Tahir Elçi: Adalete olan çok sınırlı güven de tümüyle aşınmıştır
Diyarbakır Barosu Adli Açılış Yılı dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında Türkiye'de yaşanan hukuksuzlukların, insanların hukuka olan güvenlerini sarstığını söyledi.
DİYARBAKIR - Diyarbakır Baro Av. Tahir Elçi adli yıl açılışı vesilesiyle baro üyeleri ile adliye sarayı önünde düzenlediği basın açıklamasında geçen yıldan bu yana Türkiye’de ve Dünyada insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygı sağlanamadığını belirterek, toplumun hak ve adalet sorununun bütün ağırlığıyla varlığını sürdürdüğünün altını çizdi.
Hukukun üstünlüğüne dayalı bir toplumda, bireyin ve toplumun en temel güvencesinin bağımsız ve tarafsız yargı olduğunu söyleyen Elçi, Türkiye’de tarih boyunca yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının hep sorun olduğunu ifade etti.
“Yargıda tam bir kaos yaşanmaktadır”
Elçi, “Geride bıraktığımız yıl yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlenmesi bir yana, yargının içinde olduğu içler acısı durum bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Bir yandan yargı içindeki ideolojik-politik klik ve gruplaşmaların varlığı ayyuka çıkmış, öte yandan geçtiğimiz Aralık ayında İstanbul’da başlatılan bir yolsuzluk soruşturması ve yargı içindeki bir yapının tasfiyesi gerekçe gösterilerek dünyanın demokratik olmayan ülkelerinde bile görülemeyecek nitelikte yargıya müdahaleler yapılmış, yapılmaktadır. Yargıda tam bir kaos yaşanmaktadır. Toplumun yargıya ve adalete olan çok sınırlı güveni de tümüyle aşınmış, Anayasa Mahkemesinin istisnai bir iki kararı dışında Türkiye’deki yargının adalet üretmediğini artık herkes anlamıştır.” ifadelerini kullandı.
Uzun tutukluluk süresi, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Ceza Kanunun örgüt suçlarına ilişkin hükümlerinin yorumlama biçimi ve uygulamalarının yol açtığı hukuksuzluk ve adaletsizliklerin devam ettiğine dikkat çeken Elçi, hala binlerce insanın bu nedenlerden dolayı cezaevlerinde olduğu söyledi.
“Binlerce suç dosyası zaman aşımına uğradı”
Elçi, “Keza, çeşitli hastalıklar nedeniyle cezaevlerinde ölümle pençeleşen onlarca hükümlü veya tutukluların sorununa, yaşam hakkını koruyucu, uygun bir çözüm getirilmemiştir. Yine 1980 Askeri Darbe döneminde Diyarbakır Cezaevlerinde ve 1990’lı yıllarda devlet görevlileri tarafından işlenen insanlığa karşı ağır suçların sorumlularının soruşturulmasının niyet ve iradesinin bulunmadığı da ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası insan hakları hukukuna ve uluslararası mahkeme kararları göz ardı edilerek insan haklarının ağır ihlaline ilişkin binlerce suç dosyası zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle ortadan kaldırılmaktadır.” dedi.
“Feyzioğlu’nun tavrı ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmeli”
İnsan haklarının ağır ihlali ve bu ihlallerden sorumlu devlet görevlilerinin soruşturulmaması sorunu sadece geçmişe ait bir mesele olmadığını, aksine bu günde bu hak ihlallerinin yaşandığını örneklerle açıklayan Elçi, Diyarbakır Barosu olarak sivil-masum insanlara karşı işlenen bu suçların takipçisi olmaya devam edeceklerini söyledi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanının Danıştay’ın 146. kuruluş yıldönümündeki tavrından dolayı Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı dâhil hiç bir Hükümet yetkilisinin Adli Açılış Yılı törenlerine katılmamasını da eleştiren Elçi, Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu’nun tavrının ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini savundu.
“Ortadoğu’daki savaş milyonlarca insan için hayatı bir cehenneme çevirmiştir”
Suriye ve Irak’ta yaşanan olaylara da değinen Elçi, son iki yıldır Adli Yılın ilk günü ile 1 Eylül Dünya Barış Gününün birleşmesi nedeniyle yeni adli yılın Bir Barış Yılı Olmasını dilemelerine rağmen bölgede ve özellikle Suriye ve Irak’ta yaşananların üzüntü verici olduğunu söyledi.
Elçi, Filistin ve Güney Kürdistan coğrafyası barış yerine, kuralsız ve acımasız savaşlara sahne olmuştur. Halen bizi de doğrudan ve yakıcı şekilde etkileyen Ortadoğu’daki savaş milyonlarca insan için hayatı bir cehenneme çevirmiştir.” şeklinde konuştu. (Fikret Özkan - İLKHA)