Abdulfettah Sisi liderliğindeki Mısır ordusu Hamas’a karşı acımasız davrandı. Sina’da ordu birlikleriyle asi cemaatler arasındaki çatışmalardan kendisini sorumlu tuttu. Düşmanlıkta o kadar ileri gitti ki Gazze-Mısır arasındaki tünelleri bir bir yıktı ve onu dünyadan tamamıyla kopardı.

Süreçte Hamas sürekli artan bir krizin içine girdi. Gazze’deki kırk binden fazla memurun maaşını ödeyemez duruma düştü. Bir taraftan işgal rejimi, diğer taraftan Filistin Yönetimi Hamas’ın boğazını sıkmaya ve baskı kurmaya başladılar. Filistin Yönetimi`yle birlikte Haziran ayında oluşturduğu uzlaşı hükümeti ise imdadına yetişmedi.

Hamas bu haldeyken işgal rejiminin başlattığı savaşa girdi. Mütevazı imkânlarına rağmen 51 gün direndi. Bu savaşta kendini bölgesel siyasetin başına oturtmayı başardı.

Madalyonun diğer yüzüne bakarsak israil, ordusunun caydırıcılığını geri getirme dâhil, hedeflerinden hiçbirini gerçekleştirmedi. Hamas işgal rejiminin bütün çabalarına, engellemelerine ve baskılarına rağmen önceki savaşlarda kullandıklarına göre daha uzun menzilli füzeleri siyonist nüfusun yoğun olduğu kuzeyde Hayfa’dan Askalan’a ve güneyde de Dimona’ya kadar atmayı sürdürdü. Yine Hamas tünelleri bu savaşta çok iyi idare etti.

Bütün bu yeni taktikler, kazanımlar yenilmez ordunun imajını ayaklar altına aldı. Onun zayıf noktalarını ortaya çıkardı. Hamas savaşı bu şekilde kontrollü idare ederek Gazze’ye yakın bölgelerde yaşayan Yahudi yerleşimcilerin çoğunun bölgeden kaçmasını ve onlardan birçoğunun kendi hükümetlerini vatandaşlarını koruyamamakla suçlamasını sağladı.

Özetle Gazze savaşı var olan süreci salladı. Ancak israil ile Hamas arasındaki savaşın arkasındaki gizli sorunları çözemedi veya yaşanan savaşa neden olan şartları değiştirmedi. İşgal rejiminin kabul ettiği ateşkes bir önceki savaşın sonunda sağlanan ateşkesteki şartlara yakındır. İşgal rejimi o gün kabul ettiği ateşkesin maddelerini hiç uygulamadı.

israil şimdi Gazze üzerindeki kuşatmayı hafifletmeye ve inşaat malzemeleri ile insani yardımların bölgedeki insanlara ulaşmasına göz yumabilir. Ancak daha zor ve girift dosyalar var. Filistinli esirlerin serbest bırakılması, Gazze havaalanının ve limanının açılması bunlardan bazılarıdır ve bu konular önümüzdeki aylarda şiddetli tartışmalara sahne olacaktır. İşgal rejiminin, silahsızlandırmadan Hamas’ın taleplerine olumlu yanıt vermesine dair ufukta bir ışık görülmüyor.

Savaşta ve savaştan sonra yalnızlık duvarını kıran Hamas, bundan sonra sadece Gazze`nin imarı ve uzlaşının uygulanması konularında değil Filistin sahasındaki bütün konularda ağır sorumluluklar alacaktır.

Bütün bunlarla birlikte Hamas, israil’in dayattığı ambargonun kalkmasını destekleyen uluslararası camiadan israil’in güvenlik alanında duyduğu endişe konusunda baskı görüyor.

Daimi bir ateşkes ve barış anlaşması için iki tarafın bazı konularda taviz vermesi gerektiğini artık herkes biliyor. Bu konuda uluslararası camiaya düşen Filistin-israil çatışmasının sona erdirilmesinde Hamas’ın da ortak kılınmasını sağlamaktır.

Hamas direniş konusunda kendini ispat etti. Bu güç ve varlığıyla bölgede daimi bir adil barışın sağlanmasında ciddi bir katkı sağlayabilir.  

Muhaymir Ebu Sa’de / Filistin Haber

Bu haberler de ilginizi çekebilir