Hamdan, Mahmud Abbas’ın direnişe yönelik hakaretlerini kınarken, Hamas’ın siyasi vizyonunu ve direniş çizgisini de net ifadelerle ortaya koydu.
Hamdan, Abbas’ın son açıklamalarında Gazze’deki direnişi aşağılamasını sert bir dille eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
“Biz, Kassam’ın, Şeyh Ahmed Yasin’in, Hacı Emin el-Hüseyni’nin ve Sinvar ile Haniye’nin yol arkadaşlarının evlatlarıyız. Abbas’ın söylediği gibi değiliz. Direnişe saldırmak, onun Filistin halkına liderlik etme ehliyetini sorgulatır.”
Hamdan ayrıca Abbas’ın geçmişte Filistin ulusal birliğini sağlamak için birçok fırsatı geri çevirdiğini ve bugün direnişi aşağılayarak işgale dolaylı övgüde bulunduğunu belirtti.
Hamdan, “Savaş zamanlarında tanınan tek meşruiyet, halkının yanında duran direnişin meşruiyetidir” diyerek, Abbas’ın açıklamalarının siyasi değil, ahlaki bir soruna dönüştüğünü belirtti.
Hamdan ayrıca yaptığı açıklamada, Filistin davasına dair kararlı ve net mesajlar verdi:
“Ulusal birlik ve sorumluluk ilkesine bağlı herkesle birlikte bir kurtuluş savaşı yürütüyoruz.
Filistin kanını hafife alan hiçbir dış inisiyatife cevap vermeyeceğiz. Halkımıza yönelik saldırılar tamamen durmadığı sürece sunulan hiçbir öneriyi dikkate almayacağız.
Ya Ocak ayında imzalanan mutabakata bağlı kalınmalı ya da şu şartları içeren kapsamlı bir anlaşma olmalı:
Gazze’den tam çekilme,
Sınır kapılarının açılması,
Uzun vadeli bir ateşkes.”
“İşgal sürdükçe direniş silahından vazgeçmeyeceğiz” diyen Hamdan, “ateşkes” ifadesini değil, ‘saldırının durdurulması’ ifadesini benimsediklerini vurguladı.
“İsrail’in kullandığı ‘savaş sonrası’ söylemi bizim için geçerli değildir. Biz, sadece saldırı bittikten sonra bir ulusal mutabakatı konuşabiliriz.” dedi.




