`Okul önlerindeki tehlikelere dikkat!`
Eğitim öğretim yılının başlamasıyla okul önlerinde uyuşturucu satanlara dikkat çeken eğitimciler,yetkililere daha dikkatli olunması çağrısında bulundu.
DİYARBAKIR - Eğitim öğretim yuvası olan okulların önlerinde olmaması gereken tuzakların çocukları tehdit ettiğinin altını çizen eğitimciler, özellikle okulların önünde uyuşturucu maddeleri çocuklara temin eden uyuşturucu tacirlerine dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Konu ile ilgili olarak İlke Haber ajansına önemli açıklamalarda bulunan İkra Eğitim Der Genel Başkanı Murat Arslan, uyuşturucu kullanma yaşının ilkokul seviyesine kadar düşmüş olduğunu gösteren araştırmaların, bu konunun ne kadar ehemmiyet verilmesi gereken bir konu olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
“Asıl adımı atması gerekenin devlettir”
Alınacak tedbirler konusunda asıl adım atması gerekenin devlet olduğunu belirten Arslan, “Devlet sorunun kaynağını tespit etmeli, çocuklar uyuşturucuya nasıl ne şekil bulaşıyor ise bunu engelleme adına en iyi engelleme yollarını ortaya koymalıdır.” uyarısında bulundu.
Gençlerin bu tür maddeleri kullanmaya başlamasının hikâyesinde, arkadaş çevresinin çok etkin olduğuna rastladıklarını belirten Arslan, yaşı küçük olan çocukların ise arkadaş çevresinden ziyade okul önlerinde bu tür uyuşturucu maddelerin kendilerine bir şekilde ulaştırılmasının daha etkin olduğuna dikkat çekti.
Arslan, “Mademki çocuklar okul civarında buna bulaşıyor, okul civarında dolaşan çeteler bu işin organizasyonu yapıyor; o zaman okulun kapısına sadece bir güvenlikçi dikmekle bu sorun çözülmüyor demektir. Dikkat ederseniz sadece şuan alınan tek tedbir, olumsuz durumların yaşanmasına yönelik olarak alınan tek önlem, her okulun kapısına sadece bir güvenlik görevlisi bırakmak olmuş. Ama okul civarında bir denetim yok, bir kontrolü yok. Bununla ilgili olarak okul civarında özellikle eğitim öğretimin yapıldığı saatler ve çocukların geliş ve çıkış saatlerinde kontroller daha da sıkılaştırılmalı, özellikle bu saatlerde polislerin daha etkin ve caydırıcı tedbirler almaları gereklidir. “ önerisinde bulundu.
“Anne baba tarafından yapılacak olan denetim daha etkili olur”
Çocuk üzerinde en etkin sayılabilecek denetimin anne / baba tarafından yapılacak olan denetim olduğuna dikkat çeken Arslan, anne / babanın çocuğa hissettirmeden günübirlik yaşadıklarını, faaliyetlerini ve varsa sıkıntıları öğrenmesi gerektiğini söyledi.
Arslan, “Polis tedbir alsa bile, anne / babaya düşen görev hiçbir zaman sona ermiyor. Dolayısıyla anne babanın çocuğunu kontrol altında tutması ve gün içinde yaşadıklarını öğrenmesi çocuğunda oluşabilecek olumsuzlukları fark ederek erken bir şekilde müdahale edebilmesini sağlayacaktır.” dedi.
Bilinçli bir anne/babanın çocukları üzerinden arkadaşlarını da tanımasına önem vermesi gerektiğini belirten Arslan, böyle bir durumda sadece okul kapılarında ya da çevresinden değil, okul içerisinde de çocuğunun başına gelebilecek olumsuz bir durumdan çocuğunu koruyabileceğini sözlerine ekledi.
“Okul yönetimi böyle bir tehlikenin farkında olarak hareket etmelidir”
Çocukların olumsuz davranışlar edinmeleri ve kendilerine zarar verebilecek maddelere bulaşmasını engelleyebilecek en önemli adımlardan birinin de okulların alacağı tedbirler olduğuna dikkat çeken Arslan, okul içerisinde çocukların olumlu davranışlar edinmesinde öğretmenlerin rolünün büyük bir payı olduğunun altını çizdi.
Arslan, “Okul içerisinde, özellikle üst sınıflarda okuyan öğrenciler hem sözünü ettiğimiz maddeleri okul sınırları içerisine sokarak çocuklara burada veriyor, hem de kötü ahlakları ile çocukların olumsuz etkilenmesine sebep olabiliyor. Okul yönetimi böyle bir tehlikenin farkında olarak hareket etmelidir. Dolayısıyla okul yönetimi uyuşturucuya meyilli olarak kendilerine akseden ve tespit ettikleri çocukları gözlem altına alabilirler. Çocukların olumsuz davranış edinmelerini sağlayan ve bu yönde kötü or-örnek olan çocuklara yönelik daha ciddi adımlar atabilir. Genelde etkileşim teneffüste olduğu için nöbetçi öğretmenler bir köşede oturup çay içmektense öğrenciler arasında dolaşarak bu türden meydana gelebilecek ortamlara müsaade etmeyebilir.” önerilerinde bulundu.
“Ders müfredatlarında bu hususta radikal adımların atılması gerekir”
Ders müfredatlarının da bu bağlamda iyi bir revizyona ihtiyaç duyduğunu ve bu hususta radikal adımların atılması gerektiğini belirten Arslan, Bunun la ilgili okul yöneticilerinin STK’larla görüşerek okullarda seminerler vermesinin faydalı olacağını söyledi.
