Mısır`ın Ateşkes Önerisi Bir Komplodur!
Mısır Cumhurbaşkanı General Abdulfettah Sisi’nin Siyonist işgal askerlerinin Gazze’ye karşı başlattığı barbar savaşın başlangıcından bir hafta sonra birden ortaya çıkıp işgal rejimiyle Hamas arasında ateşkes önerisinde bulunmasına ne sebep oldu? Hâlbuki bir hafta boyunca bir tek kelime bile etmemişti. Gazze için harekete geçmemişti bu süre içinde. Atanmış ve görevlendirilmiş olan Sisi, hafta boyunca danışmanı Tonny Blair ile görüşmüştü.
İşin özü şudur: Sisi, Gazze bataklığına saplanan, başlattığı savaşı sonlandırmaktan aciz kalan ve çıkmak için yol bulamayan değerli dostu Netanyahu’yu kurtarmak amacıyla ateşkes önerisinde bulunması için talimat aldı. Netanyahu ve Sisi’nin iki ayağını oluşturduğu komplo üçgeninin üçüncü ayağı olan Abbas ise Ramallah’ta oturmuş halkının katledilmesini sadece seyrediyor.
Hiç kimse Hamas’ın düşmana karşı bu kadar direnç göstereceğini, bu şekilde direnişte bulunacağını ve sürprizler göstereceğini, işgal rejimini kalbinden vuracak düzeyde askeri operasyonlar yapabileceğini, daha önce ulaşılamayan yerlere bile ulaşabileceğini, Arap ordularının bile yapamadığı darbeleri indirebileceğini, yeni silahlar deneyeceğini, insansız uçak kullanacağını, gelişmelerde inisiyatifi ele alacağını, caydırıcı olan tarafın artık kendisinin olacağını, buna karşılık işgal askerlerinin ise karadan, denizden ve havadan sadece sivilleri; kadın, çocuk, hasta ve yaşlıları vuracağını tahmin etmiyordu.
İşgal rejiminin silahlarında bir yenilik yok. Ama direnişin silahlarında sürprizler var. Direnişin bu güç ve direnişi düşmanın ayağını birbirine dolandırmış, Netanyahu’nun hesaplarını alt üst etmiş, ekonomik zararını katlamış, 6 milyon yahudiye korkulu anlar yaşatmış, onları sığınaklara doldurmuş, turizmin felç olmasına neden olmuştur. İşte bütün bunlar Netanyahu’nun Sisi ve Abbas dostlarından kendisini kurtarmak için ateşkes teklifinde bulunmalarını istemesine neden olmuştur.
Burada şu soru sorulmalıdır: Sisi, kendisi ve darbecilerin terörist diye lanse ettikleri Hamas’ın taraf olacağı bir girişime öncülük etmeyi nasıl kabul etti. Peki, Sisi, dostu İsrail ile direniş hareketi Hamas arasında arabulucu olmak için niye öne atıldı?
Sadece bu değil, darbeyle yönetimden uzaklaştırılmış olan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi Hamas’a casusluk yapma suçundan şu anda tutuklu. Ve bugün Sisi Hamas ile İsrail arasında arabuluculuk yapmak istiyor. Bu da Hamas’a yardım ve ona casusluk yapmak değil mi? Bunun sonucu olarak Sisi’nin de cezaevine konulması gerekmez mi?
Sisi, dostu Netanyahu ve diğer dostu Abbas tarafından kendisine sunulan metni ilan etmesi durumunda Hamas’ın bunu kabul edeceğini, görünürde kendisinin girişimi olması nedeniyle bunu reddetme cüretini gösteremeyeceğini düşünüyordu. Ancak Hamas ve ardından İslamî Cihad’ın bunu reddetmesi sürpriziyle karşılaştı.
Hamas, Mısır’ın bu konuda kendisiyle istişare etmediğini, olayı basından duyduğunu, girişimin işgalciyi her türlü cinayeti işlediği Gazze’den güvenli bir şekilde çıkarmayı amaçladığını, belgenin Gazze’deki duruma değinmediğini, kuşatmayı olduğu gibi bıraktığını, Şalit’e karşılık serbest bırakılan ve son operasyonda tutuklanan esirlerin durumuna işaret etmediğini ve bu konuya çözüm bulmadığını belirterek sunulan ateşkesi niçin reddettiğini izah ettikten sonra kendi ateşkes şartlarını bir bir saydı. Şart koşmaya hakkı da vardır. Çünkü bugün güçlü olduğu bir konumda konuşuyor. Düşmanın anlayacağı dilden konuşuyor. ***
…….
