• DOLAR 34.305
  • EURO 37.545
  • ALTIN 2928.218
  • ...
“Bedeli Her Ne Olursa Olsun” dedi ve…
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Her iyi veya kötü gelişmenin arkasından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaşananları çözüm süreciyle ilişkilendirerek, bedeli her ne olursa olsun çözüm sürecini devam ettireceklerini açıklıyor…

Şimdi Sayın Erdoğan’a şu 15 soruyu sormak isterim:

1-Bedeli PKK/HDP’nin, sizin de bizim de yüce kitabımız olan Kur’an-ı Kerim’e saldırısı olsa da mı?

2- T.C. vatandaşı mütedeyyin kimlikleriyle tanınan şahısların işyerlerine ve evlerine bombalı saldırılar yapsalar da mı?

3- PKK/HDP yandaşları tarafından İslami çalışmalarıyla bilinen sivil toplum kuruluşlarına rutin olarak bombalı ve molotoflu saldırılar yapılsa da mı?

4- Türkiye’de mevcut tüm siyasi partiler arasında referansının İslam olduğunu kamuoyuna açıklayan tek siyasi parti olan HÜDAPAR’ın parti binalarına ve seçim bürolarına bombalı ve molotoflu saldırılar yapılsa da mı?

5- PKK, HDP’ye oy vermeyip HÜDAPAR’a oy verdikleri için kırsal alanda birçok aileyi tehdit etse de mi?

6- Bu ailelere yönelik kaçırma girişimleri yapılsa da mı, PKK/HDP köy basıp kadınları tarasa da mı?

7- PKK yandaşları bölgede uluorta mütedeyyin kimlikleriyle tanınan şahıslara yönelik silahlı suikast düzenleyip öldürseler de mi?

8- PKK/HDP yandaşları bir yandan Lice’de T.C’ye ait bayrağı indirip diğer yandan Apo tarafından öldürtülen Mahsum Korkmaz’ın heykelini dikseler de mi?

9- Bölgede yolları kesip T.C’ye askerlik yapan, vatandaşı olan ve vergi ödeyen insanlara eziyet etseler de mi?

10- Bölgede kamunun menfaatine sayılacak baraj, fabrika, yol yapımı gibi işlerde çalışan işçileri ve işverenleri tehdit edip kaçırsalar da mı, bu şantiyelere ait iş makinalarını yakıp bekçileri tarasalar da mı?

11- Bölgede T.C. vatandaşlarından vergi adı altında zorla haraç toplasalar da mı?

12- T.C. vatandaşı ailelerin çocuklarını kandırarak dağa kaçırsalar da mı?

13- Kamuya ait Ptt, banka, okul, müftülük ve diğer kamu binalarına ve araçlara saldırıp yaksalar da mı?

14- Kaymakamlık resmi araçlarını kaçırıp köy köy dolaşsalar da mı?

15- Bölgede PKK/HDP yandaşlarının basın mensuplarına-gazetecilere yönelik kaçırma eylemleri olsa da mı?

İşte cevapları:
1- 23 Ağustos 2014 tarihinde Lice’deki heykel olayını bahane edip eylem yapan PKK/HDP liler Bingöl Yeni mahallede bulunan bir medreseye molotof atıp kullanılamaz hale getirdi. İçindeki Kur’an-ı Kerimler de zarar gördü…
Yine 26 Ağustos 2014 tarihinde PKK/HDP li bir grup Muş’un Varto ilçesinde bir Kur’an kursuna saldırıp içindeki Kur’anlara zarar verdi…

2- Mütedeyyin kimlikleriyle bilinen birçok insanın ya evine ya da işyerine PKK/HDP lilerce bombalı ve molotoflu saldırılar yapılıyor. 24 Ağustos 2014 te Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde daha önce PKK/HDP lilerce dağa kaçırılıp 4 gün sonra serbest bırakılan HÜDAPAR Dicle İlçe Başkanı Ercan Alpaslan’ın ve bir parti gönüllüsünün işyerlerine molotoflu saldırı yapıldı. Saldırganlar dükkanları yakmak istediler… Hükümetten çıt yok…

3- Türkiye genelinde Mustazaflar Cemiyeti ve ona yakın onlarca derneğe özellikle 2006’dan bu yana 100’ün üstünde saldırı yapıldı. Ancak hiç birinin faili yakalanmadı. Aleni birkaç olay hariç hiç biri hakkında soruşturma dahi açılmadı…
4- 2012’nin sonlarında kurulan Hür Dava Partisine bir yıl içerisinde onlarca saldırı gerçekleştirildi. Ancak durum aynı. Ne fail bulundu ne de soruşturma açıldı… Lice’de ise 2014 yerel seçim çalışmaları sırasında Liceli esnafı ziyaret eden HÜDAPAR lılara yönelik çirkin saldırı yapıldı ve araçları yakıldı. Durum aynı…