Gerek uyuşturucu gerekse de kötü ahlak edinmenin temelinde çocukların içerisinde bocaladıkları manevi boşluğun büyük bir etkisinin olduğunu belirten Arslan, eğitim ve öğretim kurumlarının başında bulunanlar ile beraber toplumun tüm dinamiklerinin, toplumun geleceği olan çocukların bulaştığı bu durumları sorgulaması gerektiğini söyledi.
“Manevi anlamda duyulan bu boşluk ancak İslam ile doldurulabilir”
Arslan, “Bir çocuk neden uyuşturucuya yönelir? Bir çocuk niçin hırsızlık yapar? Ya da toplumun tasvip etmediği durumlara çocuklarımız niçin yönelir? Bunları sorgulamamız gerekir. Böyle bir sorgulamada; manevi anlamda bir boşluk içerisinde olan çocukların, huzursuz ve sıkıntı içerisinde olan çocukların bu tür olumsuz davranışlara yönelimin daha kolay olduğu görülecektir. Bu kişilerde sorunlarından kurtulmak istedikleri için bir yol arayışına gidiyorlar. Manevi bir boşluk da söz konusu olduğu için ister istemez böyle yollara tevessül ediyorlar. Tüm tecrübeler şunu gösteriyor ki; manevi anlamda duyulan bu boşluk ancak İslam ile doldurulabilir. Bunu ihmal etmemek lazım. Zira ruhi bunalıma sebebiyet verebilecek olan manevi boşluklar insanı her yola sevk edebilir.” uyarısında bulundu.
Bu tür olumsuz durumlara karşı alınacak en etkin yolun, çocukları sürekli olarak manevi bir atmosferde tutmak olacağını belirten Arslan, yaz aylarında çocukların devam ettikleri Kuran kurslarının, kışında aynı tempo ve heyecanla devam ettirilmesinin çocukların manevi anlamda doyurulmalarını sağlayabilecek bir adım olduğunu sözlerine ekledi.
“Devlet bu halkın çocuklarını korumakla mükelleftir”
Konu ile ilgili olarak bir değerlendirmede bulunan Eğitim Bir Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş ise, halkın bu konuda daha duyarlı olmasını ve herkesin okulların güvenliği açısından daha hassas hareket etmesini istediklerini söyledi.
Halkın duyarlılığının insani bir görev olduğunu belirten Memiş, bu işin asıl takipçisinin devlet olduğunu ve bu görevini hakkıyla icra etmesini beklediklerinin altını çizdi.
Memiş, “Halk vergisini veriyorsa, devlete karşı yükümlülüklerini yerine getiriyorsa, bu halkın çocuklarını okulun önlerinde korumakta devletin yetkililerinin, birimlerinin işidir. Yine bu konuda İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri, hangi okulda sıkıntı varsa, resmi yazışmalarını yaparak il valiliğine gönderir. Orada polis okulların önünde kesinlikle tedbir almaları gerekir.” şeklinde konuştu.
“Art niyetli insanlar gelip o küçücük çocuklarımızı zehirliyorlar”
Kırsalda uyuşturucu ile mücadele edilirken şehir merkezlerinde, mahalle aralarında, okulların önünde yıllardır bu durumun göz ardı edildiğini ve bu alanların uyuşturucu tacirlerinin adeta inisiyatifine terk edildiğini belirten Memiş, “Yıllardır bu art niyetli insanlar gelip o küçücük çocuklarımızı zehirliyorlar. Onları toplum için zararlı bir duruma gelmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Tabi bu çocuklar zamanla asi bir duruma gelerek kendi ailelerine karşı gelmeye başlıyorlar. Bu yüzden gerek polisin, gerekse de İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin bu konuda acilen önlem alıp bütün okulların önünde emniyet tedbirlerini artırmaları gerekir. “ uyarısında bulundu.
“Devletin acilen uyuşturucu ile mücadele hususunda radikal bir adım atması gerekir”
Okullarda güvenliği sağlayacak personellerin mutlaka istihdam edilmesi gerektiğini belirten Memiş, okullarda güvenliklerin sağlanamaması durumunda ailelerin çocuklarını okullara göndermede tereddüt ettiğini söyledi.
Memiş, “Bugün mahalle aralarında görüyoruz oralarda uyuşturucu satan insanlar cirit atıyor. Gerek mahalle aralarında gerekse de okul önlerinde bu çocuklarımızı korumak adına yeterli tedbirlerin alınmadığı kanaatindeyiz. Ailelerde böyle bir durumda çocuklarını okula gönderme noktasında tereddüt içine giriyor. Çünkü çocuklarının böyle bir durumda kimin eline düşeceğini biliyorlar. Bu yüzden devletin acilen uyuşturucu ile mücadele hususunda radikal bir adım atması, aileler ile uyuşturucu tacirlerini karşı karşıya getirmeyecek bir önlem alması gerekir. Aksi takdirde yarın bir veli bu şebekelerden biri ile sataşır, tartışır ya da bir kavga içine girerse, bu durum çok ciddi sorunlara sebebiyet verecektir. Bu konuda da acilen emniyet tedbirlerini almasını bekliyoruz.” dedi. (Fikret Özkan-İLKHA)