Bu, Onların Eseri!
Siyonist israil terörist rejiminin Gazzede yaptığı soykırımın ardından siyonist zihniyet ve ona destek veren ABD-AB ile yerli işbirlikçi rejimlere dair söylenecek tek cümle şu olabilir: Gazzenin ahı hiçbir zaman peşinizi bırakmayacak
MEHMET ÖZCAN / DOĞRUHABER
Terörist İsrail, 29 gün boyunca vurduğu Gazze’de 1869 kişiyi şehid etti. Katledilenlerden 408’i çocuk. Ölen çocuklar, yaşları 1 aylık ile 17 yaş arasında olan 251 erkek ve 157 kız çocuğundan oluşuyor. Bu çocuklardan en az 287’si, yani %70’i 12 yaş ve altı. 157 kız çocuğunun, 116’sı, yani %73’ü 12 yaş ve altı. Vahşi saldırılarda 9567 kişi yaralandı. 373 bin çocuk ise yaşanan israil vahşetiyle birlikte halen ağır bir travma geçiriyor.
Saldırılardan sonra hayatta kalan çocukların hayatlarına devam etmesi oldukça zor gibi görünüyor. 31 bin evin bombalarla harabeye çevrildiği Gazze’de 13 hastane, 175 okul ve 162 cami hedef alındı. Vurulan camilerden ise 72’si tamamen yıkıldı. İsrail’in amacı Gazze’yi Hamas’tan arındırmaktı ancak ilk günden bugüne vurdukları hep sivillerdi, çocuklardı ama buna rağmen terörist saldırılarını sürdürdü. İsrail terör rejimi, 5 ağustos Salı itibariyle Gazze’deki direniş gruplarına ciddi bir zarar veremeden büyük bir hezimetle geri çekildi. İsrail basını siyonist ordunun başarısızlığını itiraf etti. Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları, gerilla taktiği ve el yapımı füzelerle israil’e darbe vurdu, yaklaşık 200’e yakın siyonist askeri öldürdü.
Siyonist israil terörist rejiminin Gazze’de yaptığı soykırımın ardından siyonist zihniyet ve ona destek veren ABD-AB ile destekçileri olan yerli işbirlikçi Arap rejimlerine dair söylenecek tek cümle; ‘insanlıktan nasibini almamış’ olmakla birlikte Gazze’de oluşturdukları ‘Vahşice Eserleri’ için övünebilirler. Ancak Gazze’nin ahı hiçbir zaman peşlerini bırakmayacaktır.
Yine 29 günlük acı süreçte insanlık dışı saldırılar karşısında terörist israil’i değil de hala Hamas’ı kınayan Birleşmiş Milletler’in kirli yüzünü gördü dünya halkları tv ekranlarında… Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi kuruluşların toplanamama ya da ciddi bir yaptırım kararına varamayacak acizliğine de şahit oldu… Yapılan soykırıma sessiz kalan ve lağvedilmesi gereken uluslararası bu kuruluşların utanç içerisindeki ilkesiz ve kabul edilemez duruşları vicdan sahibi tüm insanlarca nefretle karşılanıyor!
Terörist israil’i Gazze’ye yönelik katliamı sonrası ateşkes sürecine girilmesiyle birlikte Gazze halkı enkaz altında kalan yakınlarını çıkarıp defnetmek ve yaralarını sarmak için hummalı çalışmalar içine girdi. Tıbbi arama kurtarma ekipleri yoğun bir şekilde çalışıyor. Gazze’deki hastanelerin morgları dolup taşarken, bazı ailelerin tamamen yok olması nedeniyle cesetleri almaya gelen kimse bulunamıyor. Bazı cesetler ev tipi buzdolaplarına yerleştirildi. Öyle ki cesetlerini gömecek yer bulamayanlar var.
Filistin ve terörist İsrail temsilcilerinin kalıcı ateşkes için Kahire’de görüştüğü saatlerde, görüştüğümüz Gazze İslam Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Muin Naim, gazetemize önemli açıklamalarda bulunarak, terörist israil’in Gazze’de yaşattığı vahşeti ve bu vahşete ortak olan Arap rejimlerini anlattı.
İSRAİL İNSANLIK SUÇU İŞLEDİ
İsrail işgal rejiminin Gazze’de yaptığı vahşetin katliamlar serisinin bir halkası olduğunu ifade eden Dr. Muin Naim, “Bunun ne ilk ne de son olacağını zannediyorum. 66 yıldır bu tür katliamları yapıyor ama bugün Gazze’de bu katliamların önemli bir halkası yaşanmıştır. Şu anda Gazze’deki evlerin dörtte biri kullanılamaz haldedir.
İnsanlar sokaklarda, hastanelerde, okullarda barınmak durumunda kalıyorlar. Bunlara şu ana kadar destek olabilecek resmi uluslararası kuruluşlar bulunmamaktadır. Sağlık veya gıda olarak ciddi sıkıntılar, ciddi ihtiyaçlar vardır. Bunlar alışmadığımız şeyler değil ama daha önce israil’le sınır bölgelerinde yıkım yaşanıyordu ama bu kez Gazze’nin her yerinde yıkım var, yıkılmış apartmanlar var. Bu sefer, daha önceki yıllara nazaran 2 bine ulaşan şehitlerle sayıda da artış var.
