MARDİN – Nusaybin'e komşu olan Suriye Kamışlı şehrinden atılan havan topu parçalarının şehir merkezine düşmesi ve zaman zaman duyular patlamalar, Nusaybin halkını tedirgin ediyor.

Çatışma bölgesinden kaçan Qamışlo halkı ise Nusaybin sınırına akın ediyor. Türkiye’ye giriş yapmak isteyen Suriyelilerin geçişine izin vermezken sınır hattı boyunca güvenlik önlemlerinin artırıldığı görüldü.

Çatışmalar nedeniyle iş yapamaz hale geldiklerini ve birçok esnafın kepenk kapatmak zorunda kaldığını dile getiren esnaf, savaştan dolayı şuan bütün Nusaybinlilerin tedirgin olduğunu,  bu tedirginliğin ve belirsizliğin ne zamana kadar süreceğini merak ettiklerini söylediler.

“Halkta bir tedirginlik hâkim”

Geçtiğimiz günlerde IŞİD ile PYD arasında çıkan çatışmada bir havan topu mermisi Nusaybin’e düştüğünü, ancak can ve mal kaybının yaşanmadığını hatırlatan esnaf Hasan Aktaş, ancak halkta bir tedirginliğin yarattığını ifade etti.   

“Biran önce çözüm bulunması lazım”

Aktaş, “Savaştan önce Suriye ile ticari ilişkilerimiz vardı, halk sınır kapıları sayesinde evine ekmek götürüyordu. Ancak savaş çıktıktan sonra kapılar kapandı ve esnafın çoğu kepenk kapatmak zorunda kaldı. İşsiz kalan insanlar batıya çalışmaya gitmek zorunda kaldılar. Biz bu durumdan şikâyetçiyiz. Yetkililer biran önce bu duruma bir çözüm bulması gerekir.” diye konuştu.

“3 yıldır kan ağlıyoruz”

Nusaybin’e düşen havan topunun şehir merkezine düşmemesi can kayıplarının önüne geçtiğini belirten Mahmut Kardaş ise şunları söyledi: “Eğer havan topu İpekyolu’na değil de şehir merkezine düşmüş olsaydı (Allah Korusun) can kayıpları yaşanırdı. 3 yıldır esnaf olarak kan ağlıyoruz, ancak sesimizi duyan yok. Birçok esnaf arkadaşımız kepenk kapattı. İşsiz kaldılar. Nusaybin’in tek geçim kaynağı Suriye Sınır Kapısı’ydı, kapının kapanmasıyla tüm esnafın işi düştü. Çek ve senetlerini zamanında yatıramaz oldular. Devlet, esnafa ne bir kredi verdi, ne de bu soruna el attı. Kalan esnafın batmaması ve halkta oluşan korku atmosferinin dağılması için acil eylem planlarının devreye sokulması gerekir diye düşünüyorum.”  (M. Salih Keskin/Cihat Şayık- İLKHA)