Yeniden Yargılama Yolu Babama Niye Kapalı?
Türkiyede 1990-2000 yılları arasında inanca yönelik büyük ve bir o kadar da kirli bir savaş yürütüldü. Tarih sayfalarına kara bir leke olarak kaydedilen bu süreçte bedel ödeyen ve halen ödemeye devam eden aileler, bu bayramı da ciğerparelerinden uzak geçirmenin burukluğunu yaşadılar
M. Salih Keskin / Mardin Mustafa Kaynak / Şanlıurfa
İslami davadan cezaevine giren dindar insanların aileleri, Ergenekon, KCK, Balyoz gibi dava sanıklarının tahliye edildiğini, ancak kendi tutsaklarının mesnetsiz bahanelerle hala cezaevinde suçsuz bir şekilde tutulmasının vicdansızlık olduğunu belirtti. Bu mahkûmlardan biri olan Abdullah Arasan, ailesinden ayrı 30 bayram geçirdi. Babasının 15 yıldır cezaevinde olduğunu söyleyen Zeynep Arasan, “Yeniden yargılama yolu babama niye kapalı?” diye sordu. Bir diğer mahkûm ise 46 bayramdır demir parmaklıklar arkasında olan Abdullah Zengin. Abdullah Zengin’in yaşlı anne, babası ise “Bu ayrılık artık bitsin” diye feryat ediyor. 44 Bayramı ciğerparesinden uzak geçiren Hanım Şakir ise, “Halimizi ve şikâyetimizi Allah’a havale ediyoruz, O bizim için en güzel vekildir” dedi.
15 YILDIR BAYRAMLARIMIZ BURUK GEÇİYOR
Babası Abdullah Arasan’ın Şubat 2000’de gözaltına alındığını belirtilen Zeynep Arasan, babasının yaklaşık 6 ay gözaltında kaldığını söyledi. Babasının insanlık dışı işkencelere maruz kaldığını söyleyen Arasan, yaklaşık 30 bayramdır bayramlarının buruk geçtiğini ifade etti.
3-4 AYDA BİR GİDEBİLİYORUZ
Babasının şu an Adana F Tipi Kapalı Cezaevi’nde olduğunu belirten Arasan, görüşüne çok zor da olsa gidebildiklerini söyledi. Arasan, “Babam ilk yakalandığında 6 ay gözaltında kaldı. Daha sonra Gaziantep Cezaevi’nde bir ay ancak kalabildi. Ondan sonra Silifke Cezaevi’ne gönderildi. Silifke Cezaevi bize çok uzak kalıyordu ancak beş altı ayda bir gidebiliyorduk. Daha sonra Adana F Tipi Cezaevi’ne geldi ve yaklaşık 13 yıldır Adana F Tipi Cezaevi’ndedir. Burada da görüşüne ancak 3 -4 ayda bir gidebiliyoruz” dedi. Görüş saatlerinin de yeterli olmadığını dile getiren Arasan, “Yaklaşık 8-9 saat boyunca yol gidiyoruz ve ancak bir saat ya görüşebiliyoruz ya da görüşemiyoruz.
BABAM KRONİK BÖBREK HASTASI
Babasının 3 defa ameliyat olduğunu söyleyen Arasan, “Bir sefer böbreklerinden, bir sefer diz kapağından ve bir sefer de fıtık ameliyatı oldu. Kronik olarak böbrek hastalığı devam ediyor. Bir de şeker hastalığı var, şekeri epey yükseldi, hala devam ediyor. Tabi bunların dışında da birçok hastalığı var ama en önemli hastalıkları bunlardır” dedi.
30 BAYRAMDIR BAYRAMI BABASIZ GEÇİRİYORUZ
Bir bayramı daha buruk geçirdiklerini söyleyen Arasan, “30 bayramdır bayramı babasız geçiriyoruz. Bu, kelimelerle tarif edilemez. Annemiz ağır hastalık sonucu vefat edince bayramı hem annesiz hem babasız geçiriyoruz. Bayramlar sevinç yerine bizim için hep hüzünlü geçiyor. Çoğu zaman bayramlarda görüşe bile gidemiyoruz, gitsek bile görüş saati azlığından dolayı bir tat alamıyoruz. Süre azlığı yetmiyormuş gibi arama esnasında çektiğimiz eziyetler işin farklı bir yönü. Bu acıyı bizlere yaşatanları Allah’a havale ediyoruz. Ancak bayramı babasız geçirenler bizi anlayabilirler” ifadelerini kullandı.
