Beni Vuranlardan Biri de Kardeşim Olmamalı
AK Parti ile Gülen Grubu arasında yaşanan kavganın nerden kaynaklandığını ve hangi temeller üzerinde devam ettiğine dair Dr. Ayhan Sevinç`in kaleme aldığı makalesini sizlerle paylaşıyoruz.
Başbakanın manipülatif zekası ve yavuz hırsız ev sahibini bastırır azmi cemaatin çabalarını şimdilik boşa çıkardı.
Bir süredir Türkiye gündemini meşgul eden adeta Gülen cemaati ile AK Parti arasında kin ve intikam gösterilerine sahne olan hadiseler cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte rafa kalkacağa benzemiyor.
Bu neyin savaşı?
AK Parti mutlak bir iktidarı isterken, kimseyle yönetimi paylaşmayacağını ilan etti. Bürokratik koordinasyonlarla devletin tüm parasını tek elde tutmayı başarmış ve bu paraları sadece bir zümrenin çıkarlarına peşkeş çekerken suçüstü yakalandı.
Gülen cemaati ise evveliyatından da bilindiği gibi Devletin yönetim kadrolarına sızmayı ve cemaat lehine çıkarlar elde etmeyi her zaman önemsemiştir.
Ortaklaşa bir yönetimde anlaşamayınca ve çıkar çatışması AK Parti aleyhine bozulmaya başlayınca savaş ta başlamış oldu.
Cemaat, devletin kasasını soymakla sorumlu tuttuğu AK Partiyi her fırsatta deşifre etti. Hükümet ise, Erdoğan`a uluslararası kurulan bir komplo oyununa Gülen cemaatinin piyonluk ettiğini savundu.
Gülen Cemaati evveliyatı ve piyonluğa giden yol.
Kuruluşunda Üstad Bediüzzaman Said Nursi`yi kendine rehber edinerek faaliyetlerine başlayan bu cemaatin, Said Nursi`ye bağlılık samimiyeti her zaman tartışılmıştır. Kürt olan bir üstadın yolunda gittiğini söyleyen bu cemaat, başından beri Kürt kelimesinden nefret etmiş ve kendi evlerinde Kürtçe konuşmayı dahi yasaklamıştır. Kürt bir üstadın yolundan gitmek pek nefislerine hoş gelmemiş olacak ki, zamanla nur cemaati ismi terk edilmiş, yerine Gülen cemaati adı kullanılmıştır.
Devlet kademelerine sızabilme yolunda Cumhuriyet Türkiye`sinin askeri vesayetine karşı bir takım faaliyetleri kalkan olarak kullanmıştır. Bu faaliyetlerde İslam diniyle hiçte alakası olmayan motifleri kullanmaktan geri durmamıştır. Zaman zaman dansöz oynatmayı aratmayacak kadar İslam`dan uzaklaşan Türkçe olimpiyatlarıyla milli duyguları İslam`ın önüne geçirmiş, kavramları kirleterek, Türklük Eşittir İslam algısını oturmakta başarılı olmuştur.
Kemalist ve Türk ulusalcı medyada psikolojik üstünlük elde etmek için, Kürtleri cahil ve cühela gösteren tiplemelerde diziler oynatmıştır. Ecdat ve Milletimiz kavramları çok dokunaklı işlenerek, Milli heyecanı din ile harmanlayıp kitlelere sunan Gülen Cemaati, ecdat övgülerini destanımsı bir dille ve dini motiflerle kitlelerine sunmuştur.
Dünyanın birçok ülkesinde Türkçe okullar açarak, Türkiye`de devlet katında meşruiyet kazanmak istemiştir. Bu Türkçe okulları ayakta tutabilmek için FBI ile ortaklık kurmaktan da geri durmamıştır. FBI, kendi resmi web sitesinde Gülen cemaatiyle olan ilişkisini resmen ilan etmiştir. İşte bu ilişkinin semeresi olan gönüllü veya zoraki piyonlukla başlamış oldu.
Başbakanın manipülatif zekası ve yavuz hırsız ev sahibini bastırır azmi cemaatin çabalarını şimdilik boşa çıkardı.
Cemaat tabanı yaralı ve belki de çok sayıda imanlı kardeşim bu kirli savaşta mağdur olacak.
Eeee.... Yapacak birşey yok...
Kardeşlerimize sabır dileyeceğim ama cemaat`e de söyleyeceklerim var.
Cemaat bu musibetleri; Kürdistan`da PKK ile savaşan Müslümanlara sırtını döndüğüne sayacak.
Papaya dost olurken, İran İslam Devletine düşman olduğuna sayacak...
Dahası sahur yaparken evden alındığına ağlayacağına, Kuranı kerim dersi verdiği için cezaevine attığı gençlerden af dilemeli.
Beş yıldızlı nezarethanelere itiraz edeceğine, "La ilahe illallah" davasında göz altına alıp, elleri kelepçeli Diyarbakır zindanlarında öldürülen Şehid Abdusselam İrdem`e ağlamalı.
Basit sorgulamalara bile itiraz edeceğine, PKK`nin yaptığı Susa Camisi katliamından ağır yaralı kurtulanlara, hastane odalarında zorla ifade almaya çalıştığından dolayı pişmanlığını haykırmalı.
Susa Camisi kahraman gazilerinden laf alamayınca, Onlara "Siz PKK`lılardan daha tehlikelisiz" dediği laflarını geri almalı.
Liste uzun...
Nihayetinde Cemaat, arasında sıkıştığı Faşistlik ve İslam arasında tercihte bulunmalı.
Dinler arası diyalog safsatasından tövbe edip, Müslümanlara sarılmalı.
İman yolunun Müslümanlar arasında Vahdet ve Birlikten geçtiğini anlamalı.
AK Parti de şerefini paraya mala değil, canlarını ve mallarını Allah`a satmalı.
Beni vuranlardan biri de kardeşim olmamalı.
Ayhan Sevinç / egesiyaset.com