• DOLAR 34.644
  • EURO 36.387
  • ALTIN 2920.681
  • ...
Filistin Yönetimi Gazze Zaferini Neden İtiraf Etmiyor?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Filistin Yönetimi ile Fetih liderlerinin resmi söylem, açıklama ve tavırlarına bakan birinin, bunların Filistin halkıyla, bu halkın bağrından çıkan direniş güçlerinin Gazze’de düşmana karşı kazandığı zaferi kabullenmemelerini görünce dehşete düşmemesi elde değil.

İdare olarak Filistin Yönetimi`nin ve bu yönetimin tepesinde bulunan Fetih hareketinin lider ve sözcülerinin ortaya koydukları tavırlarda ve yaptıkları açıklamalarda bunların Filistin halkının zaferini kabullenmediklerini, bunu itiraf etmediklerini, bu halkla direnişinin işgal rejimine ve işgal askerlerine üstün geldiğini söylemekten kaçındıklarını, daha doğrusu bunu reddettikleri görüyoruz. Onlar zafer kelimesini kullanmadıkları gibi, bunu kullanmak ve kutlamak isteyen insanlara engel çıkarıyor ve onlara saldırıyorlar.

Bu insanları ve bunların takip ettikleri siyasi programı bilen biri onların tavır ve söylemlerinde bir gariplik görmez ve onları buna iten nedenleri de gayet iyi bilir. Siyonistler bile bunu Filistin halkı için zafer kabul ederken, işgal rejimini ve hükümetini zelil ve perişan ettiğini, olup bitenin kendileri için bir yıkım, hezimet ve perişanlık olduğunu ifade ederken, Mahmut Abbas ve çevresi Siyonistlerin kabul ettiğini bile reddediyor.

O zaman bunlar neden zaferi kabul etmiyor?

Bunun birkaç nedeni olduğunu düşünüyoruz:

1.Yönetim, liderlik ve sözcüler olarak bu güruh öncelikle kendine güvenini yetirmiştir. Örgütsel yapısı, bakış açısı ve iskeletiyle bu halka ve direniş için hiçbir zaferi istemiyorlar. Bu insanlarda aidiyet duygusu ölmüş. Bunlarda vatana mensubiyet krizi var.

2.Tarih olarak bu insanlar hep teslimiyetçi ve zayıf kalmışlar. Başarısızlığı dört gözle bekliyor, hezimeti yayıyorlar. Umudunu dış etkenlere bağlamış, onların baskı kurmalarını bekliyorlar. Filistin halkının gücüne, direnişe ve onun içerde ve dışarıda gösterebileceği iradeye inanmıyorlar.

3.Bunlar zarar etmeye alışıktırlar. Daha önce askeri savaşlarda hep kaybetmişler. Güney Lübnan’da, Beyrut ve Trablus’ta kaybettiler. İşgalciyle yaptıkları görüşmelerde kaybettiler. Görüşme metotları başarısız kaldı. Ellerindeki bütün belge ve kartları işgalciye verdiler. Geleceklerini düşmana bağladılar.

4. Kemiklerine kadar işgalci tarafından kuşatılmışlar. Düşman istihbaratı iliklerine kadar ulaşmıştır. Tutumları bağlı oldukları karanlık noktalara gayet uygundur.

Bunlar Filistin adına konuşmazlar. Onların direnişle bir ilgileri yoktur. Onları direnişe bağlayan bir bağ da yok.

Gazze savaşından önce direnişe ve direniş liderlerine saldırıyorlardı. Saldırı esnasında bütün dünya direnişe sempati duyunca ve ondan yana tavır ortaya koyunca bu kez direnişçi kesildiler. Savaş bitince tekrar eski konumlarına dönüp efendilerinin siyasetine uygun olarak direnişe dil uzatmaya ve onu arkadan hançerlemeye başladılar.

5. Bunlar Filistin halkının ve direnişinin zafer ve üstünlüğünü itiraf etmeyecekler. Çünkü itiraf ve kabullenme onları siyasi olarak zora sokacak, onların takip ettikleri teslimiyetçi barışçıl anlayışlarını bitirecek ve şimdiye kadar bir kazanım sağlamayan tavizkar siyasetlerini gün yüzüne çıkaracaktır.

O nedenle bu takımın siyasi arenada ve basın yayın yoluyla Hamas’a karşı sürdürdükleri savaş bir intikam savaşıdır. Bu savaş aslında tarihi hezimetin itirafı; pusulayı kaybetmeleri, düşmanı tanımaları ve halkın hukukunu yok saymaları kendilerine bulaşan derin krizin ifadesidir.

Bunlar artık zamanın dışında kaldılar. Bozuk ürün satan satıcıya benziyorlar. Bozuk malı alacak müşteri olmadığı gibi, onu geri alacak bir tüccar da yok. Onlarla birlikte barış görüşmeleri başarıya ulaşmadığı gibi, direniş de onları kabul etmiyor. Geçmişi kaybettikleri gibi geleceği de kaybettiler. Onun için direnişçilere bu düzeyde saldırıyorlar. Ölünceye kadar da bunu yapacaklar.

Düşmana karşı bile olsa her türlü başarı, zafer ve üstünlüğü görmezlikten gelecekler.

Re’fet El-Murra / Filistin Haber

Bu haberler de ilginizi çekebilir