Mısır’ın Gazze’ye karşı sürdürülen savaşta nerede durduğuyla ilgili bir iki hususu paylaşmakta fayda var:
7 Temmuz’da başlayan savaştan üç gün önce Mısır istihbarat başkanı İsrail’e gidiyor. Tıpkı 2008 Savaşında olduğu gibi. Sadece isimler değişti. 2008 yılındaki savaştan önce dönemin İsrail Dışişleri Bakanı Kahire’ye gitti. Orada Mısır Dışişleri Bakanı Ebu’l-Gayt ile birlikte ortak basın toplantısı düzenledi. Ve 48 saat sonra savaş başladı. Bugün de aynısı oluyor. Koordinasyon ve işbirliği için Mısır istihbarat başkanı savaştan üç önce İsrail’e gidiyor ve birlikte kararlar alıyorlar.
Bu satırları yazarken Mısır’ın Gazzeli yaralılara tıbbi yardım ve mağdurlara da insani yardım ulaştırmak isteyen yardım ve dayanışma kafilelerini engellediği haberleri elimize ulaştı. Mısır ve Malezya’da oluşturulan kafileleri engellemek, işgalcinin Filistin halkını yok etmek için Gazze halkına ve direnişine karşı olmak, kuşatmayı daha da ağırlaştırmak için yapılmış bir düşmanlık değilse nedir?
Mısır yönetiminin yaptığı tek şey kullanım tarihi geçmiş bozuk gıdaları Gazze’ye göndermek oldu.
Mısır halkının Sisi’nin yaptıklarını onaylamadığını ve ondan beri olduğunu biliyoruz. Allah Gazze halkından önce Mısır halkına rahmet eylesin.
Gazze’ye karşı yapılan komplo, kurulan tuzak, oynanan oyunlar anlatılan bir hikayeyi hatırlatıyor.
Haçlılar İslam beldelerinden birine girince, erkeklerin dışarıda olmasını fırsat bilerek köyü talan ediyor; namusları kirletiyor ve malları alıp götürüyorlar. Haçlılar gittikten sonra kadınlar başlarına gelen felaketi konuşmaya, uğradıkları kötülüğü anlatmaya başlıyorlar. “Ummu Hasan nerede acaba” diyorlar. Erkekler onu da kirletmiş veya öldürmüş olabilirler diyorlar. Gidip baktıklarında, kendisine saldırmak isteyen düşman askerini sürüklemekte olduğunu görüyorlar. Nasıl öldürdün? Diye sorduklarında Umma Hasan “öldürülmeden ırzıma geçilmesine sessiz kalacağımı mı düşünüyordunuz?” demesi üzerine kadınlar büyük bir utanç ve eziklik içinde evi terk ediyorlar. Ancak kadınlar şeytani bir düşüncede birleşiyorlar. Aniden Ummu Hasan’ın evine gelip onu öldürüyorlar. Onurlu ve izzetli olan Ummu Hasan böylece hain, korkak ve alçak insanların eliyle öldürülüyor. Kocalarına karşı kendilerini kötülemesin diye onu öldürüyorlar. Şeref ve haysiyyeti öldürüyorlar. Kendi ayıplarını örtmek için öldürüyorlar…
Arap ülkelerinin bugün Filistin’e yaptıkları da bunun aynısıdır. Çünkü Gazze, direnişiyle onlara alçaklıklarını, ihanetlerini, düştükleri çukuru hatırlatıyor. Kirli çamaşırlarının ortaya çıkmaması, ihanetlerinin anlaşılmaması ve maskelerinin düşürülmemesi için onun boğulması, öldürülmesi ve yok edilmesi gerekiyor.
Bütün bu komplolara, tuzaklara, ihanetlere rağmen Gazze üstün gelecektir…
Çünkü tarih böyle söylüyor…
Bedel ve fedakarlıklar arttıkça zafer de o kadar yakınlaşıyor..
İşte o zaman bütün bu tortular için tarihin çöplüğünden başka bir yer kalmayacaktır.
Cabir El-Harmi/filistinhaber