ADALET İSTİYORUZ
Devlete ve hükümete çağrıda bulunan Arasan sözlerine şöyle devam etti: “Biz sadece ve sadece adalet istiyoruz. Ayrıcalık istediğimiz yok. Babamız suçsuz yere içerde tutuluyor. Tek suçu İslam’ı yaşamak ve yaşatmaktı. Balyozcular, Ergenekoncular, KCK’lılar, banka soyguncuları, darbe girişiminde bulunanlar ve daha birçok suça bulaşmış insanlar dışarıya çıktılar ama İslami davadan içerde olan babam ve arkadaşları hala içerdedirler. Bunlara yönelik mutlaka bir şeyler yapılmalı, yapılmadığı zaman Allah-u Teâlâ’nın gazabı yakındır elbet. Çünkü biz hem mazlumuz hem mağduruz 15 yıldır hep acı ve eziyet çektik. Bunu bize yaşatanları Allah’a havale etmekten başka söz bulamıyoruz.”
YENİDEN YARGILAMA YOLU NİYE BABAMIZA KAPALI?
“Suçsuz sebepsiz yere Yusufiye Medresesi’nde bulunan babam ve arkadaşlarını en kısa zamanda kendi aramızda görmeyi ve yapılan mağduriyetlerin giderilmesini bekliyoruz” diyen Arasan, “Babam cezaevindeyken annem, amcam ve halam vefat ettiler. Babamın taziyelerine gelmesine izin bile verilmedi. Bu ve buna benzer birçok haksızlık ve sıkıntılar çektik. Bu sıkıntıların son bulmasını temenni ediyorum. Yeniden yargılama yolu niye babamıza kapalı? Yeniden yargılanmalarla hak ve hukukun yerine getirilmesini bekliyoruz. Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü ilkesi gereği hareket edilmesini bekliyoruz. Tabi bu mücadelede tüm Müslüman kardeşlerimizin destek ve dualarını bekliyoruz. Duyarlı hareket edip derdimizle dertlenen tüm kardeşlerimize teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
TAM 46 BAYRAM OLDU!
Doğruhaber’e duygularını anlatan tutuklu ailelerinden biri de Molla Hamdin Zengin. Oğlu Abdullah’a, polislerin kendi yazdıkları ifadeleri zorla imzalattıklarını belirten baba Zengin, “Oğlum Abdullah 1992’den beri cezaevinde. Buradan yakalanarak Urfa’ya götürüldü. Orada onları sorguya çekerek, onlara zorla kendi yazdıkları ifadeleri imzalamalarını istiyorlardı. İmzalamadıkları takdirde ‘Size işkence yaparız’ diyorlardı. Onlar da polislerin yazdığı ifadeleri imzalamak zorunda kaldılar. Bunun üzerine oğlum Abdullah, Diyarbakır’da, ardından da Bingöl’de birkaç yıl kaldıktan sonra Urfa’ya getirdiler. Urfa’da da bir süre kaldıktan sonra Adana F Tipi Kapalı Cezaevi’ne götürdüler. Orada da bir süre kaldıktan sonra onu Elbistan’a gönderdiler. Elbistan’dan sonra da Adıyaman F tipi Cezaevi’ne sevk ettiler. Oğlum 9 yıl cezaevinde kaldığı süre içerisinde, avukatlarının bize söylediği; suç sayılacak herhangi bir olay ve eyleme karışmamış, kimse de onun hakkında herhangi bir ifadede bulunmamış, onun bırakılacağını umut ediyorduk. Ama 23 yılı bitmek üzere ve hala maalesef bırakmadılar. Görüşüne giderken çok zahmetler çekiyoruz. Buradan Ceylanpınar merkeze oradan da Viranşehir, Urfa ve Adıyaman’a gidiyoruz. Bu kadar sıkıntı çekerek gidiyoruz. Görüş saati gelinceye kadar da, orada en az 2 – 3 saat bekliyoruz. Görüş saati geldiğinde de 30 dakikalık bir zaman diliminde birbirimize ne anlatabiliriz ki,” dedi.
TÜRKİYE’DE KAÇ KANUN VAR?
Hükümet tarafında çıkarılan yasaların, herkesi kapsaması gerekirken, kasıtlı olarak dindar insanların bunun dışında tutulduğundan yakınan acılı baba, “Ergenekon davası hâkimleri onlara bu cezayı verdi. Türkiye’de bir kanun mu yoksa iki kanun mu var? Hükümeti devirmek isteyen bazı Ergenekoncular tutuklanıp, onlara ceza verildi. Bazılarına ağırlaştırılmış müebbet verildi ama onların çıkması için de ardından başka kanunlar yapılarak serbest bırakılmaları sağlandı. Bu kanun sadece Ergenekoncular için mi çıkarıldı. Bu da siyasi suç değil mi? Bu çıkarılan kanun; zenginlerin, burjuvaların kanunu. Bizim kanunumuz ise fakirlerin ve kimsesizlerin kanunu, bizim bildiğimiz bu. Kimse bize kulak vermiyor. Başbakanın, Cumhurbaşkanının bizden haberi yok. Basın ve medya maalesef bu konuda kör ve sağır kaldı. Hükümeti merhametli olmaya çağırıyorum. Bizim bu sıkıntımızı görsünler ve o suçsuz masum insanlara tekrar yargılanma yolu açılsın” ifadelerini kullandı.