Ve insanlar rakamlarla konuşuyor ama bu şehitler sadece rakamdan ibaret değil. Bu şehitlerin aileleri, çocukları, hanımları, eşleri, anneleri, babaları düşünülecek olursa her biri ayrı bir dram, ayrı bir suç aslında. Şehitler arasında her zamanki gibi büyük oranı çocuklar oluşturuyor. Sonra yüzde 15-20’si kadınlar ve bir o kadar da yaşlılardan oluşuyor. Yani İsrail işgal rejimi, bu katliamlarla Gazze’deki her kesimi hedef alarak direnişe karşı durmadığı için halkı cezalandırmak istemiştir ve bu da uluslararası hukuka göre insanlık suçudur.” diye konuştu.
‘DİRENSEK DE ÖLECEĞİZ DİRENMESEK DE…
İşgal altında olan bir halkın direnişi desteklemekten başka çaresinin olamayacağını belirten Naim, “Çünkü halkın bundan daha onurlu bir işi yoktur. Tam tersi işgal edilmiş bir şehrin halkının işgalcilere karşı durmaması onursuzluktur.” dedi. Dr. Naim, Filistin halkının ‘dirensek de öleceğiz direnmesek de, o zaman direnerek ölelim daha iyi’ düşüncesiyle hareket ettiğini ifade etti.
ARAP REJİMLERİ GAZZE’Yİ BİTİRMEK İÇİN YARIŞA GİRMİŞ DURUMDALAR
İsrail, bu vahşi saldırılarını bölgenin kan çanağına dönmüş Suriye ve Irak’ın kaos durumunu göz önünde bulundurarak yapıyor. Oluk oluk Müslüman kanı akmasına rağmen sessiz kalan İslam dünyası ise israil’i cesaretlendiriyor. İsrail, Gazze’yi teröristçe vururken Amerika’dan hem silah yardımı, hem 225 milyon dolar maddi yardım ve her fırsatta lojistik destek aldı. Mısır, Suudi ve körfez ülkelerinin sağladığı lojistik ve kalınan sessizlik desteği de azımsanmayacak boyuttaydı. Ancak İslam dünyasından Gazze’ye bırakın silah yardımını gıda yardımı yapacak bir koridor bile açılamadı.
ABD’li araştırmacı yazar David Hearst, The Huffington Post’ta yayınlanan makalesinde, israil’in saldırılar için Suud’dan onay aldığını ileri sürerek şunları yazdı: “Gazze saldırısı Suud Krallığı onayı ile gerçekleşmiştir. Bu onay israil’de herkesin bildiği bir sır gibidir ve hem eski hem de mevcut savunma görevlileri bu konu açığa çıktığında rahatlamışlardır.” İsrail Savunma Bakanlığı’nın politik ve askeri ilişkileri ile ilgili departmanın yöneticisi olan Amos Gilad ise, James Dorsey’e verdiği mülakkatta “Her şey yeraltından yürüyor,
hiçbir şey kamusal değil. Ama bizim Mısır ve Körfez Ülkeleri ile aramızdaki güvenlik işbirliğimiz eşsizdir. Bu dönem Araplarla güvenlik ve diplomasi ilişkilerimizin en iyi dönemidir.” demişti.
Yapılan katliamların 66 yıldır devam ettiğini, hatta İngilizler dönemiyle birlikte yüzyıllık zulmün devam ettirildiğine değinen Dr. Muin Naim Arap rejimlerinin ihanetine dair şöyle konuştu; “Amerika ve israil zaten bu katliamların müsebbibidir. Ama bu sefer belki ilk defa böyle net bir şekilde Arap rejimleri ve Müslüman bazı rejimler, Gazze’yi bitirmek için yarışa girmiş durumdalar. İsrail’i siyasi olarak desteklemektedirler. Bu Arap rejimleri zaten kendi halklarını eziyorlar, zulmediyorlar. Onun için kendi halkını öldüren, komşu halkları öldürmekten çekinmez. Katil katildir.
Mısır’daki cunta rejimi zaten Gazze halkını öldürmek için israil’le fiili olarak ortak hareket ediyor. Refah sınırını kapatarak gıda ve ilacın girmemesine sebebiyet vererek israil’e ortak oluyorlar. Bunlar daha önce gizli olurdu ancak bu sefer açık bir şekilde yapılıyor. Katil israil’in ortakları bu rejimler de bu yenilgiden nasibini alacaklar.”
ATEŞKES GÖRÜŞMELERİNDE "DİRENİŞ"KIRMIZICİZGİ
Filistin ve terörist israil temsilcilerinin kalıcı ateşkes için Kahire’de sürdürdüğü ateşkes müzakerelerinde Filistin tarafının talepleri arasında israil`in Gazze`den tamamen çekilmesi, Gazze ablukasının kalkması, israil hapishanelerindeki Hamas mensuplarının bırakılması ve Gazze`nin yeniden inşası için uluslararası yardım talebi var. israil ise Gazze`nin silahsızlandırılması ve Hamas`ın yeniden silahlanmasının önlenmesini istiyor. Hamas yönetimi kalıcı ateşkes görüşmelerinde Gazze ablukasının kaldırılması talebinden geri adım atmayacağını belirtti ve direnişin silahsızlandırılması isteğinin söz konusu bile olamayacağını duyurdu. Hamas’a yakın Aksa televizyonuna açıklama yapan Hamas liderlerinden İsmail Heniye, ‘Düşman, sahada başaramadığını siyaset yoluyla da başaramayacak. Çünkü şerefli halkımızın ödediği ağır bedellere karşılık büyük bir sorumluluğumuz var’ açıklamasında bulundu.