Başbakan Ahmet Davutoğlu`nun açıkladığı 62`inci hükümette Gümrük ve Ticaret Bakanlığı`na Nurettin Canikli getirildi.

Kulislerde liste dışında kalacak isimler arasında gösterilmeyen Yazıcı`nın koltuğu kaybetmesi sürpriz olarak görüldü.

Kulislerde konuşulanlara göre yakın tarihe dikkatli bakıldığında bu değişim kaçınılmazdı. "Paralel devletle" mücedeleyi gündemin ilk sırasına koyan Erdoğan ve Davutoğlu, kabineyi de bu yönde şekillendirmiş oldu.

Yazıcı`nın Erdoğan`ın Pensilvanya ile olan mücadelesinde yeterince destek vermediği iddiaları uzun süredir dillendiriliyordu.

PARALEL DEVLET DEĞERLENDİRMESİ ÇOK GERÇEKÇİ DEĞİL

Yazıcı`nın kabine dışında kalmasına neden olarak 17 Aralık sürecinde yaptığı bir açıklama gösterildi. 25 Ocak`ta Rize`de yaptığı bir konuşmasında "Paralel devlet değerlendirmesini çok gerçekçi bulmuyorum" sözler çok konuşulmuştu.

Paralel devlet kelimesini düşürmeyen Erdoğan`a karşı Yazıcı, paralet devlet değerlendirmesini çok gerçekçi bulmadığını açıklamıştı. Şaşırtan açıklama iktidara yakın çevrelerde büyük tepki çekmişti.

Hükümet cemaat savaşının en hararetli döneminde Yazıcı, paralel devlet iddialarıyla igili şunları söylemişti:

"Türkiye`de bizim 4 tane kırmızı çizgimiz var. Tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek millet diyoruz. Bu topraklarda tek devletin yanında hiçbir zaman paralel diye bir yapı söz konusu değil ama devletin yönetim şeması içerisinde bazı kişilerin paralel uygulamalar içerisine girdiklerini söyleyenler var. Bunlar söylenebilir. Bunların da bir paralel devlet şeklinde değerlendirilmesinin çok gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Böyle bir şey olamaz çünkü tek devlet var. Devletin yönetim şeması içerisinde, yaşanan olayları da dikkate aldığımızda paralel uygulamalara gidildiği iddiaları var. Bunların elbette ki kanıt ve belgelerle ortaya çıkması lazım. Öyle bir saptama olursa onu da hep birlikte göreceğiz."

İKİNCİ AÇIKLAMA

Sözlerin medyada geniş yer bulunca Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, bir gün sonra Trabzon`da şu açıklamayı yapmıştı:

“Dolayısıyla biz aralık ayının ortalarından itibaren Türkiye’de yaşananları, hükümetimize yönelik, hükümetimizin halktan aldığı desteği azaltmaya dönük ve elbette ki AK Parti’nin lideri Türkiye’nin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karizmasını çizmeye dönük bir proje olarak görüyoruz. Bunda şüphe yok. Buna paralel devlet mi dersiniz paralel yapı mı dersiniz hepsi aynı sonuca çıkar. Ben orada sadece bu paralel yapı anlamında bir değerlendirme yapmıştım. Paralel yapı anlamında değerlendirme yaparken tabi ki böyle bir şey olmadığının sonucunun çıkarsanmasının doğru olmadığının altını çizmek istiyorum.”

MERSİN GÜMRÜKTE "PARALEL MEMUR" İDDİASI

Yine Yeni Şafak gazetesinde geçtimiz Mart ayında Yazıcı ile ilgili çarpıcı bir idda ortaya atılmıştı. Yeni Şafak gazetesinin "paralel yapı" ile ilgili bir haberi, bir süre önce Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı tarafından sert bir dille yalanlanmıştı.

Gazete "Hayati Yazıcı, skandala açıklık getirmek yerine Yeni Şafak`a medya etik dersleri vermeye kalkıştı." sözleri ile cevap vermişti.

Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü M.K`nın, Mersin Gümrük Muhafaza Müdürlüğü`nü, il emniyetindeki paralel yapı mensuplarına kullandırdığı iddia edilmişti.

Yeni Şafak gazetesi, bu `paralel` işlemlerin, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı`ya gönderilen bir ihbar mektubuyla ortaya çıktığı öne sürmüştü.

Haberi net bir dille yalanlayan Yazıcı, “Kanıt ve belgesi olmadan insanların haklarını yaralayıcı, itham edici yayın yapmak ne kamu çıkarıyla ne kişi haklarıyla bağdaşır.” diyerek gazeteyi tekzip etmişti.

AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik yaptığı açıklamada duruma çok şaşırdığını açıkladı.