Diyarbakır STK`ları çözüm sürecine sahip çıktı
Memur Sen ve Dicle Üniversitesi öncülüğünde başlatılan ve çok sayıda sivil toplum kuruluşunun destek verdiği sivil inisiyatiften çözüm süreci ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.
DİYARBAKIR - Tarihi Keçi Burcu`nda düzenlenen basın açıklamasına Diyarbakır’da faaliyet yürüten çok sayıda STK temsilcisi katıldı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Memur-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş, ülkede yaklaşık 40 yıldır kardeşkanının aktığını belirterek bu kanın durdurulması için atılan adımların başlatılan sürece halkın büyük bir destek verdiğini söyledi.
“Son aylarda yaşananlar çözüm sürecini sekteye uğratmaktadır”
Halkın bu kadar büyük bir destekle üzerinde durduğu sürecin son günlerde baltalamaya çalışıldığını ifade eden Memiş, “” Ülkemizin çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteren bazı sivil toplum kuruluşlarına ve bölgedeki dinamiklere yönelik tahrik edici girişimlere karşı halkımız derin endişe duymaktadır. Ayrıca, son aylarda yaşanan yol kapatma eylemleri, adam kaçırma ve güvenlik güçlerine yönelik saldırılar çözüm sürecini sekteye uğratmaktadır. Bu olayların zamanlamasının da manidar olduğunu düşünmekteyiz.” ifadelerini kullandı.
Sivil Toplum Kuruluşları, Kanaat Önderleri, İş Adamları, Alimler ve Dicle Üniversitesi olarak özellikle bölgenin maddi ve manevi kalkınmasına da vesile olan Çözüm Süreci’ne sonuna kadar destek verdiklerini ve bu sürecin, başarıya ulaşması için ellerinden gelen her türlü çabayı göstereceklerini ifade eden Memiş, bunun aksi yöndeki gelişmeleri hiçbir şekilde kabul etmeyeceklerinin altını çizdi.
“Şiddeti bir hak aracı olarak görenlerin karşısında olduğumuzu ilan ediyoruz.”
Memiş, “Tüm Türkiye’ye duyurmak istiyoruz. Çözüm sürecini baltalamaya ve saptırmaya yönelik tüm faaliyetlerin karşısında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Şiddeti bir hak aracı olarak gören, bölge halkının hassasiyetlerini göz ardı eden ve yıllardır halkın mağduriyetleri üzerinden nemalanan tüm organizasyonların karşısında olduğumuzu ilan ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Sürecin sekteye uğratılması durumunda en fazla zarar görenin masum bölge halkı olacağını söyleyen Memiş, toplumu temsil eden tüm siyasilerin ve tüm Sivil Toplum Örgütlerinin sürece müdahil olup etkin rol alması gerektiğinin altını çizdi.
Tüm yaşananlara rağmen bölge halkının sağduyusunu koruyacağına inandıklarını belirten Memiş, “halkımızın kimden gelirse gelsin Çözüm Sürecini sekteye uğratacak hiçbir harekete pirim vermeyeceğine olan inancımız da sonsuzdur.” temennisinde bulundu.
“1 Eylül zulmü ve zalimleri birlikte bitirebileceğimizi haykırma günüdür”
1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle de kısa bir açıklama yapan Memiş, 1 Eylül’ün, barışı dünyaya hakim kılmak isteyen bütün insanların, barışı, merhameti ve adaleti insanlığa hediye etmenin gayreti içerisinde olanların ses verme günü olduğunu söyledi.
Memiş, “1 Eylül, çocuklarımıza, gelecek nesillere, dünya insanlığına birlikte yaşayabileceğimizi, birlikte yol alabileceğimizi, zulmü ve zalimleri birlikte bitirebileceğimizi haykırma günüdür.” dedi. (Fikret Özkan - İLKHA)