OĞLUM İSLAMİ DAVADAN DOLAYI TUTUKLANMIŞ, ŞEREF DUYUYORUM
Acılı baba Molla Hamdin Zengin, oğlunun hiçbir suça karışmadığını ve dinine bağlılığından dolayı kendisiyle övündüğünü vurgulayarak, “Biz kaza ve kadere iman etmişiz. Allah insan için neyi yazmış, uygun görmüşse, insan ona mahkûmdur, onu yaşayacaktır. Demek ki, bu oğlumun kaderinde vardı. Allah’a şükürler olsun ki oğlum İslami davadan dolayı tutuklanmış, bundan şeref duyuyorum. Allah muhafaza oğlum dinsizlikten dolayı tutuklansaydı ne yapardık. Bunun zulüm olduğunu biliyoruz. Allah’a havale ediyoruz. Bizim Allah’tan başka dayanacağımız hiçbir kapı yoktur” şeklinde konuştu.
Tutuklu olan Abdullah Zengin’in 64 Yaşındaki Annesi Fatma Zengin ise, oğlunun 23 yıldır suçsuz bir şekilde cezaevinde tutulmasına tepki göstererek, “Oğlum Abdullah’ın hasretinden yaşlanıp kör oldum” dedi.
OĞLUMA İFTİRA ATTILAR!
Kendilerine yaşatılan tüm bu zulümlere rağmen hiçbir şekilde Abdullah’tan dolayı bir hoşnutsuzluğunun olmadığını belirten Anne Zengin, “Oğlum Abdullah dinine bağlı bir insandı. Hz Muhammed’in dinine düşkün ve onun davası için mücadele ederdi. Oğlum köyde hutbe okuduğu zaman, köylüler hayret ediyordu, ‘bu Molla bize nerden geldi?’ diyorlardı. Oğlum sürekli okul okuduğu için köye çok az gelirdi. Oğluma iftira atarak onu karaladılar. Bize yaşatılan bu zulümlere rağmen biz oğlumuzdan memnunuz onun suçsuz olduğuna inanıyorum” şeklinde konuştu.
OĞLUMUN SIKINTISINDAN KÖR OLDUM
Fatma Anne, sözlerini şöyle sürdürdü; “Oğlumun imam olabilmesi için yaşını büyüttük, çok sıkıntılar içerisinde okutuyorduk. Onun ayakkabısı yırtık olduğu için komşu çocukların ayakkabısını ona getirirdik. Onu bu sıkıntılar içerisinde büyüttük ki imam olsun diye. Oğluma bu iftiraları atanları ve cezaevine girmesine sebep olanları Allah’a havale ediyorum. Ben oğlumun sıkıntısından yaşlandım ve kör oldum. 23 yıl az bir zaman değil, bir ömürdür. Başbakan Erdoğan’ın bu mahkeme dosyaları üzerinde durmasını istiyorum. Bu insanlar gereksiz yere ceza evinde çürütüldü. Birçok kişi ceza evinden çıkarıldı, benim oğlum Abdullah neden çıkarılmıyor? Benim oğlum Abdullah Ergenekon sanıklarından daha mı tehlikeli? Yardımı Allah’tan bekliyorum.”
EVLAT HASRETİYLE GEÇEN 44 BAYRAM
İslami davadan cezaevinde bulunan hükümlü Muhammed Şakir’in annesi, buruk bir bayram daha yaşadıklarını belirterek, kendilerine yaşatılan zulümlerin artık dayanılmaz bir hal aldığını söyledi. Ceylanpınar’da ikamet eden Hanım Şakir, Oğlu Muhammed Şakir’in 22 yıldır cezaevinde tutulduğunu ifade ederek, oğlunun hasretiyle yanıp tutuştuğunu söyledi. Anne Şakir, bu mübarek Ramazan Bayramı’nı yine oğlundan, canından uzak geçirdiklerini dile getirerek, “Allah onu ve arkadaşlarını korusun ve onların bir an önce ailelerine kavuşması için Allah yardımcıları olsun. Oğlumun ve arkadaşlarının Ramazan Bayramlarını tebrik eder hepsinin gözlerinden öpüyorum. Yüce Rabbim bizlere dayanma gücü, sağlık, sıhhat versin” şeklinde bayram duygularını hüzünlü bir şekilde dile getirdi. Oğlunun görüşüne gidemediğini belirten mağdur anne daha sonra, “Oğlumun görüşüne çoktandır gidemiyorum, yollar çok uzak olduğu için gidemiyorum. Yaşlandım artık ayaklarımın üstünde bile duramıyorum. Allah hayırlı bir kapı açsın da inşallah, artık gelir yanımıza. Oğlum Muhammed 22 yıl oldu hala cezaevinde. Oğlumun diğer insanlar gibi eşi, kızı, oğlu çocukları yok... Oğlumu göremeden bu dünyadan ayrılacağım. Halimizi ve şikâyetimizi Allah’a havale ediyoruz, O bizim için en güzel vekildir” dedi.