MARDİN -  Ortaokullarda seçmeli olarak verilen seçmeli Kürtçe derslerini vermek üzere yetiştirilen Kürtçe öğretmen adayları, kendilerine verilen sözlerin tutulmaması üzerine açlık grevine girme kararı aldı.

İki dilde basın açıklaması okundu

 Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Rektörlüğü Binası önünde kitlesel basın açıklaması yapan Kürtçe Öğretmenleri Platformu üyeleri, Kürtçe ve Türkçe olmak üzere iki dilde basın açıklamasını okudular.

Çadırda açlık grevi yapılacak

Kürtçe öğretmen adayları Mardin Büyükşehir Belediyesi’nde çadır talebinde bulunduklarını, çadırın kendilerine verilmesi durumda Karayolları Parkı’nda açlık grevini başlatacaklarını ifade ettiler.

“Hayatın her alanında anadil ön plana çıkmalı”

Kürtçe Öğretmenleri Platformu adına basın açıklamasını Türkçe okuyan Kürtçe öğretmeni Mutlu Can,  Yeni eğitim-öğretim yılı yaklaşırken hayatın her alanında anadilin ön plana çıkmasını ve gündemde yer almasını arzuladıklarını belirtti.

“Herkes duyarlı olmalı”

Mutlu Can, “Dolayısıyla Kürtçe öğretmenleri atanmaması sorununu da anadili probleminden bağımsız düşünmüyoruz. Çünkü her gün Kürdistan'da Kürt çocuktan, doğal asimilasyona uğruyor. Bunun için de başta Kürt halkı olmak üzere herkesin buna duyarlı olması çağrısında bulunuyoruz.” dedi.

Anadilin Anayasa’da güvence altına alınması talebi

Kürtçe öğretmenleri olarak; en nihayetinde anadilde eğitimi ve anadilin anayasada güvence altına alınmasını talep ededen Can, “Anadilde eğitimin uygulamaya geçmesine kadar da ortaokulların 5.5,7 ve 8. Sınıflarına konulan seçmeli Kürtçe derslerini de bir ara formül olarak görüyoruz. Bu anlamda okullara konulan Kürtçe dersini önemsiyoruz. Fakat bu dersleri vermesi için üniversitelerde yetiştirilen Kürtçe öğretmenlerinin hâlâ atanmaması, bu konuda samimi olunmadığına işaret ediyor.” diye konuştu.

“Verilen sözler yerine getirilmeli”

Can sözlerini şöyle sürdürdü: “Başbakan Erdoğan'ın Haziran 2012'de yaptığı açıklamalardan sonra Kürtçe, Milli Eğitim Bakanlığının öğretim programında da yer almıştı. Bu süreçte Mardin Artuklu Üniversitesi ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında okutulacak kitaplar konusunda protokol hazırlanmış ve Kürtçe öğretmenlerinin atanmak üzere eğitileceği ifade edilmişti. Sonrasında Başbakan Erdoğan konuşmalarında bununla övünmüş ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik ve birçok bürokrat da Kürtçe öğretmenlerinin atanacağına dair olumlu ifadeler kullanmıştı. Görüldüğü gibi ortada Kürtçe öğretmenlerine verilen atanma sözleri var. Eğer devletin ciddiyetinden bahsedeceksek, ‘Kürtçe öğretmenliği’ yapmak üzere okuyan öğretmen adaylarının atanması gerekmiyor mu? Çünkü birçok arkadaşımız, Kürtçe öğretmeni olmak ve kendi anadillerini öğretmek amacıyla birçok fedakârlıklar yaptılar. Bu süreçte kimisi ağır bir ekonomik bedel öderken, kimileri sürekli çalıştıkları kurumlardaki işlerini bıraktılar. Eğer biz sosyal bir devletten bahsedeceksek, Kürtçe öğretmenlerini, verilen sözlere rağmen mağdur etmek hangi vicdana sığar? Bu konuda başta halkımız, basın mensupları ve siyasetçiler olmak üzere herkesin duyarlı olmasını arzuluyoruz. (M. Salih Keskin/Abdulilah Çevik – İLKHA)