Çalışma, iki hastalık arasındaki temel farklara dikkat çekerek, gelecekteki tedavi yaklaşımlarına rehberlik edebilecek yeni bakış açıları sunuyor. Çalışmanın sonuçları, New Atlas tarafından Society for Cardiovascular Angiography & Interventions dergisinden alıntılanarak yayımlandı.

Tip 1 ve Tip 2 diyabet, kalp hastalıkları için bilinen risk faktörleri. Bunun nedeni, bu hastalıkların yol açtığı metabolik bozuklukların damar sertliğine (ateroskleroz) katkıda bulunması ve arterlerin iç duvarlarında plak oluşumuna neden olmasıdır. Sonuç olarak, diyabet hastalarında genellikle daha fazla plak bulunur ve arter çapları diyabeti olmayan bireylere kıyasla daha küçüktür.

Her iki durum da kandaki glikoz seviyelerinin yükselmesine neden olurken, Tip 1 ve Tip 2 diyabet tamamen farklı hastalıklardır. Tip 1 diyabet, insülin eksikliğinden kaynaklanırken, Tip 2 diyabet insülin direnci nedeniyle ortaya çıkar. Yeni bir araştırma, bu fizyolojik farklılıkların kardiyovasküler riskler üzerindeki etkisini incelemiştir.

Tip 1 ve Tip 2 Diyabet Arasındaki Temel Farklar

Çalışmanın baş araştırmacısı, Massachusetts Springfield'daki Baystate Tıp Merkezi'nde pediatrik endokrinolog olan Dr. Bracha Goldzweig, "Tip 1 ve Tip 2 diyabet tamamen farklı hastalıklardır. Tip 1 diyabet hastaları hiç insülin üretmezken, Tip 2 diyabet hastaları insüline duyarsızdır. Çalışmamızın sonuçları, tüm diyabet hastalarına aynı şekilde yaklaşmanın doğru olmadığını ve Tip 1 diyabet üzerine özel çalışmaların, en iyi tedavi yöntemlerini belirleyebilmek için gerekli olduğunu gösteriyor" dedi.

Altta Yatan Hastalıklar ve Kardiyovasküler Riskler

Şaşırtıcı bir şekilde, Tip 1 diyabetin altta yatan hastalıkları ile kardiyovasküler hastalıklar arasındaki ilişkiyi inceleyen çok az sayıda çalışma yapıldı. Tip 1 diyabetle bağlantılı kardiyovasküler hastalıkların tedavisi, genellikle Tip 2 diyabet hastaları üzerinde yapılan araştırmalardan türetilerek belirlenmiştir. Amerikan Kalp Derneği ve Amerikan Diyabet Derneği tarafından 2014 yılında yayınlanan ortak bilimsel bildiride de bu duruma dikkat çekilmiştir.

Araştırmacılar, 2017 ile 2022 yılları arasında, 1.5 milyondan fazla hastayı takip eden ve ABD genelinde diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların bakım kalitesini artırmayı amaçlayan Veradigm Metabolic Registry adlı veri tabanından yararlandılar.

Çalışmada 5.823 Tip 1 diyabet hastası ve 156.204 Tip 2 diyabet hastası yer aldı. Bu kişiler, 758.643 poliklinik ziyareti gerçekleştirdi. Katılımcılar 46 ila 75 yaşları arasındaydı. Çalışma süresince toplam 11.096 kardiyovasküler olay meydana geldi.

Bu olayların dağılımı şu şekildeydi:

%45,3"ü inme,
%19,5"i alt ekstremitelerde kritik arter tıkanıklığı (iskemi),
%17,1"i koroner arter bypass ameliyatı,
%17,5"i kalp krizi (miyokard enfarktüsü),
%9,3"ü koroner arterde tıkanıklık açma işlemi (stent takılması).

Daha Yüksek Risk Altındaki Hastalar

Veriler analiz edildiğinde, Tip 1 diyabet hastalarının, herhangi bir kardiyovasküler olaya maruz kalma olasılığının, Tip 2 diyabet hastalarına kıyasla daha düşük olduğu görüldü. Tip 1 diyabet hastalarının kardiyovasküler olay yaşama riski, Tip 2 diyabet hastalarına kıyasla yaklaşık %63 daha azdı.

Bu düşük risk oranı, 46-55 yaş grubunda %64, 56-65 yaş grubunda %69 ve 66-75 yaş grubunda %62 olarak hesaplandı. Kadın ve erkek hastalar arasında da benzer bir eğilim gözlendi.

Bireysel kardiyovasküler olaylara bakıldığında ve diğer değişkenler kontrol edildiğinde, Tip 1 diyabet hastalarının miyokard enfarktüsü, perkütan koroner girişim (anjiyoplasti), inme ve ekstremite iskemisi oranlarının Tip 2 diyabet hastalarına kıyasla daha düşük olduğu görüldü. Ancak, iki grup arasında koroner arter bypass cerrahisi oranlarında anlamlı bir fark bulunmadı.

Kardiyovasküler Hastalıklar ve Tip 1 Diyabetin Önemi

Çalışmanın baş araştırmacılarından, Massachusetts Springfield'daki Baystate Tıp Merkezi'nde Kardiyovasküler Hastalıklar Klinik Araştırma Direktörü olan Dr. Andrew Goldzweig, "Bu çalışmanın sonuçları, Tip 1 diyabet hastalarının kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskinin daha önce düşünülenden daha düşük olduğunu gösteriyor. Bu bulgular, bu hastaların yönetimi açısından büyük önem taşıyor" dedi.

Dr. Goldzweig, "Araştırmamız, Tip 1 diyabetin, Tip 2 diyabete kıyasla önemli ölçüde daha düşük kardiyovasküler olay riski ile ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Üstelik bu fark, yaş, diyabet yönetimi ve böbrek fonksiyonları gibi çeşitli değişkenler hesaba katıldığında bile geçerli kalıyor" diye ekledi.

Muhabir: Zeynep Bozdaş