5- Başta D.bakır’ın Lice ilçesinin köyleri olmak üzere bölgenin kırsal yerleşim yerlerinde dindar Kürtlere yönelik tehditler yapılıyor. PKK/HDP baskısıyla köyünden çıkmak zorunda kalan aileler var. Bazı aileler de direniyor ancak onlar da diken üstünde. Her an kaçırılabilir veya öldürülebilir. Hükümet hiçbir tedbir almıyor…

6- 17 Mayıs 2014 gecesi Lice’nin Darakol köyünde M.A’nın evini basıp kendisini kaçırmak isteyen PKK/HDP lilere direnen M.A, kardeşi ve kızı PKK lilerce tarandı… Ev sahipleri Jandarmayı aradı. Cevap: “gelemiyoruz”…

7- 28 Mayıs Çarşamba günü saat: 15.30 sıralarında Mardin`in Dargeçit ilçesinde Mehmet Uğurtay adında bir vatandaş servis aracı içinde öğrencileri beklerken gündüz ortası PKK lilerce katledildi…

8- 8 Haziran 2014’te Diyarbakır’da çıkan olaylarda bir gösterici 2. Hava Kuvvet Komutanlığı garnizon sahası içine girip Türk bayrağını asılı olduğu direkten indirdikten sonra 2 metre yükseklikteki tel örgülerden dışarı çıkmıştı…

9- Özellikle son yıllarda artan ve vergi adı altında insanlardan zorla para alan PKK/HDP liler halkı bezdirmiş durumda. Hükümet ise bu duruma seyirci kalıyor…

10- Yine sürekli olmakla beraber özellikle de son günlerde yoğunlaşan şantiye işçilerini kaçırma eylemlerini halk hayretle izliyor. Maalesef hükümet de izliyor… Şantiyelere ait araçlar yakılıyor, çalışanlar tehdit ediliyor ve kaçırılıyor…

11- T.C’ye, vatandaşı olduğu için kullandığı ve tükettiği her şeyin vergisini veren bölge halkından ikinci bir vergiyi de PKK/HDP liler istiyor. Vermek istemeyenler ölümle tehdit ediliyor veya evlerinden barklarından ediliyor… Bunu bölge halkı çok iyi biliyor. O kadar ki halk arasında konuşulan meseleler arasında… Hükumet ise sesini çıkarmıyor…

12- En son olarak çözüm sürecinde yüzlerce ailenin çocukları kandırılarak dağa kaçırıldı. Pikniğe götürüyoruz diye Lice’nin bir kırsalına götürülen çocuklar oradan da PKK’ye teslim edilmiştir. Onlarca aile aylardır D.bakır Şeyh Said Meydanında eylem yapıyor. Ancak ne PKK/HDP ne de AKP/Hükumet yetkilileri bu acılı anneleri bir tülü duymak istemiyor…

13- Çok yakın zamanda hatta bu günlerde Varto’da, Hani’de, Bingöl’de, D.bakır’da ve birçok yerde eylem yapan PKK/HDP liler kamuya ait mallara ciddi zaralar veriyor. Ancak Hükumet hala sessiz…

14- Mustazaf-Der eski genel başkanı avukat Mehmet Hüseyin Yılmaz katıldığı bir TV programında “Lice’de kaymakamlığa ait bir araç PKK/HDP liler tarafından kullanılıyor” dedi. Ancak hükümet ve yetkililer yalanlayamadı. Ayrıca Hani’de de kaymakamlık resmi aracının PKK/HDP liler tarafından alıkonulduğunu herkes biliyor. Ancak hükumet tüm bunlara sessiz…

15- 27 Ağustos 2014’te İLKHA muhabiri Ali Adıyaman Silvan’ın bir köyünde kaçırılıyor, halk ve medya kuruluşlarının yoğun baskısıyla 4 gün sonra serbest bırakılıyor… Jandarmaya giden Adıyaman’ın ailesine jandarmanın verdiği cevap aynen şu: “Siz gidin oğlunuzu BDP’den isteyin onlar bizden daha erken işi hallederler”… Yani devlet, kurumlarıyla PKK’yi resmen ikinci bir merci, ikinci bir devlet olarak görüyor…

İşte bu sorulara cevap olarak lisan-ı halleriyle “evet” diyen AKP/Hükumet halka ve Hakk’a nasıl hesap verecek?
Eğer çözüm sürecinin bedelleri bunlarsa çözümleri batsın…

Serhad Yıldırım

Bu haberler de ilginizi çekebilir